İrtica tehdidi algılamasına devlet kurumları karar verir
Güncelleme Tarihi:
ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2010 00:00
Emekli Orgeneral Edip Başer, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde, irticanın tehdit olmaktan çıkarılmasına, devletin kurumlarının karar vereceğini belirtti.
Başer, “Devletin uzman kurumları böyle bir tehdit yok diyorsa yapacak bir şey yoktur, ama kişisel kanaatim olarak ben bu tehdidi derinden hissediyorum” dedi. Dün NTV’nin sorularını yanıtlayan Başer, şunları anlattı:
Ben tehdidi çok derin hissediyorum
Tehdit algılaması kişilerin görüşleriyle değil ülkenin gerçekleriyle bağlantılıdır. Bu işte uzman devlet kurumları, tehditlerle ilgili olarak aralarında anlaşmaya varıyorsa ve böyle bir tehdit yok, diyorsa sorun yoktur. Bana sorarsanız ben bu tehdidi çok derinden hissediyorum. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, siyasi ilkeleri gösterir. Buradaki temel bilgiler ismi verilen örgütlere çevrilemez. Belli örgütlerin isimlerini sayarak onları iç tehdit olarak saymak doğru olmaz. Ana tehdit alanlarını belirlemek gereklidir. Bugün ‘A’ örgütü vardır yarın ‘B’ ve ‘C’ örgütü gelir. Bu temel siyaset belgesi olma niteliğini ortadan kaldırır. Bu basit bir talimat konumuna getirilmiş olur. Bence yanlış uygulama olur.
Hükümetle belge zıt düşmez
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşülerek ve tavsiye kararı olarak ortaya konması gerekiyor. Hükümete düşen MGK’dan gelen tavsiyeyi işleme koymaktır. Bu belgeyi de MGK Sekreterliği hazırlar. O da zaten Başbakanlığa bağlı bir kurumdur. Bu belgenin hükümetin kendi kararı olması itibariyle bu kurulda alınan bir karar hükümetin zaten baştan beri içinde olduğunu kabullendiği bir karardır. Siyaset belgesi de bu kurulda kabul edilen benimsenen belgedir. Bu asker inisiyatifi ile hükümeti sınırlama diye bir MGK ve siyaset belgesi ile kısıtlama tanımları doğru değildir.
Ben tehdidi çok derin hissediyorum
Tehdit algılaması kişilerin görüşleriyle değil ülkenin gerçekleriyle bağlantılıdır. Bu işte uzman devlet kurumları, tehditlerle ilgili olarak aralarında anlaşmaya varıyorsa ve böyle bir tehdit yok, diyorsa sorun yoktur. Bana sorarsanız ben bu tehdidi çok derinden hissediyorum. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, siyasi ilkeleri gösterir. Buradaki temel bilgiler ismi verilen örgütlere çevrilemez. Belli örgütlerin isimlerini sayarak onları iç tehdit olarak saymak doğru olmaz. Ana tehdit alanlarını belirlemek gereklidir. Bugün ‘A’ örgütü vardır yarın ‘B’ ve ‘C’ örgütü gelir. Bu temel siyaset belgesi olma niteliğini ortadan kaldırır. Bu basit bir talimat konumuna getirilmiş olur. Bence yanlış uygulama olur.
Hükümetle belge zıt düşmez
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşülerek ve tavsiye kararı olarak ortaya konması gerekiyor. Hükümete düşen MGK’dan gelen tavsiyeyi işleme koymaktır. Bu belgeyi de MGK Sekreterliği hazırlar. O da zaten Başbakanlığa bağlı bir kurumdur. Bu belgenin hükümetin kendi kararı olması itibariyle bu kurulda alınan bir karar hükümetin zaten baştan beri içinde olduğunu kabullendiği bir karardır. Siyaset belgesi de bu kurulda kabul edilen benimsenen belgedir. Bu asker inisiyatifi ile hükümeti sınırlama diye bir MGK ve siyaset belgesi ile kısıtlama tanımları doğru değildir.