İşadamlarından THY'ye tepki

Altınova Sanayici ve İşadamları Derneği ve Mondial Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Acarlıoğlu, konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.

"26 Ocak 2006 tarihinde Antalya’dan Kiev’e gidecek olan; Antalya Belediye Başkanları, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, dernek başkanları ve bölgemizin ileri gelen yatırımcı ve işadamlarından oluşan (TC. Antalya Valimiz Sn. Alaaddin Yüksel’in programındaki bir değişiklik sonucu, ekibe son anda dahil olamamıştır) 32 kişilik heyetimiz Antalya Atatürk Havalimanı’nda mağdur bırakılmıştır. 26.01.06 AYT-İST 05:05 bağlantısı ile (28 kişi) KİEV (İstanbul’dan katılacak 4 kişi) ‘e giden 32 kişilik ekibimiz, 29.01.06 tarihinde geri dönecekti.

Ukrayna’daki bürokratlar ve işadamları ile görüşüp, karşılıklı yatırım olanakları ve işbirliği fırsatları yaratma amaçlı gezimiz için; Ukrayna Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Ukrayna İmar ve İskan Bakanı, Kiev Belediye Başkanı, Kiev Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, TC. Büyükelçisi, Türk-Ukrayna İşadamları Derneği ve Kiev’in önde gelen yatırımcıları ve işadamlarından iki hafta önce alınan tüm randevularımız iptal olmuştur.

Bu durum, hem bürokratik anlamda hem de iş temasları anlamında büyük kayıplar yaratmıştır. Hava muhalefeti nedeniyle gerçekleşen rötarları elbette anlayışla karşılıyoruz; ancak bu tarz organizasyonlara daha önce de vesile olan bizler, olayın gelişimi ve neticelenmesindeki hassasiyet ve sağduyudan uzak tutumu anlayabilmiş değiliz.

Ekibimizin mağduriyetinin gelişimi aktarıyoruz:
26.01.06 tarihinde 05:05 Ayt-İst. uçuşumuz, hava şartlarından dolayı 07:45’e alınmıştır. Bu gecikme 01:00’de -sadece kendi çabamızla- THY uçuş bilgi ofisinden öğrenilip ekibimiz saat 06:00’da havaalanına yönlendirilmiştir. Bunun peşinden gelen rötar saatleri: 08:45, 09:30, 10:45, 11:45, 12:30, 13:00 olarak başkanlarımız ve ekibimiz tam 7 saat alanda bekletilmiştir. (Halbuki ara ara bildirilen rötar saatlerinin dışında uçuş bilgileri sorumlusunun ve uçuş şefinin bizim bilgilenme isteğimiz karşısında, sözlü yönlendirmeleri şu şekildedir: “13:00’den önce uçağın kalkması zor ancak kesinlikle iptal söz konusu değil. Zaten bu giden uçak, aynı zamanda Kiev’e de gidecek uçak olduğu için, lütfen başkanları ve işadamlarını alandan ayırmayın. Merak etmeyin, uçağın Kiev’e gitmemesi gibi bir durum söz konusu değil.”)

Ayrıca THY’nin hiçbir görevlisinin duruma hassasiyet hissedip ilgi göstermemesini ve güleryüzlü olmayan tavırlarını oldukça yadırgadık. Doğru istihdam prensipleri hiçbir kurumu zarara uğratmaz diye düşünüyoruz.

8 saat 15 dakikalık rötar sonucunda bizim ikazımızla dağıtılan sandviç ve meşrubatlar için teşekkürlerimizi sunmayı elbette unutmuyoruz.

Rötarların devamında, son dakikaya kadar ekibin uçağa alınacağı söylenmesine karşın, son dakikada ekip kontuara yönlendirilmiş, uçak kalkmasına rağmen ekip uçağa alınmamış ve belirsizlik 20 dakika boyunca devam etmiş, tatminkar bir açıklama da yapılmamıştır. Neden olarak; İstanbul-Kiev uçağının bekleyemediği söylenmiş, ancak bu uçak (TK 1457) saat 15:05’te kalkmıştır. Check-in işlemimiz Antalya’da yapılmıştır. İstanbul’da bagaj transferi söz konusu değildir. Yurtdışı transferlerinde dışhatlara geçmek ve gümrük işlemlerinin reel olarak tamamlanmasının toplam 15 dakikalık bir süre aldığını da önceki deneyimlerimizden net olarak bilmekteyiz. Bu durumda uçağın bizi beklemesi gibi bir durum zaten söz konusu değildir. Dolayısı ile TK 411 seferi 13:20’de ve bağlantısı olan TK 1457 seferi 15:05’te kalktığına göre, ekibimizin yetişmesi gayet rahat bir şekilde gerçekleşecekti. Bu durum karşısında öne sürülecek açıklamaları, konunun önemi bu kadar ortadayken kesinlikle tatmin edici bulmamaktayız.

Ayrıca Antalya Atatürk Havalimanı’ndaki THY görevlilerinin duruma en ufak bir sorumluluk duygusuyla yaklaşmaktan uzak olmalarını, çözüm önerisi bile getirmemelerini kurumunuzun vizyonuna hiç yakıştıramadığımızı dile getirmek isteriz.

En önemli noktalardan biri de, bir iki kişinin duyarsız kararı ile devletimizin kurumunun 12 bin euronun üstünde bir kayba uğratılmasıdır. Sadece bizim yaşadığımız tek bir olay karşısında devletimiz böylesi bir kayba uğratılıyorsa, olası kayıplarımızı tahmin bile etmek istemiyoruz. Bu durum karşısındaki üzüntümüzü dile getirmeyi bir vatandaşlık görevi sayıyoruz.

Bu denli önem arz eden bir gezide, en güvenilir bulduğumuz hava kurumumuz THY ile çalışmaktan dolayı  içimiz rahatken böyle bir uygulama karşısında şaşkınlığa düştük. Şüphesiz ki, hava şartları sizin elinizde değil, ancak “böylesine mağdur edici bir uygulama dünyanın hangi ülkesinde geçerlidir?” diye bir soruyu yöneltmek isteriz ve gelişmiş ülkelerde, rötar mevhumunun tek taraflı değil, karşılıklı ve eşit şartlarda belli yaptırımları olduğunu da hatırlatırız.

Hem maddi açıdan, hem bürokratik anlamda, hem de iş görüşmeleri kapsamında çok ciddi sıkıntılar ve kayıplar yaşamaktayız. Belediye başkanlarımızın, oda ve dernek başkanlarımızın, yatırımcı ve işadamlarımızın oluşturduğu ekibimiz için alınan randevuların iptali, “hava koşulları” nı öne sürdüğümüzde; uçuşların gerçekleşmesine karşın, ekibimizin Kiev’e ulaşamaması sonucunda, randevuların muhatapları tarafından ciddiyetsiz bulunmuş, yadırganmış ve durumun inandırıcılığı sorgulanmıştır. Bu durum bizleri, hem karşı ülkenin yetkilileri, hem de ekibimize karşı mahçup durumda bırakmıştır. Tüm bu kayıpların sorumlusunu bilmek ve maddi ve manevi zararlarımızın karşılanmasını istiyoruz.

Bu değerli kurumun, devletimizi, hiçbir kurum ve kişiyi bir daha böylesine mağdur etmemesini arzu ediyoruz. Detaylı şekilde arz ettiğimiz durum karşısında THY’yi üzülerek ama şiddetle kınıyoruz."