Güncelleme Tarihi:
Devlet Tiyatrosu sanatçılarının kurum dışında çalışamayacak olması tartışma yarattı
Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın, Devlet Tiyatrosu sanatçılarının kurum dışında çalışmalarını engelleyecek yasal düzenlemeler getirileceğine ilişkin açıklaması tartışma yarattı.
Devlet Tiyatroları'nın yeniden yapılanma aşamasında olduğunu söyleyen Talay açıklamasında ‘‘Daha fazla para kazanmak isteyenlere 'hayır' demeyiz. O zaman bu sanatçılar mevcut kadrolarını boşaltarak hem gençlere fırsat verebilirler, hem de devlet memuriyetinin sıkıcı kurallarının içinde olmadan sanatlarını yürütme imkanı bulabilirler’’ demişti.
Bir yandan Devlet Tiyatroları'na yıllarca emek veren, bir yandan da sinema, televizyon ve reklam filmlerinde rol alan bazı sanatçıların konu ile ilgili görüşlerini aldık.
Devlet Tiyatroları'nda maaş durumu
DEVLET Tiyatroları'nda görevli sanatçıların maaşları puan usulüyle belirleniyor. Sanat ve yönetim kurulunun yıllık değerlendirmesiyle belirlenen puanlara göre maaşlar şöyle:
80 Puan:
388 milyon 621 bin Tl.
90 Puan:
438 milyon 900 bin Tl.
100 Puan:
469 milyon 980 bin Tl.
Devlet Tiyatroları'nda görev yapan sanatçılar, yılda 6 kez ikramiye alıyorlar. Bunlardan 2 tanesi teşvik ikramiyesi ve uygun görülmezse verilmiyor. Ancak her jsanatçı yılda 4 maaş ikramiyeyi kesin olarak alıyor.
Stajyer oyuncuların maaşları biraz daha düşük.
Devlet Tiyatroları'nın A Kadrosu'nda 757 tane sanatçı var. Bunların 632'si oyuncu, 26 tanesi yönetmen, geri kalanları dekoratör ve kostüm tasarımcısı.
632 oyuncunun 43 tanesi stajyer sanatçı. Bu kadroda 3 tane de Devlet Sanatçısı yeralıyor.
‘Bu uygulama bizim talebimizdi’
DEVLET Tiyatroları Genel Müdürü Rahmi Dilligil, Kültür Bakanı'nın tartışma yaratan açıklamasının DT'nin talebinden kaynaklandığını söyledi. Dilligil'in konu ile ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklama şöyle:
‘‘Yönetmelikteki bu uygulama Bakan'dan bizim talebimizdi. Uzak bölge tiyatrolarının oyuncuları, çalışanları ile bir toplantı yaptık.
Bu toplantıda uzak bölge tiyatrolarının oyuncuları Bakan'a dilekçe verdiler. Konservatuar mensupları kadrosuz çalışmaktan yakındılar, onlar da Bakan'a dilekçe verdiler.
Devlet Tiyatroları yönergesinin 52. maddesi bu konuya açıklık getiriyor.
Biz özel tiyatrolara oyuncu veriyoruz. Bazı oyuncular bizden izin alarak üç ay ya da bir sezon boyunca özel tiyatrolarda oynayabiliyor. Eskiden dışarda oynadıkları zaman teşvik primi alamazlardı, şimdi özel tiyatroda oynayana da teşvik primi de veriliyor. Asli görevini aksatmadığı sürece oyuncular serbesttir.
Söz gelimi sanat değeri olan reklamlarda sanatçılarımızın oynamasına da müsaade ettik.
Herkes bizden yazılı izin almak zorunda.
1 Eylül'de bir genelge çıkaracağım o genelgede her şey ayrıntısı ile belli olacak.
Sözgelimi biz Ayten Gökçer gibi, Can Gürzap gibi sanatçılara müsaade ederken, onların tiyatrodaki birikimlerini, yıllarca verdikleri emeği hep gözönüne alıyoruz. Şimdi bu izinleri komisyon kararından sonra vereceğiz.
Bunu sayın Bakan'dan biz talep ettik. Özellikle TRT'deki çalışmaları destekliyoruz, oraya oyuncu veriyoruz. Bu da iki kurumun yardımlaşmasıdır. Ona öncelik tanıyoruz.
İzin almadan çalışan üç kişi var: Kenan Işık, Ali Sürmeli, Selçuk Yöntem. Onlara da para cezası verdik, disiplin cezası olarak.
Kenan Işık'a Şehir Tiyatrosu'nu yönetmesi için izni Bozkurt Kuruç vermiş. Ancak bu izni yenilemesi gerekirdi. O bunu yapmadı. Şimdi ona bir yazı yazdık 16.05.2000'de 24 saat içinde cevap vermesi gerekirdi, vermedi. Şimdi Disiplin Kurulu'nda bunu da değerlendiriyoruz.
Üstelik Kenan Işık'ın Bebek Uykusu oyunu Konya Tiyatrosu'nda sahnelenecek biz onun sahneye koymasını istedik. Cevap vermedi.
İzinler her üç ayda bir yenilenir. Buna uymayan Disiplin Kurulu'na verilir.’’
Yorum yapmak için erken
AYTEN GÖKÇER (Yılan Hikayesi):
Kültür Bakanı'nın tam olarak ne dediğini bilmeden yorum yapmak istemiyorum. Devlet Tiyatrosu bize henüz herhangi bir tebliğde bulunmadı bu konuda. Bu, bakanın basında yeralan bir demeci, ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Şu anda yorum yapmamı gerektirecek bir durum yok ortada.
Her zaman bu yarışta olacağım
Sayın Bakan bu açıklamayı yaparken Devlet Tiyatroları Genel Müdürü'nü tanımazlıktan geldi. Çünkü Devlet Tiyatroları Genel Müdürü sanatçılarıyla 2000 yılı için bir sözleşme yapmıştır. En azından ahlaki kurallar çerçevesinde 2001 yılının sözleşmelerinden itibaren diyerek böyle bir yasağı getirebilirdi. Sayın Bakan en son İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda bir oyunun galasında -ki bu oyunun başrolünü ben oynuyorum- beni kutlayıp çok iyi bir oyun çıkardığımı söyleyip teşekkür etmişti. Sayın Bakan'ın, 3 yıldan beri devam etmekte olan ve Türk halkı tarafından sevilen bir dizide kendi tiyatrosunun oyuncusunun başarısını taltif etmesi gerekirken böyle bir kısıtlamaya gitmesinin nedenini anlamak güç. Şu anda ben de henüz kararı okumuş değilim. Basından takip ediyorum. Umarım daha sağduyulu bir çalışmayla daha aklıselim bir yöntem bulunabilir. Gerçi basına yansıyan kadarıyla devam edilen, izin verilen işlerin devam etmesi sözkonusuymuş fakat bu bir iyimser nokta değildir. Bu kararla Sayın Bakan arenayı ülkenin mankenlerine, ünlü şarkıcı, türkücülerine, yani arabesk furyasına açmış olacak. Ciddi anlamda bir ülkenin Kültür Bakanı 'sen sinema yapamazsın' diyorsa bu ülkenin kültür politikasını da gözden geçirmesi gerekir. TV'lerle tiyatro boy ölçüşemez. Bu ülkenin tiyatro insanları hiç bir zaman devlet baskısı demeden, yönetim değişiklikleri demeden sistemin
duraksadığı noktalarda bile faaliyelerini sürdürmüşlerdir. Irak'ta tiyatro olmadığı için hala daha bir diktatör vardır. Türkiye bir kez daha kendini sorgulamalı, hem tiyatro adına, hem de sanat adına. Devlet Tiyatrosu benim evimdir, 18 yıldır yüzlerce oyun oynadığım, yaklaşık üç buçuk milyon insanın beni tanıdığı, bildiği kapıdır. Bugün de beni en az Türkiye nüfusunun yarısı tanır. Sayın Bakan'ı bakan olduğu için ülkenin tüm insanları tanır. Ama bir dahaki seçimde Bakan olmayabilir. Bu bir yarıştır ve ben kendi konumun içinde bu yarışta her zaman varolacağım.
Protesto ediyorum
UĞUR POLAT
(Reklam ve TV filmleri):
Bu kararın sadece İstanbul Devlet Tiyatrosu'na karşı alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Gerekirse istifa ederim, yerimi gençlere bırakırım. Onların burada çalışmasını ben onlardan daha çok istiyorum. Bence İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü kendi muhaliflerine ceza veriyor. Ben bu Devlet Tiyatrosu'na Altın Portakal kazandırdım.Bu DT'nin prestijini yükselten bir şeydir. Bunu bile düşünmekten aciz bir Kültür Bakanı ile niye çalışayım ki. Bu çağdışı faşizan tutumu protesto ediyorum.
Yasal düzenlemesi olmalı
ZAFER ALGÖZ
(Reklam ve TV filmleri):
Bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekir öncelikle. Ayrıca Devlet Tiyatrosu sanatçıları sadece dizi ve reklam filmlerinde değil, Kurtuluş gibi Cumhuriyet tarihini konu alan filmlerde de rol alıyor. Sinema filmlerinde oynamanın tiyatro sanatçılarına katkısı vardır. Bakan ilk etapta böyle bir açıklama yaptı ama bunun bir düzenlemesi olacaktır elbette.