Güncelleme Tarihi:
İran, 11 Şubat tarihinde İslam Devrimi’nin 31’inci yıldönümünü kutladı. Demokrasi yanlısı hareket bu kutlamaların, mücadeleleri için bir dönüm noktası olacağını söylemişti ancak dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in liderliğindeki rejim muhalefeti engellemeyi başarmış gibi görünüyor.
Muhalifler planlarının hiçbirini gerçekleştirmeyi başaramadı. Wall Street Journal gazetesi için bir yorum kaleme alan Emir Tahiri’ye göre bütün bu başarısına rağmen Hamaney durumdan memnun değil.
İslam Devrimi’nden bu yana ilk kez, rejim Tahran şehrini bütün girişleri kontrol noktalarıyla çevrilmiş bir kaleye çevirmeyi başardı. Devrim Muhafızları şehrin her yerini kontrol altına aldı. Adını Fars mitolojisindeki Simurg kuşundan alan Devrim Muhafızları operasyonu bölünmüş şehirde bir savaş havası yarattı. Hayatının tehlikede olabileceği uyarıları üzerine Hamaney, bu kez her zaman yaptığı gibi Tahran sokaklarında tur atmak yerine olayları televizyondan izlemeyi tercih etti.
Rejim, Tahran’da kontrolü sağlayabilmek adına ülkenin diğer yerlerindeki kutlama planlarını iptal etmek zorunda kaldı. Tahran’da ilçe ve kasabaların sadece yüzde 20’sinde, köylerin ise yüzde 9’undan daha azında devrimin yıldönümü kutlamaları yapıldı.
MODERN ZAMANIN MEMLÜKLERİ
Tahiri, Humeyni rejiminin dini despotizmden, askeri diktatörlüğe dönüşümünün bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce başladığını söyledi. Benzer şeylerin İslam tarihindeki diğer ülkelerde de yaşandığını belirten Tahiri, Memlükler örneğini verdi.
Özellikle, Emeviler ve Abbasiler döneminde etkili olan Memlükler, Orta Asya’nın pagan kabilelerinden toplanan paralı askerlerdi. Bu askerler ya halifeyi öldürür ve kontrolü ele geçirir ya da halifenin bir kukla olarak koltuğunda oturmasına izin verir ama asıl idareyi kendi ellerinde tutarlardı.
Tahiri, Devrim Muhafızları’nın Memlüklerin modern hali oluğunu savundu. Pek çok durumda Muhafızların üstleri, rejim liderlerinden daha sert bir tutum sergileyerek, mollaların ve politikacıların muhalefetle anlaşmak için attığı adımları veto ediyor. Devrim muhafızları sık sık televizyon ekranlarından toplu tutuklamalar ve göstermelik mahkemeler için çağrı yapıyor.
Devrim Muhafızları İran dışında da faaliyetler sürdürüyor. ABD Irak ve Afganistan’dan çekildikten sonra doğacağını umut ettikleri boşlukları doldurmak isteyen Muhafızlar, bu amaç için terör örgütlerini ve bu örgütlerin perde önündeki siyasi gruplarına kaynak aktarmayı sürdürüyor.
NÜKLEERDE TAVİZ YOK
Muhafızların kurmayları İran’ın nükleer programıyla ilgili herhangi bir taviz vermeyi de kabul etmiyor. Tahiri, bütün programın Muhafızların kontrolü altında olduğu düşünüldüğünde, Hamaney’in bile neler döndüğünü bilmemesinin söz konusu olduğu görüşünde.
ABD Başkanı Barack Obama’nın Tahran’la diyalog kurma çabalarını “sürreal” olarak nitelendiren yazar, Devrim Muhafızları’nın elindeki rejimin nükleer program konusunda tam bir zafer dışında bir şeyi kabul etmeyeceğini belirtti.
İran’daki tek sorun bu da değil: Mahmud Ahmedinecad’ın popülist politikaları sayesinde geçtiğimiz 12 ayda 1 milyon iş ortadan kayboldu, ülkenin para birimi bölgedeki diğer petrol temelli para birimleri karşısında değerinin dörtte birini kaybetti. İran’a yatırım yapan yabancı şirketler de yatırımlarını geri çekmeye başladı.
Tahiri, İran’da rejim değişikliği ihtimalinin altını bir kez daha çizerek, Devrim Muhafızları’nın lider kadrolarının bu kadar güç kazandığı bir dönemde, Humeyni dönemi elitlerinin İran siyasetindeki tek aktör olmadığını dile getirdi.