İş dünyası ‘oynuyor’

Güncelleme Tarihi:

İş dünyası ‘oynuyor’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2002 14:20

İş dünyası perdelerini açıyor, tiyatroda 'kendini' arıyor. Etkin konuşma, iletişim, yaratıcılık ve ifade eğitimleri veren tiyatrocuların sayısı gün geçtikçe artıyor. Tiyatro tekniklerinin kullanıldığı eğitimler çalışanlara alternatif kişisel gelişim çözümleri sunuyor. Katılımcılar farklı ve yadırganan yönlerini 'doğal yollardan' nasıl avantaja çevirebileceklerini öğreniyorlar.

Haberin Devamı

İyi bir lider olmak, dahiyane fikirler bulmak, krizlere yenilmemek... Çalışanların ortak dilekleri haline gelen bu kavramlar, aslında onları önemli bir çıkmaza sürüklüyor: ‘Standartlaşma’. Şirketlere yönelik eğitimler veren dört tiyatro sanatçısı buradan yola çıkarak temelde aynı mesajı veriyor: ‘‘Kendiniz olun. Farkınızı yaratın...‘‘.

‘Yeryüzünde herkesin bir oyunu ve oyuncakları var. Oyun oynamak çocuklara has değil. Büyüdükçe daha çok önem kazanıyor. Hayatta başarılı olamadığınız alanları düşünün. Yanıtı sizde, kendinizle yeterince oynamamış olmanızda gizli.‘‘

Tiyatro sanatçısı Bora Seçkin oyun kavramını böyle tanımlıyor. Meslektaşı Ziya Kürküt ile birlikte verdiği iş dünyasına yönelik 'yaklaşım ve ifade eğitimi’ Seçkin'in söz ettiği bu oyun felsefesi temelinde şekilleniyor.

Tiyatro sanatçısı ve yönetmeni Gökhan İçöz'e göre hayatın ‘olmazsa olmaz’ı denge. Dengeyi bulmanın yolu kendinizi yeniden keşfetmekten geçiyor. İçöz, 1994'ten bu yana şirketleri 'sahneye taşıyor'. Ast üst ilişkilerini sahnede tersine çeviriyor, çalışanların hayatı birbirlerinin gözüyle görmesini sağlıyor.

YARATMA VE CESARET

Şahika Tekand... 1988'den bu yana oyunculuk yapıyor. 10 yıldır şirketlere yönelik 'yaratma ve icra cesareti' eğitimleri veriyor. Tekand önceleri yalnızca oyunculuk alanında verdiği eğitimleri iş dünyasına kaydırmasının nedenini çalışan kesimin geldiği noktaya bağlıyor: ‘‘Her şey başarmaya ve sonuca endeksli. İnsanlar başarmaya o kadar fazla yoğunlaşıyorlar ki başardıkları zaman neyi başardıklarını bile görecek enerjileri kalmıyor. Çünkü kendilerini bir yerlerde unutmuş oluyorlar. Bu durum zamanla mutsuzluğa ve başarısızlığa dönüşüyor. Hikaye burada başlıyor. Kalıcı ve huzurlu başarının yolu öğrenmeye karşı direnci yıkmakla açılıyor...‘‘

'Diğerleriyle' aynı kıyafetleri giyip, aynı aktivitelerden zevk almak, aynı kitapları okumak, aynı şekilde konuşmak, gülmek ve hissetmek iş dünyasının ‘yazılı olmayan kuralları’ haline gelmiş durumda.

Şirketiçi eğitimler çalışanları 'standartlaştıran' unsur olma yolunda eleştiriler alıyor. Şirketler alternatif çözümlere yöneliyorlar. Sanat bu alternatiflerin başında geliyor.

Gökhan İçöz, önceki yıllarda Esbank ve Akbank'da insan kaynakları yöneticiliği yapan Adalet Kılıçarslan ile kurduğu Espri Eğitim Danışmanlık bünyesinde doğru ve etkili konuşma, sunum teknikleri ve aktif drama eğitimleri veriyor. Yeditepe Üniversitesi'nde üç yıldır oyunculuk derslerini sürdürüyor. Bugüne kadar aralarında Rekabet Kurumu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı, Koç Holding, EMPA, IBM ve Mudo'nun bulunduğu birçok kuruluşa özel eğitimler vermiş.

SALAKLAR SOFRASI

İçöz, şirket çalışanlarından oluşan ekiplerin yer aldığı oyunların yönetmeni olmasıyla da tanınıyor. Son olarak EMPA çalışanlarıyla Kenter Tiyatrosu'nda sahnelenen 'Sevgilime Göz Kulak Ol' oyununu ve Radikal, Posta, Fanatik ve Finansal Forum Gazetesi ekipleriyle Cemal Reşit Rey salonunda oynayan 'Salaklar Sofrası'nı yönetti.

Herhangi bir şirkete eğitim vermeden önce o şirketi izlemeye aldığını belirtiyor: ‘‘Şirketi ve aynı sektördeki birkaç şirketi daha geziyorum. Çalışanları ve yöneticileri gözlemliyorum. İletişim yönünden eksik yönlerini bulmaya çalışıyorum. O çevreden arkadaşım varsa sorunlarını dinliyorum. Gruplara ayrıldıktan sonra katılımcıları birey olarak anlayıp hatalarını görmeye çalışıyorum.‘‘

İçöz, tiyatro oyununun, eğitimin ‘aktif drama’ bölümünde yer aldığını belirtiyor: ‘‘Aktif drama, verdiğim tüm eğitimlerin harmanından oluşuyor. Kişi sahnede kendisini ifade edebiliyor. Mimiklerine dikkat ediyor. En iyi olduğu sahnelerle gerçek hayatı karşılaştırıyor. Ekip çalışmasını öğreniyor. Örneğin şirketin müdürü oyunda bulaşıkçı, gerçek hayatta bulaşıkçı olan çalışan ise oyunda kral olabiliyor. İnsanlar birbirinin halinden en iyi bu yöntemle anlıyor.‘‘

Ziya Kürküt ve Bora Seçkin, eğitimlerinde katılımcıları psikolojik olarak çözerek işe başladıklarını belirtiyor: ‘‘İş dünyasında kendini gösterme çabası var. Sanat başlı başına insanın kendisini gösterme çabasıdır. Ancak bu çabayı yapaylıktan uzaklaştırmak gerekiyor. Katılımcılar artılarını eksilerini anlıyorlar. Kötü gibi görünen özelliklerini sempatik bir hale getirmeye çalışıyoruz. Harika çocuk olabilirsiniz. Ancak karşınızdaki insan bir özelliğinize taktıysa ve bu insan önemli bir insansa o zaman ‘bitebilirsiniz’. İnsanlar hala ön yargılarıyla hareket ediyor. Önemli olan antipatik gibi görünen özelliklerinizin size özgü olduğunu anlamak ve bunu karşı tarafa yansıtabilmek.‘‘

DOĞAL OLMAK GEREKİYOR

Kürküt ve Seçkin'in Marjinal Reklam ve Tanıtım bünyesinde verdikleri eğitimler ses, diksiyon, hareket psikolojisi, beden dili ve motivasyon bölümlerinden oluşuyor. Ses ve diksiyon eğitiminde mükemmel bir konuşma ya da ses tonundan ziyade kişinin doğal olması sağlanıyor.

Bilgi için:

Espri Dnş. ve Eğitim: 0 216 386 25 91

Marjinal Reklam Tanıtım: 0 212 248 30 18

Bir Kültür Sanat Merkezi: 0 212 291 28 71


O AN NE YAPMAK İSTİYORSANIZ O KİŞİ SİZSİNİZ


Şahika Tekand, yaratma ve icra cesaretleri eğitimlerini ‘Bir Kültür Sanat Merkezi’ bünyesinde veriyor. Eğitimde kişinin önündeki engelleri anlaması, yaratıcılık sınırlarının genişlemesi, iletişim ve liderlik becerilerinin artırılması hedefleniyor.

Tekand eğitimin başlangıcında katılımcılara daha önce sürekli olarak yaptıkları şeyleri bir kerelik bile olsa farklı yollardan yapmalarını öneriyor: ‘‘Zamanla farklı yollardan yaptıkları işlerin sayısı artıyor. Bu da katılımcıların dünyaya ve işlerine başka bir açıdan bakmalarını sağlıyor.‘‘

Bugüne kadar birçok yönetici ve çalışana eğitim veren Tekand yaratıcılık ve liderlik gibi kavramların doğuştan olmadığına inanıyor: ‘‘Bu kavramlar abartıldığı gibi tanrısal özellikler değil. Her insanda aynı derecede olmayabilir. Ancak eğtimle, kendini anlamakla, farklı olmayı seçmekle geliştirilebilir. İş dünyasına yönelik standart eğitimlerin de verilmesi gerekiyor belki. Ancak benim eğitimlerim çok farklı. Kurallar zinciri yok. Çünkü, bence siz, bir toplantıda yediğiniz yemek, giydiğiniz giysi ya da takındığınız tavır değilsiniz. O an ne yapmak istiyorsanız işte o kişi sizsiniz. Eğitimlerim ne istediğini bulmak isteyen insanlara yönelik.‘‘

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!