Güncelleme Tarihi:
New York Times gazetesinde yer alan analizde İran'ın nükleer tesislerini Kum ve çevresindeki dağlık bölgelerdeki yer altı tünellerine yerleştirmesinin iki amaca hizmet ettiği ifade edildi.
Bunlardan ilki kalın kaya tabakaları altındaki tesislerin başta hava saldırıları olmak üzere askeri müdahalelerden korunması, ikincisi de nükleer programın boyutlarının ve özelliklerinin iyice gizlenmesi.
ABD Başkanı Barack Obama’nın diplomatik çözüm için Tahran'a verdiği sürenin dolduğu bugünlerde İran'ın tünelleri Batı'nın askeri ve jeopolitik hesaplarını daha da karışık hale getiriyor.
Obama yönetimi, İran’da yaşanan siyasi karmaşayı ve nükleer programdaki düzensizliği yeni ve güçlü yaptırımlar uygulamak için bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor. Analistler ise Beyaz Saray'ın askeri olmayan çözümler konusunda ısrarının nedeninin Tahran’ın "pasif savunma" stratejisi olarak tanımladığı yeraltı tünelleri olduğunu belirtiyor.
İsrailliler bile yeraltı tünellerinin bombaları işe yaramaz hale getireceğini düşünüyor. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak geçtiğimiz parlamentoda yaptığı konuşmada Kum kentindeki tesisin, “Geleneksel bir saldırıyla yok edilemeyecek olan sığınaklara yerleştirildiğini” söylemişti.
Coğrafi olarak dağlık bir bölgede bulunan İran için hem sivil hem de askeri sebeplerle inşa edilmiş tüneller önemli bir yer tutuyor. Örneğin Devrim Muhafızlarının sahip olduğu şirketler her iki amaç için de tünel inşaatlarını sürdürüyor.
İranlı yetkililer yıllar boyunca maruz kaldıkları üzeri örtülü bombalama tehditleri sonucu Tahran'ın "egemenlik haklarını" korumaya karar verdiğini ve tesislerini yeraltına sakladığını ifade ediyor.
İran Atom Enerjisi Kurumu başkanı Ali Ekber Salihi, Kasım ayında ülkesinin 10 yeni tesis inşa edeceğini açıkladığında bu gerekçeyi öne sürmüştü. Salihi, İran devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Tesisler dağlara yayılacak. Pasif savunma yöntemlerini kullacağız. Bu sayede çok pahalı olan aktif savunma sistemlerini kullanmak zorunda kalmayacağız” demişti.
Bu açıklamalara CNN televizyonunda cevap veren ABD Savunma Bakanı Gates, Kum'daki tesisleri "yerin bu kadar altına koymaya, kamuoyunu aldatmaya, sır saklamaya gerek yok" demişti.
NYT, İran’ın barışçıl vaatlerine rağmen ABD, İsrail ve müttefiklerinin hiçbir zaman tehdit olarak gördükleri nükleer tesisleri yok etme düşüncesinden uzaklaşmayacaklarını belirtirken, Pentagon’un tünel imha edici güçlü bir bomba üzerinde çalıştığını yazdı.
AHMEDİNECAD TÜNEL ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI
Kariyerine Devrim Muhafızları'yle yakın ilişkiler içindeki bir ulaştırma mühendisi olarak başlayan Ahmedinecad, 1998 yılında İran Tünel Derneği’nin kurulmasında yer almıştı. O dönem Tahran valiliği görevini yürüten Ahmedinecad 2004 yılında da, altıncı İran Tünel Konferansı'na başkanlık yapmıştı.
Tahran’da dünya devi Alman Herrenknecht de dâhil olmak üzere birçok uluslararası ulaştırma şirketinin büroları bulunuyor. Şirket yetkilileri Tahran, İsfahan ve Şiraz metroları da dahil olmak üzere ülkenin her yerinde kilometrelerce uzunlukta sivil tünellerin inşa edildiğini ifade ediyor.
Ancak tünellerin askeri amaçlar için kullanılması özellikle 1980’lerdeki İran-Irak Savaşı'ndan sonra yaygınlaştı. Irak'ın Tahran'ı ve İran'ın diğer önde gelen şehirlerini füze saldırılarında vurmasıyla yeraltı sığınakları ve tünelleri inşa edilmesi vatani bir görev haline geldi.
İLK TESİS 2002’DE ORTAYA ÇIKTI
İran’daki muhalif gruplardan “İran Ulusal Direniş Konseyi” 2002 yılında Natanz’da bir uranyum zenginleştirme tesisi inşa edildiğini ifşa etmişti. Uydu fotoğrafları ise aynı yıl Pentagon’un yarısı büyüklüğünde iki ambarın yeraltına gömülürken resimlerini çekti.
İki yıl sonra Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı bu sefer İsfahan’daki dağlarda tünel çalışmalarını tespit etti. İran Ulusal Direniş Konseyi 2005 yılında Paris ve Londra’da düzenlediği basın toplantılarında Kum dahil 14 bölgede tünel çalışmaları yürütüldüğünü açıkladı ancak grubun iddiaları hükümeti devirmeyi amaçladıkları gerekçesiyle Batı tarafından fazla dikkate alınmadı.
Geçtiğimiz Eylül ayında Başkan Obama, Natanz’da gizli bir tesis olduğunu belirtti. İran Ulusal Direniş Örgütü son raporunda, askeri cephanelikten, nükleer başlık üreten fabrikalara kadar tesis dağlarda birçok tesis bulunduğunu iddia ederken, 19 bölgede çalışmalar olduğu öne sürdü.
ABD’li uzmanlar çok iyi gizlenmiş yeraltı tesislerinin yok edilmesinin kolay olmadığını belirtirken, özellikle sahte olan ve tuzak olarak inşa edilen tesis girişlerinin tespit edilmesinin çok iyi bir istihbarat gerektirdiğini ifade etti.