DHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2010 04:08
Zonguldak'tan, ‘mantar zehirlenmesi’ şüphesiyle Ankara'ya sevk edilirken yolda yaşamını yitiren 12 yaşındaki İrem Yağcı'nın, Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsisinde beyin kanamasından öldüğü ortaya çıktı.
Cumhuriyet Savcılığı, küçük kıza yapılan tıbbi müdahale ve sevk işlemlerinde yaşanan ihmal iddialarıyla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın başlattığı idari soruşturmanın sonucuna göre doktor ve diğer sağlık personeli hakkında dava açacak.
Üzülmez İlköğretim Okulu 7'nci sınıf öğrencisi İrem Yağcı, geçen yıl 30 Kasım günü ailesi tarafından göz kayması, baş ağrısı ve halsizlik şikayetiyle Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste mantar zehirlenmesi tanısı konulan küçük kızın başka bir hastaneye sevk edilmesi kararlaştırıldı. Yağcı, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ve Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanelerinde yer bulunmadığı için Ankara Sami Ulus Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi. İddiaya göre sevk işlemleri saat 13.30 sıralarında tamamlanan İrem Yağcı, hastanedeki iki ambulanstan birinin arızalı olması, diğerinin de yedek lastiğinin olmaması nedeniyle uzun süre başka bir ambulans bekledi. Saat 18.15 sıralarında 112 Acil Servis’ten gelen bir ambulansa konulan İrem Yağcı, 7 aylık hamile bir hemşire nezaretinde Ankara'ya gönderildi. Ancak küçük kız, Bolu'nun Gerede İlçesi yakınlarında fenalaştı. Gerede Devlet Hastanesi'ne kaldırılan İrem Yağcı'nın öldüğü belirlendi.
Gerede Devlet Hastanesi'ndeki doktorun ölümünü şüpheli bularak Adli Tıp Kurumu'na sevk ettiği İrem Yağcı'nın cesedinde yapılan otopsinin sonucu, soruşturmayı yürüten Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Cafer Can'a ulaştı. Ankara Adli Tıp Kurumu'nun raporunda küçük İrem'in, ‘beyincik içi kanaması’ sonucu öldüğü belirtildi.
İrem Yağcı'nın, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda maden işçisi olarak çalışan babası 39 yaşındaki Ahmet Yağcı, rapora rağmen idari soruşturma tamamlanmadan kimseyi suçlamak istemediğini söyledi. Daha önceki ifadelerinde, acil serviste müdahale edilen kızına önce teşhis konulamadığını, ancak kızının “Mantar yedim” demesi üzerine yeni bir tahlil yapılmadan zehirlenme tanısı konulduğunu öne süren Ahmet Yağcı, “Doktora, ‘Aynı mantardan biz de yedik. Zehirlenme olamaz’ dememize rağmen zehirlenme tedavisi yapıldı. Kızımın midesine 3- 4 defa zehiri alması için kömür sıvısı verildi. Her kömür verilişinde kızım kusuyordu. Buna rağmen kömür vermeye devam ettiler” ifadelerini kullanmıştı.
Ahmet Yağcı, avukatının isteği üzerine soruşturma tamamlandıktan sonra konuşacağını belirtti.
Savcılık ise tedavi ve sevk işlemleri sırasında yaşanan ihmal iddialarıyla ilgili dava açmak için, sorumlu sağlık personeli hakkında yürütülen idari soruşturmanın tamamlanması bekliyor. Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin yürüttüğü soruşturmanın sonuçlanmadığını belirten İl Sağlık Müdürü Dr. Murat İlikhan, Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen beyincik içi kanama ile mantar zehirlenmesi olayını birbirinden ayırmanın zor olduğunu söyledi. İdari soruşturma tamamlanmadan kimseyi suçlamamak gerektiğini ifade eden İlikhan, “Sağlık Bakanlığı bu konunun üzerinde titizlikle duruyor. İdari soruşturmayı bakanlık müfettişleri bizzat yürütüyor. Soruşturma şu anda hangi aşamada bilmiyorum. Ama kısa zamanda sonuçlanacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.