Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI hukukun başkenti Lahey’de kurulan sembolik mahkeme, İran’da devrim sonrası yaşanan insan haklarıyla ilgili beklenen raporunu açıkladı. 1960’larda ABD’nin Vietnam’da işlediği savaş suçları için Bertrant Russell ve Jean-Paul Sartre’ın kurduğu mahkemeyi esas alan kurum, ilk oturumunu geçen yaz Uluslararası Af Örgütü ev sahipliğinde Londra’da yapmıştı.
TAHRAN KATILMADI
Yugoslavya’daki savaş suçlarını inceleyen ve Slobodan Miloseviç’i de yargılayan Lahey mahkemesinde göre yapan Sir Geoffrey Nice ile Güney Afrikalı ünlü anayasa yargıcı Johann Kriegler’in de üyeleri arasında bulunan kurumun nihai raporunda İran devleti, 1980’lerde 15-20 bin kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuldu. Tahran duruşmalara katılımı reddettiği için işkence gören ve yurtdışına kaçan İranlıların tanıklıklarını temel alan raporun sonuçları özetle şöyle:
TABUT İŞKENCESİ
1981 geldiğinde İran’ın Ayetullah Humeyni liderliğindeki yeni İslami hükümeti, iki yıl önce Şah’ı İslamcılarla birlikte deviren solculara ve diğer toplum kesimlerine karşı harekete geçti. Bunlara “Ya bize katılın veya yok olacaksınız” mesajı verildi.
Muhaliflere işkence yapıldı. Örneğin mahkemeye ifade veren Şekufe Sakhi, günbatımından gece yarısına dek bir tür tabutta gözleri bağlı halde hareketsiz tutulduğunu, kendisini hapsedenlerin İslamcı propaganda sözleri haykırdığını, işkence sonucu pes eden arkadaşlarının “itiraflarına” dair ses kayıtlarını dinlettiklerini söyledi.
İnanç ve siyasi görüşleri rejimle ters düşen binlerce kişi tutuklandı, işkence gördü ve idam edildi. Bakire kadınların idam edilmesi şeriata aykırı olduğundan bunlara önce tecavüz edildi. Irak ile savaş çıktığından tüm muhalifler hain olarak görülüyordu. Özellikle gençler baskı altına alındı. 9 ay “tabutta” tutulanlar oldu.