Irkçılık kurbanı

Güncelleme Tarihi:

Irkçılık kurbanı
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

Fügen Gülertekin ile ikinci karşılaşmamız bu. Amerikan ve Türk basınında ‘‘Prangalı Dadı’’ diye adı geçen Fügen'le geçen sonbaharda evinde görüşmüştük. Bu kez sahne ve dekor oldukça farklı, iki çocuk, bir torun sahibi Türk kadını şimdi Ohio eyaletinde bir cezaevinde ömür çürütüyor. Sekiz yıla mahkum. Tıp dilinde ‘‘Shaken Baby’’ sendromu diye tanımlanan bir olayda adli hata ve oyunlar sonucu beş aylık bir çocuğa zarar verdiği hükmüyle demirparmaklıklar ardında çile çekiyor.

Jilet gibi keskin çelik tel daireleri, kontrol kuleleriyle çevrili kadınlar cezaevinde dördüncü ayına giren Fügen’in sırtındaki mavi gömlek, tehlikeli mahkumlara giydiriliyor. Yaşamında kimseyle kavga-gürültüsü olmamış, sadece Ohio'da değil, Amerika'nın hiçbir yerinde Fügen Gülertekin gibi eğitim görmüş bir Türk kadın mahkum olduğunu sanmıyorum. Arnavutköy Kız Koleji'ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversite'sinde İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuş. Ailece geldiği Amerika'da Ohio Üniversitesi'nde çocuk eğitimi okumuş, geri zekalı çocuklar üzerinde master yapmış.

Robert Kolej'den sonra ODTÜ İdari Bilimler Bölümü'nü bitiren kocası Erdal'la birlikte 1979'da Amerika'ya gelmişler. Oldukça güç yıllar geçirdiğini anlatıyor. ‘‘Eşim Erdal ve ben Türkiye'de yüksek sayılan maaşlarla çalışıyorduk. Amerika'da master yapıp dönecektik. Biriktirdiğimiz parayla buraya geldik ve üniversiteye girdik. Ama kısa zamanda hiç beklemediğimiz bir durumla karşılaştık. Birkaç ay sonra Türkiye'deki devalüasyon yüzünden paramız üçte birine düştü.’’

Gülertekinler eğitim masraflarını ödemek için hizmetçilik, evlere gazete dağıtımı, McDonalds'da tezgahtarlık gibi işlerde çalışmışlar. İkinci kızları Zeliş dünyaya gelmiş bu arada. Zahmetli yıllar sonunda master'larını bitirmişler ve Erdal Ohio'da bir bankada çalışmaya başlamış. Fügen de Columbus'da Geri Zekalı Çocuklar Kurulu'nda işe girmiş. 1993 yılında Kıbrıslı bir işadamının sağladığı krediyle Bexley kentinde satın aldıkları evde Fügen bir çocuk yuvası açmış. İki aylıktan dört yaşına kadar altı çocuğa bakmaya başlamış. Evin tüm borçlarını ödedikten sonra Türkiye'ye dönmeyi planlıyorlarmış.

TANIK POLİSİN İNTİKAMI

Oysa kader Gülertekinler için daha sonsözü söylememişti. 1997'nin mart ayında Christine Lape, iki aylık oğlu Patrick'i Fügen'in yuvasına getirdi. ‘‘Her çocuk için getirmeleri gerekli sağlık raporunu Lape'ler bir türlü getirmediler. Üç ay sonra 12 Haziran'da mama verirken Patrick'in boğazında bir tıkanma oldu. Birikmiş mama peltesini çıkartmaya çalıştım. Düzeldi ama gene tıkandı. Okulundan dönen kızım Zeliş'e İlk Yardım'ı çağırmasını söyledim. Gelenler bebeklere yardım yapmayı bilmiyordu. Boğazına kalın tüp soktular, sonra hastaneye götürdüler.’’

Hastanede kısa bir müdahaleden sonra durumu düzelen Patrick evine gönderildi. Daha sonraki günlerde Lape ailesi Fügen'e dava açtı. Suçlama, sertçe sallayarak Patrick'in beyninde zedelemeye neden olmak! Baba Lape, güçlü Time-Warner'ın temsilcisiydi, bölgenin tek gazetesi Ohio Dispatch'in yazıişleri müdürü, yakın arkadaşıydı. Bu nedenle yerel medya, çocuk yuvası işleten Türk kadını aleyhinde yoğun yayına başladı. Seçimle gelen hakimin yeni bir dönem için oy avcılığı, savcılığın yayın yoluyla baskı altında tutulması yüzünden 8 yıla ve 10 milyon dolar cezaya mahkum olan Fügen Gülertekin, temyiz başvurusu sürerken kaçmasın diye evinde elektronik prangaya vuruldu.

Erdal Gülertekin şöyle anlatıyor: ‘‘Patrick hastaneye götürüldükten sonra Fügen'le konuşmaya gelen polis mahkemede 'Fügen çocuğu kulaklarından tutup havada salladı, sonra yere atıp tekmeledi' diye ifade verdi. Fügen bir yıl önce haksız yere kendisine trafik cezası verdiği için bu polisi amirine şikayet etmiş. Yalan ifade vererek intikamını aldı...’’ Temyiz Mahkemesi'nin hapis kararını onaylaması üzerine, avukatın ‘‘30 yıldır avukatlık yapıyorum. İlk kez böyle haksız bir davayı kaybettim’’ dediğini de ekliyor.

İNGİLİZ DADI BERAAT ETTİ

Ne olduğunu anlamadan kendisini cezaevinde bulan Fügen Gülertekin ‘‘Kesin kusurum olmadığı davada suçsuzluğumun verdiği cesaretimin, adli hataların kurbanı oldum. Avukatım doktor raporlarını, Patrick'e hastanede müdahale eden yetkilileri, çocuk uzmanlarının ifadelerini mahkemeye sunmak ihtiyacını duymadı. Şimdi sıfırdan davayı canlandırmaya çalışıyoruz. Olayın gerçek yüzünü, yanlış-düzmece ifadeleri, Patrick'in ailesinin yalanlarını ortaya çıkarmamız lazım’’ diyor. Ancak, yeni avukat tutan Gülertekinler'in avukat ve mahkeme masrafları için paraları yok. Tek varlıkları, borcu kısmen ödenmiş evlerini de, hesapları dondurulduğu için satamıyorlar. Sağdan soldan gelen yardımlarla buldukları avukat ‘‘Fügen'in suçsuz olduğu muhakkak. Davayı açtırıp kazanırız’’ diyor. Boston'da İngiliz dadı Louise Woodward'un baktığı çocuğun Shaken Baby sendromu nedeniyle ölmesine rağmen dadı beraat etmişti. Oysa Fügen'in yuvasında boğazında mama tıkanan Patrick Lape hayatta ve ailesi yanında.

AVUKATININ YÜZÜNDEN

Görüştüğümüz insanlar Lape ailesinin Ohio'daki nüfuzu ile yabancı düşmanlığının Fügen'in davasında büyük rol oynadığını vurguluyor. Fügen'in arkadaşı hukukçu Nancy Erickson. ‘‘Columbus'da insan sevgisi yok, halkı yabancıya hoşgörülü değil. Fügen'i 20 yıldır tanıyorum. Kızım Laura'ya baktı, hem de benden iyi. Hıristiyan azizelerinden fazla sabır sahibi, altın kalpli bir insan. Kendisine fazla güvenen, Ohio'da yabancıları karşı önyargının gücünü gözardı eden avukatının hataları yüzünden Fügen cezaevine düştü. Davada sayısız adli hata var. Herşeyden önce Türk vatandaşı olduğu için yasalara göre Columbus savcılığının Türk Büyükelçiliği'ne haber vermesi gerekirdi. Bunu yapmadıkları için dahi usulsüzlükten dolayı dava düşebilirdi’’ diyor. New York'ta avukatlık yapan Erickson, Fügen'e Yardım adlı bir bağış kampanyası açmış.

Ohio Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde hocalık yapan Prof. Erickson, Columbus'un ırkçı ortamına daha fazla dayanamayıp New York'a döndüğünü söylüyor: ‘‘Columbus'da 1979 yılına kadar okullarda ırk ayrımı vardı. Siyahlar beyazların okuluna gidemezdi. Sonunda devlet mahkemesi zoruyla ırk ayrımı kaldırıldı. Fügen Türk değil Amerikalı olsaydı mahkum etmezlerdi.’’

Fügen'in davasıyla yakından ilgilenen Chicago Başkonsolosu Yavuz Aktaş da ‘‘Büyük bir hukuk hatası bu. İlk avukatı önemli yanlışlıklar yapmış, şahit getirmemiş, uzman dinletmemiş. Üstüne gitmeliyiz bu işin. Topluca gayret sarfedersek Fügen'i hapisten kurtarabiliriz’’ diyor.

Amerikan Rüyası kabusa dönüşen üniversite mezunu, torun sahibi Fügen Gülertekin şimdi bir yol kavşağında. Türkiye yardım elini uzattığı takdirde yeniden açılacak davada suçsuzluğu kanıtlanıp haketmediği cezadan kurtulacak.

Amerikan adaletinin çifte standardı

İki üniversite mezunu, torun sahibi Fügen Gülertekin demir parmaklıklar ardında adaletin tecelli edeceği günü beklerken Gülertekin'in mahkumiyet kararını onaylayan Ohio Temyiz Mahkemesi bu olaya çok benzemesine karşın başka bir davada farklı bir karar alarak Amerikan adaletinin çifte standardını ortaya koydu. Ohio Temyiz Mahkemesi Gülertekin'in davasına çok benzeyen başka bir olaydan dolayı ev hapsi cezasına çarptırılan Amerikalı bir kadın hakkındaki 7 yıllık hapis kararını bozdu.

İşlettiği çocuk yuvasında 5 aylık Patrick Lape'yi tıp dilinde ‘Shaken Baby Syndrome’ (çocuğu şiddetle sallama sendromu) uygulayarak beyin zedelemesine sebeb olduğu için Fügen Gülertekin'in 8 yıllık mahkumiyet kararını onaylayan Ohio Temyiz Mahkemesi evlatlık aldığı 21 aylık bir kız çocuğunu aynı şekilde öldürdüğü ileri sürülen Betty Jones hakkındaki kararı bozarak sanığın yeniden yargılanmasına hükmetti.

Jones'un avukatı Temyiz Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda müvekillinin evlatlık almadan önce disiplin için çocukların poposuna şaplak attığını bir soru belgesinde belirttiği ve savcının sanık avukatına haber vermeden bu belgeyi juriye sunarak kararı etkilediğini ileri sürdü. Fügen'i mahkum eden mahkeme bu hususu dikkate alarak cezayı iptal etti ve savcılığa isterlerse yeni bir dava açmalarını söyledi.

Talihsiz kadının davası adli haütalarla dolu. Temyiz Mahkemesi de hapis kararını onaylayınca, Gülertekin'in avukatı ‘‘30 yıllık avukatım. İlk kez böyle haksız bir davayı kaybettim’’ dedi.

Amerikalı hukukçu arkadaşı, ‘‘Fügen Ohio'da yabancıları karşı önyargının gücünü gözardı eden avukatın hataları yüzünden hapse düştü. Amerikalı olsaydı mahkum edilmezdi’’ diye konuştu.

Boston'da İngiliz dadı Louise Woodward'un baktığı çocuğun Shaken Baby sendromu nedeniyle ölmesine rağmen dadı beraat etmişti. Oysa Fügen'in yuvasında boğazında mama tıkanan Patrick Lape hayatta ve ailesi yanında.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!