<B> Hanife BAŞ</B>
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2003 20:14
2001 krizi zincirleme olarak tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Hazırlıksız yakalanan şirketler 'acil kriz yönetimi' paketlerini devreye soktu. 'Önceden hazırlıklı' olanlarsa 'hazırlıklı olmanın' meyvelerini yediler. Krizi fırsata çevirdiler.
İşin zamanında bitmemesi, anlaşılan paranın üzerine çıkılması, kaliteli malzeme kullanılmaması, verilen sözlerin tutulmaması çeşitli sektörlerde iş yapan firmaların karşılaştığı sorunlar. Özellikle de inşaat, bu tür sorunların sıkça yaşandığı bir sektör.
Sektörde bu anlayışın dışında, verdiği söze sadık kalan firmalar ön plana çıkıyor. Orta büyüklükte bir taahhüt ve mimarlık şirketi olan Kinesis onlardan biri.
1993'de kurulan firmada çalışan 23 kişinin 17'si mimar. Yılda 500 proje gerçekleştiriyorlar. Kinesis, mimarlık dışında, dekorasyon ve mobilya alanında da faaliyet gösteriyor. İspanyol Actiu firmasının Türkiye ve Türk Cumhuriyetler distribütörü ve dört bine yakın ürün çeşidine sahip.
MÜŞTERİ TAVSİYESİKriz nedeniyle ithalatın zorlaşması onları iki yıl önce üretime geçmeye zorlamış. Üretim için tesis kurmak yerine fason üretim yaptırma yolunu seçmişler. Türkiye’nin yanında Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkelerde de iş yapıyorlar. Yurtdışındaki projeleri almalarında Türkiye'deki müşterilerinin tavsiyeleri etkili oluyor.
Kinesis'in en önemli özelliği büyük, küçük proje ayrımı yapmaması. Çok üreterek az kazanmayı prensip edinmişler.
Aselsan, Anadolu Grubu gibi çok büyük müşterileri yanında iki kişilik doktor muayenehanesine de hizmet veriyorlar. İstanbul Kozyatağı'nda inşa ettikleri Hanımzar İş Merkezi gibi projeler yanında, çok küçük projelere de imza atmışlar. Ekonomik kriz dönemlerinde geçtikleri bu anlayışı devam ettiriyorlar.
Kinesis'in kurucusu ve genel müdürü Orhan Bayrak, Türkiye'de var olan, 'ancak çok parası olanın mimarlık firmalarından hizmet alabileceği' yönündeki inancı kırmak istediklerini dile getiriyor. Türkiye'deki mimari kirliliğin temel nedenini buna bağlıyor. Depremlerden sonra bilinçlenmenin artmasıyla bu anlayış biraz değişmiş. Teknik elemanlar daha önem kazanmış.
Bayrak, ‘‘Şirket olarak çok üreterek az kazanıyoruz. Ama bu azlar toplanınca yine çok oluyor. Bu nedenle ekonomik kriz dönemlerindeki darboğazlardan çok fazla etkilenmiyoruz. Krizlerden önce bizde akılcı maliyetler ortaya çıktığı için daha sonra düş kırıklıkları, kar marjlarında kayıplar yaşamıyoruz. Üretkenlik ana felsefemiz. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde çalışma anlayışının böyle olması gerekir‘‘ diyor.
Büyümek daha fazla kişiye hizmet vermenin her kurumun hedefi olduğunu belirten Bayrak, dengeli büyümenin, büyürken üretkenliği artırmanın önemine işaret ediyor. Zamanında işi teslim etmenin, verilen sözleri tutmanın büyümeden daha önemli olduğunu dile getiriyor.
Bayrak, yaptıkları sözleşmelerde kendilerine işi zamanında bitirmeme konusunda yaptırımlar getirdiklerinden söz ediyor:
‘‘Sözleşmelerimiz, projenin zamanında ve taahhüt edildiği şekilde bitirilmemesi durumunda Kinesis'i ağır tazminat yüküyle karşılaştıracak maddelere sahip. Proje bitimine kadar müşterinin koltuğuna yaslanıp beklemesini istiyoruz. Yapım aşamasının stresine girmemelerini sağlıyoruz. Bugüne kadar zamanında bitirmediğimiz proje olmadı.‘‘
Kinesis'teki mimari bakış açısı yönetim tarzına da yansımış. Mimar olan Bayrak, mimarlığın aynı yönetimde olduğu gibi çok fazla alternatifin düşünülerek yapıldığını belirtiyor. Yani mimarlıkta bir proje üzerinde çalışırken sayısız alternatiflerden birini seçmek gerekiyor. Yöneticiler de sürekli birçok alternatif arasında tercih yapmak durumunda kalıyor.
DUYGU VE MATEMATİKİnşaat sektöründe yönetimde daha çok mühendislerin, etkili olduğunu dile getiren Bayrak, mühendislikte daha tek düze ve matematiksel düşüncenin ön planda olduğunu vurguluyor.
Ona göre, mimarlık tamamen duygu, matematik ve alternatifin iç içe olduğu bir meslek.
Bayrak, çoğunluğu mimarlardan oluşan çalışanlarının eğitimlerine önem verdiklerini anlatıyor. İşlerin az olduğu dönemlerde bina incelemelerinde bulunmaları için çalışanlarını yurtdışına gönderiyorlar. Kriz dönemlerinde işten çıkartma yerine çalışanlarını eğitim vererek geliştirme yolunu seçmişler.
Türkiye'de herkesin kendisini her alanda ilk 10'da görmek istediğine değinen Bayrak, ileriye dönük hedeflerini şöyle anlatıyor:
‘‘Kinesis olarak yalnızca büyümek için büyümek istemiyoruz. İhtiyaç olan alanlarda büyümek istiyoruz. Dengeli bir büyüme politikasıyla krizlerden etkilenmeden her türlü projeye hizmet vereceğiz.‘‘
İŞLETMECİ MİMARLARMimarlık ve inşaat şirketi Kinesis'te başta şirketin kurucusu Orhan Bayrak olmak üzere, diğer mimar çalışanlar da işletme konusunda master yapmış. Bayrak, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi'nde iş idaresi master'i yapmış. Yaptıkları işlerin kalitesinde ve çalışma prensiplerinde birlikte çalıştıkları 17 mimarın işletme master'i yapmasının etkili olduğunu düşünüyor:
‘‘Projeler öncelikle mühendislik bilgisi gerektiriyor. İşin yürütülmesi ise işletmecilik. Her arkadaşımız aynı anda üç projeyi götürebilecek kapasitede ve götürüyor.‘‘