"İranlı bilim adamlarını Mossad öldürttü"

Güncelleme Tarihi:

İranlı bilim adamlarını Mossad öldürttü
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2011 13:59

İran’da yakın zamanda art arda birçok nükleer enerji uzmanının öldürülmesi olayının ardında Tahran’ın nükleer silah programını önlemek isteyen İsrail gizli servisi Mossad’ın olduğu iddia edildi. İsrailli yetkililerin konuyla ilgili sessizliği de şüpheleri güçlendiriyor.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ülkesinin İranlı nükleer uzmanının ölümüyle ilgili olup olmadığı sorusunu “İsrail bu konuda bir yanıt vermiyor” şeklinde cevaplamıştı. Barak’ın bu ifadesi çok güçlü bir inkar olarak görülmezken, yüzündeki gülümseme de şüphelerin İsrail’in pek de canını sıkmadığı şeklinde yorumlandı.

 

İstihbarat dünyasında ise Daryuş Rızai suikastının arkasında Mossad’ın olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. İsrail istihbaratından bir kaynak Der Spiegel’e yaptığı açıklamada “Bu suikast, yeni Mossad şefi Tamir Pardo’nun gerçekleştirdiği ilk ciddi eylem oldu” dedi.

 

20 AYDA DÖRDÜNCÜ NÜKLEER UZMAN

Haberin Devamı

İranlı bilim adamı Rızai, 23 Temmuz tarihinde öldürüldü. Ülke basını Tahran’ın doğusunda kızının gittiği kreşin önünde boğazından vurularak öldürülen Rızai’nin suikast zanlısı olan iki kişinin bir motosikletle olay yerinden kaçtığını bildirdi. İran’da elit nükleer bilim insanlarına yönelik suikastlar 20 ay önce başlamıştı.

 

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) elindeki kayıtlara göre Rızai nükleer savaş başlıklarının ateşlenmesi için kilit öneme sahip yüksek voltajlı açma-kapama sistemleri üzerine çalışan bir fizik öğrencisiydi. Kendisinin Tahran’ın kuzeyinde bulunan bir nükleer araştırma merkezinde çalıştığı biliniyordu.

 

Rızai’nin ölümünün İran’ı kızdırdığı, suikasta verilen resmi tepkiden de anlaşılabiliyor. İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Kazım Celali İranlı fizikçinin öldürülmesinin ABD ve İsrail’in Tahran’ın nükleer planları karşısında “umutsuz” olduğunu gösterdiğini söyledi.

 

Rızai 2010 yılının başından bu yana yaptığı işin bedelini canıyla ödeyen üçüncü İranlı nükleer fizikçi oldu. Ocak 2010’da Mesud Ali Muhammedi, arabası yakınlarında patlayan bir bomba sonucu hayatını kaybetti. 29 Kasım 2010’da ise Mecid Şehriyari ve Feridun Abbasi arabalarına yerleştirilen patlayıcılarla düzenlenen eş zamanlı suikastlara kurban gitti.

 

Haberin Devamı

"ŞER ÜÇGENİ" ŞÜPHESİ

Tahran’daki kaynaklar, saldırıların arkasında ABD, İsrail ve yandaşlarından oluşan bir “şer üçgeni” olduğundan şüphe edildiğini belirtiyor. Washington ise her türlü sorumluluğu reddediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Rızai’nin ölümü hakkında yapılan açıklamada “Bizimle ilgisi yok” denildi. İsrail ise muğlak sessizlik politikasını sürdürüyor.

 

İsrail istihbaratındaki kaynaklar ise suikastların İran’ın nükleer programını sabote etme ya da en azından yavaşlatma seferberliğinin bir parçası olduğunu belirtiyor. Geçen yıl yaz aylarında İran’ın tesislerini bir süreliğine kullanılmaz hale getiren Stuxnet bilgisayar virüsü de bu seferberliğin bir kolu olarak görülüyordu.

 

Haberin Devamı

Ancak İsrail ordusundaki şahinler, bu gizli operasyonların yeterli olmadığını düşünüyor. İran’a bir bombardıman düzenlenmesi özellikle de İsrail Hava Kuvvetleri içinde gittikçe daha yüksek sesle dillendirilen bir seçenek. Haaretz istihbarat uzmanı Yossi Melman, bu suikast kampanyalarının etkinliği ve amaca ne kadar hizmet ettiği konusunda tartışmaların sürdüğünü bildirdi.

 

MOSSAD MI SİYASETÇİLER Mİ KAZANACAK?

Şu ana kadar Mossad uzmanları, karar mercilerini bombanın önüne geçmenin en iyi yolunun kilit isimlere ve nükleer tesislere saldırılar düzenlemek olduğuna dair ikna etmeyi başardı.

 

Ancak Başbakan Binyamin Netanyahu’nun bu tavsiyeyi daha ne kadar tutacağı belli değil. İsrailli siyasetçiler Mossad’ın İran operasyonunda söz sahibi olarak büyük bütçe ve prestij peşinde olduğundan şüphe ediyor. Dolayısıyla durum yakın gelecekte değişebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!