Irak'ta ölen işçilerin cesetleri karıştı

Güncelleme Tarihi:

Irakta ölen işçilerin cesetleri karıştı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2007 13:57

Bağdat'ta düşen uçakta hayatını kaybeden 34 kişiden Halil Kılıç'a ait olduğu sanılan cesedin Rüstem Tarhan'a ait olduğu belirlendi.

Haberin Devamı

Rüstem Tarhan'ın eşi ve ağabeyi, cesedi altın diş ve sol ayağındaki protezden teşhis etti. Akşam asri mezarlıktan cenazeyi alarak defnetmek üzere Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine doğru yola çıkan Halil Kılıç'ın yakınları, Halil Kılıç'a ait olmadığını anladıkları cesedi Adli Tıp Kurumu'na geri verdiler.

Kılıç ailesinin yaptığı araştırma ve yetkililerin olaya müdahale etmesi üzerine, Halil Kılıç'a ait olduğu sanılan cesedin Rüstem Tarhan'a ait olduğu belirlendi. Rüstem Tarhan'ın eşi Rabia Tarhan ve ağabeyi Muhammed Tarhan, cesedi sol alt çenesindeki altın dişler ile sol ayağındaki protezden teşhis ettiler.

Kazada hayatını kaybedenlerden kimlikleri belirlenenlerin adları ve gönderildiği yerler şöyle:
“Adana: Hamdi Şahin (Asri Mezarlık), İsmail Kulak, Hüseyin Şahin (Kabasakal Mezarlığı), Ali Nihat Özbingül, Olcay Geyik (Küçükoba Mezarlığı), Özcan Özkan (Havutlu Mezarlığı), Süleyman Özkartal, Emrah Özkartal, Durdu Mehmet Kayış, Abdullah Albayrak, Ahmet Sığındı (Buruk Mezarlığı), Mehmet Yıldız, Bekir Yıldız (Yüreğir Mezarlığı), Mehmet Dilki (Yumurtalık Mezarlığı), Tahsin Aykırı (İmamoğlu Asri Mezarlık).
Osmaniye: Mehmet Gültekin
Kahramanmaraş: Halil Kılıç
Aksaray: Ersud Lal
Hatay: Nail Karaca (Erzin Mezarlığı)
Mersin: Sabahattin Kesten, Bülent Durucan.”

Bağdat seferini yaparken salı günü inişe geçtiği sırada düşen Antonov- 26 tipi uçakta yaşamını yitiren 28 Türk’ten 19’unun, 5 yabancı mürettebattan 1’inin kimliği saptandı. Ölenlerden kimliği saptanan Türk vatandaşlarının cenazeleri, acı ve gözyaşları ile toprağa verildi, 9 Türk vatandaşının cesedi de doku örneği alınmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

Haberin Devamı

Yanmış haldeki cesetler, özel eşya ve kıyafetlerinden güçlükle teşhis edilebildi. Kazanın simgesi haline gelen 6 aylık evli 23 yaşındaki Olcay ve 27 yaşındaki Serkan Geyik çifti ölüme birlikte gitti ama ayrı yerlerde toprağa verildi. Severek evlenen, ölüme de birlikte uçan çiftten Olcay’ın cenazesi Adana’da, henüz cesedi teşhis edilemeyen eşi Serkan’ın cenazesi ise Yalova’da toprağa verilecek. İsmail Kulak'ın Adana'daki cenaze törenine yaklaşık 5 bin kişi katıldı.

Haberin Devamı

Ölen işçilerin çalıştığı Kulak İnşaat A.Ş.’nin kiraladığı uçakla Irak’tan alınan 28’i Türk işçi, 5’i düşen uçağın yabancı uyruklu mürettebatı olmak üzere 33 cenaze Adana Havalimanı’nda cenaze araçları, ambulanslar, resmi dairelere ait kamyonetle Asri Mezarlık morguna götürüldü. Mezarlıkta Adana Cumhuriyet Başsavcısı İhsan Eroğul ve cesetlerin teşhis ve yakınlarına teslimi ile ölüm nedenlerini de belirlemek için otopsi de yapmak üzere görevlendirilen 5 savcı, 8 adli tıp doktoru morga girdi. Uçak inmeden önce havalimanında oluşturulan Vali Yardımcısı Abdullah Dölek başkanlığındaki koordine merkezinde adları belirlenen cenazeleri alacak kişiler sırayla çağrılıp, morga alındı. Öncelikle tabutlar üzerinde adları yazılı, kimlikleri Irak’ta belirlenmiş kişilerin cenazeleri teslim edildi. Gece saat 01.00’e kadar cenazelerin teslimleri sürdü, cesetlerin çoğunun yanması ve teşhisin güçlükle yapılması nedeniyle çalışmaya ara verildi. Bu sabah da erken saatten itibaren teşhis amaçlı çalışmalara başlandı.

Haberin Devamı

Kaza sonrası 34 eve düşen ateş, cenazeler toprağa verilirken bir kez daha alevlendi. Mezarlıklarda ölenlerin yakınlarından rahatsızlananlar ambülanslarla hastanelere taşındı. Mehmet Gültekin'in kızı Sultan, “Baba, ben şimdi kime ‘baba’ diyeceğim?” diyerek feryat etti. Maden Mühendisi Nail Karaca’nın kayınpederi Mehmet Akbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepki göstererek, “Vatan evlatlarından haberdar olmazlar. Kendi evlatlarını başkalarının parasıyla yurt dışında okuturlar” diye konuştu. Emrah Özkartal, bayramda izine geldiğinde belirlediği mezarda toprağa verildi.

KULAK’I KARDEŞLERİ TEŞHİS ETTİ, EŞİ BİR ÇİFT GÜL BIRAKTI

Cesetler, büyük bölümü yanmış olması nedeniyle yüzük, kolye, saat, kıyafet gibi özel eşyalarından, altın dişlerinden veya belirleyici başka nesneler aracılığıyla tanınmaya çalışıldı. Ölenlerin patronu Kulak İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür 44 yaşındaki İsmail Kulak, parmağındaki yüzük ile kolundaki saatten teşhis edilebildi.

Haberin Devamı

Daha önce Irak’ta da kardeşi Tarkan Kulak tarafından teşhis edildiği belirtilen İsmail Kulak’ın cenazesi de gece ailesine teslim edildi. Adana’daki teşhis sırasında İsmail Kulak’ın diğer kardeşi ve bir akrabası savcılığa bilgi verdi. Yanmış olduğu için tanınmayacak durumda bulunan ceset, Kulak’ın parmağındaki yüzük ile kol saatinden teşhis edilebildi. Kol saatini, İsmail Kulak’ın oğlu Tarsus Amerikan Lisesi 2’nci sınıf öğrencisi dedesinin adını taşıyan 17 yaşındaki Sıtkı Kulak tarafından 2 ay önce ailece gittikleri İtalya seyahatleri sırasında alındığı ve babasına hediye ettiği öğrenildi.

Yapılan çalışmalar sonunda 19’u Türk 20 kişinin cesedi teşhis edilebildi. Uçaktaki 2 kadından birinin Olcay Geyik olması ve bu kişinin cesedinin teşhis edilmesi nedeniyle, diğer kadın cesedinin de üzerindeki kıyafet de dikkate alınarak uçağın mürettebatı 51 yaşındaki Grigorii Ciupricov olduğu belirtildi. Biri başkasının cenazesiyle karıştırılan, 8’i de teşhis edilemeyen 9 Türk ile 4 yabancı uyruklu mürettebat olmak üzere 13 kişinin cenazesi de doku örneği alınması amacıyla belli aralıklarla Adana Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. DNA testi için ailelere, ölen kişinin annesi ile kardeşi olmak üzere en az 2 kişinin gelmesi çağrısı yapıldı.
İsmail Kulak’ın akşam alınan cenazesi Seyhan Hastanesi morguna konuldu. Bugün saat 11.00 sıralarında morgdan alınıp, Kurtuluş Mahallesi Mithat Saraçoğlu Caddesi’ndeki şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olan Sıtkı Kulak’ın adını taşıyan apartmandaki evlerine getirildi.

Haberin Devamı

Bir tanıdığını kaybettiği için Asri Mezarlık’taki cenaze törenine katılan Kıraç’ın da gelmesinin ardından cenaze toprağa verilmek üzere Kabasakal Mezarlığı’na götürüldü. Cenaze bekletildiği sırada İsmail Kulak’ın eşi Oya Kulak, oğlu Sıtkı ile birlikte tabuta yaklaşıp öptü, 2 kırmızı gül bıraktı. Annesi ve yakınları aşırı tepkili olan oğlunu teselli etmeye çalışıp, “Sen de baban gibi beyefendi birisin” dedi.

Oğlunu uçak kazasında kaybeden anne Semiramis Kulak da, tepki gösteren torunu Sıtkı’ı, “Sakin ol” diye uyardı. Oğlunun tabutunu öpen anne Semiramis Kulak, tabutun üzerindeki örtüyü düzeltip, tabutu öptü, “Seni böyle mi gönderdim, böyle mi gelecektin?” diye konuştu. Annenin metin olmaya çalıştığı gözlenirken, şirketin başkanı baba Sıtkı Kulak, cenaze geldiği sırada hayattaki diğer 2 oğlu ile kucaklaştı. Baba ile oğulları acı günde kenetlenip, birbirlerini teselli etmeye çalıştı.

Kazada ölen İsmail Kulak’ın Mersin’in Tarsus İlçesi’ndeki Sağlık Eğitim Vakfı (SAV) Özel Okulları İlköğretim Okulu Bölümü 7’nci sınıf öğrencisi kızı 13 yaşındaki Semiramis Kulak da, cenaze gelmeden önce evden alınıp, başka yerdeki akrabalarının yanına gönderildi. Cenaze törenine Sıtkı Kulak İlköğretim Okulu’ndan bir temsilci grup ta katıldı.

YANLIŞLIK CENAZE YIKANIRKEN FARK EDİLDİ

Dozer operatörü Halil Kılıç’ın cenazesi gece ailesi tarafından teşhis edilip, tutanakla teslim edildi. Cenazeyi teslim alan yakınları, mezarlığın morgunda, yıkama ve kefenleme işlemine başladı. Bu sırada Kılıç’ın ağabeyi Bayram Kılıç, cenazesinin kardeşine ait olup olmayacağı konusunda şüpheye düştü. Bu şüphe Asri Mezarlık morgunda yapılması muhtemel yanlış kişiye yanlış ceset verilmesi olasılığını ortadan kaldırdı. Şüphe üzerine daha önce Halil Kılıç’ın dişlerini yapan akrabası diş hekimi, morga getirilerek diş yapısı inceletildi. Diş hekimi, aileye tutanakla teslim edilen kişinin ağzında altın diş olduğu fark edip, “Halil Kılıç’ın ağzında altın diş yoktu. Bu cenaze Halil Kılıç’a ait değil” dedi. Bunun üzerine yeni bir tutanakla cenaze tekrar savcılığa teslim edildi. Halil Kılıç’ın cenazesinin tespit edilmesi için Asri Mezarlık’a gelen çocuklarından DNA eşleştirmesi yapılması için kan ve doku örnekleri alınacak.

VALİ CENAZE NAMAZINI KILDI

Oto elektrikçi 35 yaşındaki Hamdi Şahin’in yakınları tarafından Asri Mezarlık morgundan alınan cenazesi, Hurmalı Mahallesi’ndeki evinin önüne son kez getirildi. Cenazenin eve gelmesiyle birlikte sokakta feryatlar yükseldi. Eşi 32 yaşındaki Sabiha Şahin, “Irak’a çocukları için gitmişti. Şimdi, çocuklarını yetim bıraktın” diye bağırdı. Ardından cenaze tekrar Asri Mazarlık’a götürüldü. Burada Vali Cahit Kıraç, Cumhuriyet Başsavcısı İhsan Eroğul, Emniyet Müdürü Mehmet Cebe ve yakınlarının katılımıyla kılınan cenaze namazından sonra Hamdi Şahin’in cenazesi aile mezarlığına götürüldü. Bu sırada çocukları 12 yaşındaki Hakan ile 11 yaşındaki Emre de babalarının tabutuna omuz verdi. 2 kardeş bir süre cenazeleri omuzlarında taşıdıktan sonra babalarının fotoğrafını alıp kortejin önünde yürüdü. Şahin’in cenazesi aile mezarlığında toprağa verildi.

KAZA SIRASINDA SİS YOKTU

Şahin’in bulunduğu uçağı düşerken gördüğü ileri sürülen Irak’taki ABD’lilerin Anakonda Üssü’nde çalışan kardeşi 30 yaşındaki Özkan Şahin ise, mezarlıkta uçağın düştüğünü bizzat kendisinin değil arkadaşlarının gördüğünü söyledi. Şahin, uçağın düştüğü saatlerde hafif yağmur yağdığını ancak havanın sisli olmadığını ileri sürdü. Ağabeyini Irak’ta teşhis ettiğini belirten Şahin, “ABD’liler uçağın enkazına 5 saat kimseyi yaklaştırmadılar. Daha sonra ölenleri ve yaralıları hastanede gördüm. Yaralının durumu iyi değildi.
Ağabeyimin cenazesi orada teşhis ettim. Zaten görür görmez tanıdım. Kaza sırasında sis yoktu, hafif yağmur yağıyordu. Uçağın nasıl düştüğü konusunda da Irak’ta çok şeyler anlatıyorlar. Saldırı olduğu, bir başka uçağın çarptığı, sisten düştüğü gibi iddialar konuşuluyor” dedi.

OĞLUNUN AMELİYATI İÇİN GİTTİ

Yeğeni 24 yaşındaki Emrah Özkartal ile yaşamını kaybeden 57 yaşındaki Süleyman Özkartal’ın cenazeleri Yüreğir İlçesi’ne bağlı Ali Hocalı Köyü’nde yan yana toprağa verildi. Yeğeni ile birlikte bayram tatili için Irak’tan gelen Süleyman Özkartal’ın evlendikten 25 yıl sonra çocuk sahibi olduğu belirtildi. Özkartal, 1.5 yaşından bu yana Akdeniz Anemisi olan oğlu 8 yaşındaki Sercan’a ilik nakli yapılması için gerekli olan ameliyat parası için 3 yıl önce Irak’a gitti. Bayram tatilini hasta oğlu ile birlikte tedavi gördüğü Balcalı Hastanesi’nde geçiren Süleyman Özkartal ile 8 aydır amcasıyla birlikte Irak’ta çalışan Emrah’ın cenaze töreninde yakınları sinir krizi geçirdi.

‘BEN NE YAPACAĞIM?’

Süleyman Özkartal ile yeğeni Emrah’ın tabutlarına sarılan yakınları ağıtlar yaktı. Süleyman Özkartal’ın eşi Perihan, eşini son yolculuğuna tabutuna sarılıp el sallayarak yolcu etti. Acılı eş, “2 çocukla beni yalnız bıraktın Süleyman. Mezarlıktaki evin nasıl? Sana yakışmadı. Allah yakıştırdı. Ben ne yapacağım” diyerek ağladı. Eşinin, Akdeniz Anemisi oğlu Sercan’ın ilik nakli ameliyatı için Irak’ta çalışmaya gittiğini de ağlayarak anlatan Perihan Özkartal, “Yavrumuzu iyileştirmek için Irak’a gitti. Türkiye’de iş olsaydı gitmeyecekti. Irak’ta çalışıp emekli olduktan sonra oğlumuzu ameliyat ettirecektik. Emekliliğine çok az kalmıştı. İşsizlik yüzünden bir sürü insan öldü” dedi. Yeğeni Emrah’ın tabutuna sarılıp ağıtlar yakan hala Gürcan Mutluer, “Evimizin gülüydü. Aslan gibiydin. Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?” diye ağladı.

BİRİ BABASININ DİĞERİ AĞABEYİNİN FOTOĞRAFINI TAŞIDI

Amca yeğenin cenazelerinin toprağa verilmesi sırasında Süleyman Özkartal’ın çerçeveletilmiş fotoğrafını oğlu 10 yaşındaki Sergen, Emrah Özkartal’ın fotoğrafını ise kardeşi 14 yaşındaki Mert taşıdı. Babasını kaybeden Sergen zaman zaman babasının fotoğrafına bakarken dalıp, babasıyla geçirdiği mutlu günlere döndü. Sergen, “Babam kardeşimin ameliyatı için para kazanmaya gitmişti. Uçağın düşüp öldüğünü söylediler” dedi. Akdeniz Anemisi olan kardeşi Sercan ise hastaneye kan tahlili için götürüldüğü için mezarlığa getirilmedi. Küçük Sercan, babasının fotoğrafını elinde tuttu, “Babamsız ne yapacağım” dedi.

‘BEN SANA NASIL MANGAL YAKACAĞIM?’

Hem oğlu Emrah’ı hem de ağabeyi Süleyman’ı kaybeden Yılmaz Özkartal yakınlarının yardımıyla ayakta durabildi. Oğlunun ve ağabeyinin toprağa verilişinde gözyaşlarına boğulan Yılmaz Özkartal, “Oğlumu göndermek istemedim. Ama, amcası çalıştığı için gitti. Aslan gibiydi oğlum. Ben oğluma nasıl mangal yakacağım?” diye ağladı. Anne Muhterem ise yapılan sakinleştirici iğne ile zor ayakta durdu. Anne Muhterem’in gözyaşları sel olurken babaanne Şevkiye ise oğlu ve torunu için Arapça ağıtlar yaktı.

‘ÖLECEĞİNİ BİLİYORDU’

Bayram tatili için geldiği Adana’da bir hafta önce halası Ganime Ağaçdiken’i kaybeden ve aynı mezarlıkta toprağa veren 24 yaşındaki Emrah Özkartal’ın arkadaşlarına, “Benim de mezarım hazır” dediği belirtildi. Bu sözlere tanık olan Özkartal’ın arkadaşı Secat Baş, “Halasını toprağa verdikten sonra Emrah bize ‘Bakın benim yerimde hazır. Sizin yeriniz yok’ dedi. Allah’ın taktiri şimdi bize gösterdiği yerde cenazesini toprağa verdik” dedi. Özkartal Ailesi’nin yakınları cenazeleri, yüzleri tanınacak halde olduğu için teşhis ettiklerini söyledi.

MADEN MÜHENDİSİNE SON GÖREV

Daha çok para kazanmak için ateş altındaki Irak’a çalışmaya giderken düşen uçakta can veren Maden Mühendisi 32 yaşındaki Nail Karaca’nın cenazesi memleketi Hatay’ın Erzin İlçesi’ne bağlı Gökdere Köyü’nde son yolculuğuna uğurlandı. Gökdere Köyü’ne getirilen cenazeyi görmek isteyen eşi Hilal Karaca, tabuta dokununca baygınlık geçirdi. Yakınları tarafından kucaklanarak götürülen Adana’da güzellik merkezinde çalışan Hilal Karaca, güçlükle sakinleştirildi. Cenaze namazını kıldıran Erzin Müftüsü Emin Eneç, rızkı uğruna ölenlerin Allah’ın şehitlik mertebesinde kabul etmesi dileğinde bulundu. Karaca’nın kayınpederi Mehmet Akbaş, hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren ifadeler kullandı.

Karaca’nın cenazeden sonra evinde rahatsızlanan annesi Asiye ile eşi Hilal rahatsızlanınca, ambulans istendi. Sağlık görevlileri anne Asiye ile eşi Hilal’e evde müdahale etti.

ŞİMDİ KİME ‘BABA’ DİYECEĞİM

49 yaşındaki Mehmet Gültekin’in memleketi Osmaniye’ye götürülen cenazesi Devlet Hastanesi morgundan alınarak Karaboyunlu Mahallesi’ndeki evine getirildi. Vali Zübeyir Kemelek, Belediye Başkanı AKP’li Davut Çuhadar ve Emniyet Müdürü Halil Yılmaz, ev gelerek Gültekin’in yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu. Yavuz Selim Camii’ne getirilen cenaze, kılınan cenaze namazından sonra Asri Mezarlık’ta toprağa verildi. Gültekin’in kızları 20 yaşındaki Sultan Gültekin ile 18 yaşındaki Emine Gültekin ve oğlu 28 yaşındaki Birdal Gültekin, gözyaşlarına hakim olamadı. Yakınlarının kollarında güçlükle duran kızı Sultan, “Baba, ben şimdi kime ‘baba’ diyeceğim” diyerek feryat etti.

MAKİNA MONTAJI YAPIP DÖNECEKTİ

18 yıl Suudi Arabistan’da çalıştıktan sonra kesin dönüş yapan ve 6 ay önce Hyundai firmasının Adana’daki servisinde işe giren 41 yaşındaki Mehmet Yıldız’ın bir iş makinası montajı için Bağdat’a gittiği belirtildi. 2 çocuk babası Yıldız’ın, montaj yaptıktan bir gün sonra tekrar Türkiye’ye dönmesinin planlandığı belirtildi. Ancak, uçağın düşmesiyle hayatını kaybeden Yıldız’ın cenazesi bugün yakınları tarafından teşhis edilip, doğum yeri olan Karataş’ın Karaahmetli Köyü’nde gözyaşları arasında toprağa verildi. Yıldız’ın cesedini ise eniştesi Osman Polat, Irak’a gitmeden 2 gün önce birlikte aldıkları aynı ayakkabıdan teşhis etti.

GÖZYAŞI DİNMEDİ

Uçakta ölen emekli işçi 54 yaşındaki Tahsin Aykırı’nın cenazesi Adana’nın İmamoğlu İlçesi’ne bağlı Danacılı Köyü’nde, 48 yaşındaki Abdullah Albayrak ile 55 yaşındaki Durdu Mehmet Kayış’ın cenazeleri ise Adana’nın Buruk Belde Mezarlığı’nda toprağa verildi. 28 yaşındaki Özcan Özkan da, Havutlu Belde Mezarlığı’nda defnedildi. 37 yaşındaki Mehmet Dilki’nin cenazesi ise Yumurtalık İlçesi’nde defnedildi. Tarım İl Müdürlüğü’nden köylülere destek için verilen 11 koyuna gereği gibi bakamadığı için elinden geri alınınca daha önce 3 yıl çalıştığı Irak’a gitmek için yola çıkan Mehmet Dilki’nin yakınları gözyaşına boğuldu.

ADANA MÜFTÜSÜ: İNŞALLAH ŞEHİT ZÜMRESİNE DAHİL OLURLAR

Ailenin en büyük çocuğu olan İsmail Kulak’ın cenazesi, şirkette çalışan makine mühendisi Hüseyin Şahin’in cenazesi ile eş zamanlı olarak 5 bin kişinin katılımıyla toprağa verildi. Çevresinde araç trafiğinin kilitlendiği Kabasakal Mezarlığı’ndaki cenaze töreninde önce Hüseyin Şahin’in, ardından İsmail Kulak’ın cenaze namazı kılındı. Vali Cahit Kıraç, Adana Milletvekili Ömer Çelik, Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Aytaç Durak’ın da saf durduğu cenaze namazını Adana Müftüsü Mehmet Barış kıldırdı. Namaz sonrası, katılanlara helallık aldıran Müftü Barış, elim bir olay yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Ölüm mukadderdir. Ölüm en büyük nasihattir. Allah için öldürülenleri ölenleri siz ölü sanmayınız. Bu değerli kardeşlerimiz vatan için çocukları için bir yolculuğa çıktılar ama o yolculuk son yolculuk oldu. Umarız inşallah aileleri, vatanları, geride kaldıkları için uğraştıkları bu yolda canlarını verdikleri için şehitler zümresine dahil olurlar. Öyle olması gerekir. Peygamberimizin verdiği haber öyledir. kalanlara sabır diliyorum.”

YETİŞTİRDİĞİ ÇİÇEKLER DİKİLDİ

Şahin’in cenazesi yeni açılan mezarda, Kulak’ın cenazesi ise ailenin satın aldığı 15 kişilik Aile Kabristanı’ndaki mezarda toprağa verildi. Mezara mermer mezar taşı ile papatya çiçekleri dikildi. Bu çiçeklerin, İsmail Kulak tarafından Semiramis Villaları’ndaki villasının bahçesinde kendi eliyle yetiştirildiği, bir bölümünün kökünden sökülerek mezarlığa dikilmek üzere alındığı öğrenildi.

O DA IRAK’A GİDECEK

Kazada tanıdığı birileri olabileceği düşüncesiyle Asri Mezarlık’a gelen, ölenlerin listesine bakıp, Irak’ta çalışan arkadaşlarının adı olup olmadığını kontrol eden 24 yaşındaki aşçı Burhan Kahraman da yakında Irak’a gideceğini söyledi. Kazada, yeni evli Olcay ve Serkan Geyik çiftine de çok üzüldüğünü bildiren Kahraman, “Irak’a gitmek zorundayız. Oradaki savaştan da, bu son olayın üzerine uçak yolculuğundan da korkuyorum. Ama mecburuz. Babam Ahmet Kahraman da Irak’ta aşçı olarak çalışıyor. Ben ilk kez gideceğim. Birçok arkadaşım ekmek parasını Irak’ta kazandığı için listeleri kontrol ediyorum. Ben de 4 aylık evliyim. Adana’da 10 YTL’ye sigortasız iş buldum. Ama bu parayla evimi geçindiremediğim için Irak’a gitmek zorundayım. Yeni evli Geyik çiftinin ölümünden çok etkilendim. Ben de yeni evliyim gitmek istemiyorum, ama koşullar bunu gerektiriyor” diye konuştu.

MERSİN, MÜHENDİSLERİNE AĞLADI

Makine Mühendisi 55 yaşındaki Sabahattin Kesten ile Elektrik Mühendisi 50 yaşındaki Bülent Durucan’ın cenazeleri memleketleri Mersin’de toprağa verildi. Bülent Durucan ve Sebahattin Kesten’in cenazeleri Muğdat Camii’ne getirildi. Yan yana konulan cenazeler için burada cenaze namazı kılınırken Durucan’ın kızı Yeditepe Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ayşe Durucan ile TED Koleji öğrencisi oğlu 17 yaşındaki Mert Durucan ile eşi 49 yaşındaki Gülgin Durucan fenalık geçirdi.

Sebahattin Kesten’in eşi İnşaat Mühendisi 52 yaşındaki Meryem Kesten, çocukları İnşaat Mühendisi 24 yaşındaki Ali Sercan Kesten ile kızı 26 yaşındaki Mimar Dilay Kesten ise güçlükle teselli edildi. Kılınan namazın ardından Bülent Durucan ile Sabahattin Kesten’in cenazeleri, uzun araç konvoyuyla Şehir Mezarlığı’na götürüldü. Her iki mühendisin cenazesi burada ayrı ayrı bölgelerde açılan mezarlarda toprağa verildi. Bülent Durucan ile Sebahattin Kesten’in cenazelerinin yakınları tarafından yüzlerinden teşhis edildiği belirtildi.

‘KIZIMIZA SENSİZ NASIL BAKARIM’

Jeneratör ustası 26 yaşındaki Ali Nihat Özbingül’ün Asri Mezarlık’tan alınan cenazesi Eskibey Mahallesi’ndeki evine getirildi. Tabutu gören yakınları sinir krizi geçirdi. Cenaze daha sonra buradan alınıp Akkapı Mezarlığı’na götürüldü. Yaklaşık bin kişinin katıldığı cenazenin mezarlığa götürülüşü sırasında Özbingül’ün arkadaşları fotoğraflarını taşıyıp gözyaşı döktü. Cenazenin yıkanışı sırasında içeri giren ablası 26 yaşındaki Sevtap Arslan, kardeşinin yanmış yüzünü görünce, “Ali bu senin yüzün olamaz. Bu benim kardeşim Ali değil. Ali sen daha çok küçüktün kardeşim. Sen benim küçüğümsün, sen kalk ben ölürüm yerine” diyerek sinir krizi geçirdi.

Sevtap Arslan güçlükle sakinleştirilirken, yakınlarının desteğiyle yürüyen Ali Nihat Özbingül’ün eşi 24 yaşındaki Mine Özbingül’ün ağıtları cenazeye katılanları gözyaşlarına boğdu. Acı haberi aldığı günden bu yana gözyaşı dinmeyen ve sesi kısılan Mine Özbingül, “Alim beni yapayalnız bıraktın, beni unuttun. Kızımız Nazar’la beni yalnız bıraktın. Ben kızımıza sensiz nasıl bakacağım” diye feryat etti. Anne 55 yaşındaki Sabahat Özbingül ise sık sık baygınlık geçirdi. Ali Nihat Özbingül’ün cenazesi kılınan namazın ardından toprağa verildi.

IRAK 10 BİN DOLAR ÖDEMEK ZORUNDA

ABD'nin askeri müdahalesinin ardından yeniden inşa edilmeye başlanan Irak'a işçi götüren, ABD'li işverenin son işçi ihalesini kazanan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir firmanın sahibi, işlemleri, riskler ve çalışma koşullarını dikkate alarak, yaptıklarını belirtti. Firma sahibi, Irak'ta, günde 12 saat mesai, haftada bir gün izin kullanan işçilerin tüm barınma ve gıda giderleri ile ulaşımının temin edildiğini bildirdi.

Irak'a sadece Moldova uçaklarının gittiğini, bu yüzden seçeneklerinin bulunmadığını söyleyen firma sahibi, “Eski ve çoğunluğu kargo uçağı olmasına rağmen, içine koltuk monte edilen bu uçaklarda, firma sahipleri de seyahat ediyor. Bu uçaklar için her sefer karşılığında, 20-30 bin dolar arasında ücret ödüyoruz” dedi.

Irak'a götürülen işçilerin isimlerinin de Türkiye'de önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, ardından Irak'lı yetkililere bildirildiğini belirten firma sahibi, şöyle konuştu:

“İşçiler, Irak'ta, çalışma yasalarına göre çalıştırıldıklarından ölümleri ya da sakat kalmaları halinde o ülke vatandaşları için uygulanan haklara sahip oluyorlar. Bu nedenle, Irak hükümetinin, düşen uçakta bulunan işçiler için kişi başına 10 bin dolar tazminat ödemesi gerekiyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!