İngiltere'nin Irak savaşına katılması için kamuoyuna açıklanan gerekçelerin gerçekleri yansıtmadığı eleştirileri nedeniyle kamuoyu yoklamalarında puan kaybeden İngiltere Başbakanı Tony Blair, Savunma Bakanlığı danışmanı bilim adamı Dr. David Kelly'nin ölümünün ardından halk desteğini büyük ölçüde yitirdi. İktidara geldiği 1997 yılında halkın büyük desteğini arkasına alanBlair için, anketler geçen yıllar içinde karşı karşıya kaldığı çok sayıda skandal ve sorun nedeniyle zaman zaman düşüşler gösterse de Başbakan ilk kez, halkın yüzde 60'ı tarafından istifasının istendiği bir noktada bulunuyor. Blair'in 6 yıllık iktidarındaki iniş çıkışların öyküsü şöyle: 1997: MÜKEMMEL BAŞLANGICIN ARDINDAN FORMULA-1 SKANDALIBlair, iktidarının 100. gününde İngiltere'de hiçbir başbakana kısmet olmayan halk desteğini arkasında bulunduruyordu. Kamuoyu araştırmaları, seçmenin yüzde 83'ünün, Blair'in kişisel özelliklerinden memnun olduğunu belirtirken, 67.6'lık çoğunluk, hükümet uygulamalarından duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu. Böylece Blair, 100. gününü dolduran bir başbakan olarak, zamanında seçmenin yüzde 53'ünü memnun eden eski başbakanlardan Winston Churchill ve John Major'ı geride bırakıyordu. İngilizlerin ünlü ''Demir Leydi''si Margaret Thatcher'dan memnun olanların oranı ise yüzde 45 olmuştu. Blair'e olan güvenin ilk sarsılışı, Formula-1 ile ilgili bağış skandalı ile oldu.
Seçim öncesinde yapılan kampanyalarda söylenenlerin aksine, Formula 1 yarışlarında sigara reklamlarına izin veren BaşbakanTony Blair, muhalefet tarafından, bu kararı, ''spor otomobil patronlarının cömertliği sayesinde'' almakla suçlandı. İşçi Partisi'nin Formula-1'in patronu Bernie Ecclestone'den 1 milyon sterlin tutarında bağış aldığının ortaya çıkmasıyla zor durumda kalan Blair'e duyulan güven, 3 ay gibi kısa sürede yüzde 76'dan 62'ye geriledi. Ailesiyle birlikte uzun süreli tatillerini yurtdışında geçirerek İngiliz halkını kızdıran Başbakan'ın, medya imparatoru Rupert Murdoch ile ilişkisi de basının gündemini meşgul etti. Blair'in, İngiltere'de yüksek tirajlı iki gazeteyi ve bir TV kanalını elinde tutan Rupert Murdoch ile seçim öncesi dönemde sık sık bir araya geldiği, uzun yıllardır elindeki basın kurumlarını Muhafazakarları desteklemeye yönlendiren Murdoch'un aniden İşçi Partisi'ne dönüşünün ardında bu görüşmelerde yapılan pazarlıkların yattığı iddiaları, iktidarının ilk yılının sonunda Blair'i oldukça güç durumda bıraktı. 1998: ÜST ÜSTE PUAN TOPLAYAN BLAIR'E DESTEK SÜRÜYORBlair, Başbakanlığının ikinci yılında da ufak çaplı sorunlarla karşılaşsa da üst üste yaptığı başarılı politik manevralarla halkın desteğini korumayı başardı. Kuzey İrlanda barış görüşmelerinin verdiği destekten güç alan Blair, hükümetin bazı eski ve yeni danışmanlarının, çalıştıkları lobi firmaları aracılığıyla işadamları ve özel şirketler adına iş takibi yaptıklarına ilişkin iddialarla yeniden sıkıntılı günler yaşadı. Blair'in Ağustos 1998'de ABD'nin Sudan ve Afganistan'a saldırılarına verdiği destek halk tarafından olumlu karşılanırken, aynı yılın anketleri tüm sorunlara karşın Başbakan'ın hala bir sonraki seçimi alacak oy potansiyeline sahip olduğunu gösteriyordu. Başbakan'ın, eşcinsel olduğunu açıklayan Tarım Bakanı Nick Brown'aarka çıkması da oylarını artıran bir diğer unsur oldu. 1999: AİLESİ ELEŞTİRİLMEYE BAŞLADIBlair, 1998 yılını ufak sorunlara karşın başarıyla geçirirken, 1999 yılına ''eğitim'' konusunda ''ikiyüzlü'' davrandığı suçlamalarıyla girdi. İgiltere'de Noel kutlamalarıyla başlayan ve yeni yıl tatiliyle devam eden uzun tatil dönemi için bir açıklama yapan Eğitim Bakanlığı'nın, aileleri, çocuklarını zamanında okula başlatmaları yolunda uyarmasına karşın, uzun tatilinden geç dönen Blair ailesinin üç çocuğunun okullarına 4 gün geç başlaması, kamuoyunca eleştirildi. Parti içindeki çekişmelerle de uğraşmak zorunda kalan Blair, yurtdışında geçirdiği tatiller ve dış gezilerdeki harcamaları nedeniyle de günlerce gazetelerde ilk
haber olarak kaldı ve yüzde 3 ila 5 arasında oy kaybına uğradı. İktidara gelişinin 20. ayında ağır bir hükümet bunalımına giren Başbakan Tony Blair, bu defa da Maliye Bakanı Gordon Brown'ın, kız arkadaşının şirketine 100 bin sterlinden fazla para kazandırmaya yönelik iş bağlantıları kurduğu, Devlet Bakanı Jack Cunningham'ın da halkın ödediği vergilerle özel jet kiraladığı yolundaki iddialarla sarsıldı. Ortaya çıkan bir borç-alacak ilişkisi nedeniyle kabinede kendisineen yakın isimlerden ikisini, Peter Mandelson ile George Robinson'u kaybeden Blair, hemen akabinde güçlü bir kabine danışmanının istifasını istemek zorunda kaldı. Blair, bakan gücündeki danışmanın anılarını yazacağına ilişkin haberlerle uğraşırken, öte yandan Dışişleri Bakanı Robin Cook'un sekreteriyle evlenmek için boşandığı eski eşinin yayınladığı biyografiile sıkıntıya girdi. Blair, eşki eşinin ''alkolik, dengesiz, çapkın'' diye suçladığı Dışişleri Bakanı Cook'a sahip çıkmaya çalışırken oldukça zorlandı. NATO'nun Kosova'ya başlattığı hava harekatı nedeniyle kötüye gidenhalk desteğini tekrar toplamayı başaran Blair, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ülkenin savaş dönemleri geçiren başbakanları içinde en yüksek halk desteğine sahip olma başarısını yakaladı. BAĞIŞ SKANDALI VE YENİ BEBEKBlair hükümeti, 1999'un son aylarında ortaya çıkan bağış skandalı ile sarsılırken, Cherie-Tony Blair çiftinin dördüncü bebeklerinin yolda olduğu haberi, halkın Blair çiftine sempatisini büyük ölçüde artırdı. Kayıtları sadece 6 kişide bulunan İşçi Partisi bağış listesinin basına sızdırılması Blair'i yeni bir sorunla karşı karşıya bıraktı. İşçi Partisi'nin gelecek dönemde aralarında 2 milyon sterlin bağışlamayı vaat eden 2 Rum işadamının da bulunduğu çeşitli kişilerdentoplam 4.4 milyon sterlin tutarında bağış kabul etmeye hazırlandığı haberi, İşçi Partisi genel merkezini birbirine kattı. 2000: DÜŞEN OYLARIN KURTARICISI; MİNİK LEO2000'li yıllarda Blair'e olan halk desteği giderek azalmaya başladığı. Başbakan seçildiği günden bu yana, aralarında İngiltere'nin efsanevi devlet adamlarından Sir Winston Churchill'in de bulunduğu pekçok kişiyi, halktan aldığı kişisel destekle geride bırakan Blair, 2000'e kadar seçmenden hep yüzde 60'lar civarında destek alırken, 2000 Şubat'ında yapılan geniş çaplı bir kamuoyu araştırması, Başbakana destek verenlerin oranının yüzde 49'a kadar gerilediğini ortaya koyuyordu. Blair ve eşi Cherie, evlerinde yaşadığı dönemle ilgili anılarını kitap haline getiren dadı Rosalind Mark'ın kitap taslağına el koydurmak için Yüksek Mahkeme'ye başvururken, muhalefet ve basının, Avrupa Birliği'nin Lizbon'da yapılan 2 günlük zirvesine üç ayrı uçaklagidilmesini sert dille eleştirmesini de göğüslemek zorunda kaldılar. Bir yandan partisinin milletvekiliyken, kendisinin karşı çıkmasınarağmen Londra Belediye Başkanlığı'na bağımsız aday olan Ken Livingstone'un başarısı, diğer yandan da Muhafazakar Parti'nin geçen yıllarda kaybettiği belediye meclislerindeki pek çok koltuğu geri alması sonucu, çifte şok yaşayan Blair, oğlu Leo'nun doğumundan sonra hızla düşen oylarını bir ölçüde toplayabildi. Minik Leo, doğumundan giysilerine kadar yüzlerce ayrıntıyla basınımeşgul ederken, Blair çiftinin 16 yaşındaki oğlu Euan'ın, aşırı alkollü halde yakalanarak gözaltına alınması anne babayı oldukça üzdü. Oğlunun bütün diğer vatandaşlar gibi yaptığının bedelini ödeyeceğini söyleyen Tony Blair, babalığıyla bir kez daha oy topladı. İşçi Partisi'nin 1997 yılında Formula 1 adlı ünlü otomobil yarış organizasyonundan 1 milyon sterlin (yaklaşık 940 milyar TL) bağış aldığı yolundaki iddialar, 2000 yılında hükümetin yeniden başını ağrıttı. Andrew Rawnsley adlı politika yazarı tarafından kaleme alınan ''Halkın Hizmetkarları'' adlı kitapta ortaya atılan ve hükümeti güç durumda bırakan iddialar, Başbakan Blair ve Maliye Bakanı Gordon Brown'un 1997 yılının Ocak ayında yapılan 1 milyon sterlinlik bağış konusunda kamuoyuna doğruları söylemediklerini, bağıştan haberdar olduklarını ortaya koyuyordu. Tüm sorunlara karşın, Blair, 2000 yılında, özellikle de oğlu Leo'nun doğumundan sonra, Muhafazakar parti ile neredeyse başa baş gelen oylarını tekrar artırarak, bir sonraki seçimler için iddialı olduğunu ortaya koydu. 2001: YİNE BAĞIŞ SKANDALLARIBlair hükümeti, 2001 yılında da bağış skandalları ile sarsıldı. Partisine 2 milyon sterlinlik rekor bağışta bulunan kişinin adını açıklamaya zorlanan Blair, İngiltere'de siyasi partilere bağışlarda uygulanacak, daha sıkı kontrol öngören yeni yasanın çıkmasına sadece birkaç hafta kala çıkan söylentiler nedeniyle, zor durumda kaldı. İşçi Partisi'nin başarısı, 4 yıl boyunca düşük tutmayı başardığı enflasyon ve işsizlik oranı ile ekonomik büyüme rakamlarına bağlanırken, bağış ve bakanların yolsuzluk iddiaları hükümetin bu başarısına gölge düşürüyordu. Skandallara rağmen oy oranını ve popülaritesini korumayı amaçlayanBlair, yaklaşan genel seçim öncesinde zarar görmemek için Kuzey İrlanda'dan sorumlu Bakanı Peter Mandelson'ın istifasını istedi. Mandelson'ın hatası ise Hint asıllı milyarder bir işadamının vatandaşlık ve pasaport işlemlerini bizzat takip etmiş olmaktı. Genel ve yerel seçimlerden sonra ortaya çıkan sonuçlara göre, İşçi Partisi bir kez daha iktidara gelirken, Blair, partisinin tarihinde iki kez üst üste seçim kazanan lider olma unvanını almayı başardı. Blair ayrıca, 11 Eylül olaylarının ardından Afganistan'a başlatılan operasyonda da halkın büyük bölümünün desteğini arkasına aldı. 2002: İŞ TAKİBİ İDDİALARIBlair, 2002 yılına Hindistan doğumlu işadamı Lakshmi Mittal için Romanya Başbakanı Adrian Nastase nezdinde mektupla ''iş takibi yaptığı'' iddialarıyla başladı. Blair'in, merkezi Londra'da bulunan LNM adlı firmanın 300 milyon sterlinlik yatırımı için Romanya Başbakanı'na yazdığı mektuptan 3 gün sonra, söz konusu firmanın İşçi Partisi'ne 125 bin sterlin bağış yaptığının ortaya çıkmasıyla, bağış skandallarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Blair'in Teksas'ta ABD Başkanı George Bush ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada Irak'a olası operasyona destek vermesi, başta İşçi Partisi içindekiler olmak üzere muhaliflerini kızdırdı. Blair hükümeti tarafından Irak'ta kitle imha silahları bulunduğunailişkin hazırlanan raporlar da bazı çevrelerce ''inandırıcılıktan uzak'' bulundu. Blair ise kendini eleştirilere sert çıkarak, ABD'nin her yaptığınıgözü kapalı onaylayan bir yönetim biçimi içinde olmadığını belirtti ve''ABD'nin peşine takılmış bir köpek yavrusu değilim'' dedi. İsrail-Filistin gerginliğinin tırmandığı bir dönemde, İsrail'de düzenlenen intihar saldırısının ardından Cherie Blair'in intihar komandolarının ''umutsuzluğun ürünü'' olduğu yönündeki sözleri, İngiliz muhalefeti ve basını tarafından ağır dille eleştirildi. Terörü mazur göstermekle suçlanan Cherie Blair, özür dilemek zorunda kaldı. Cherie Blair, kısa süre sonra yine bir skandalla gündeme gelerek, basın tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu. Cherie Blair'in dolandırıcılıktan suçlu bir mali danışmanla iş yapması, Blair çiftinin karşı karşıya kaldıkları en ağır skandal oldu. Avustralyalı mali danışman Peter Foster'ın İngiltere'den sınır dışı edilmemesi için devreye girip-girmediği konuşulmaya başlanan Cherie Blair, iddiaları yalanladı. Ancak Peter Foster'ın avukatlarının açıklama yapıp, Cherie'nin kendilerini aradığını söylemelerinden sonra, devreye girdiğini kabul eden Cherie Blair, eşini, başbakanlığının 6. yılında son derece büyük bir skandalın içine çekti. Eşini savunurken zaman zaman basına karşı sert üslup kullanan TonyBlair, kendini yeni bir güven bunalımının içinde buldu. 2003: EN KRİTİK YIL, IRAK SAVAŞI VE KELLY OLAYIBlair, bu yıl içinde karşı karşıya kaldığı iddialar yüzünden uzun ve başarılı kabul edilen başbakanlık kariyerinin en zor günlerini yaşıyor. Irak konusunda ABD ile paralel görüşler dile getiren Blair, savaş karşıtlarının ağır eleştirilerine maruz kalırken, kamuoyu araştırmaları da, halkın yüzde 70'inin Blair'in Irak politikalarını yanlış bulduğunu ortaya koyuyordu. Blair, yalnızca ülke içinde değil, AB içinde de uyguladığı politikalar ile bölünmeler yaratmakla suçlandı. İçişleri Bakan Yardımcısı John Denham, Avam Kamarası Başkanı RobinCook ve Sağlık Bakan Yardımcısı Lord Hunt, Blair'in savaş yanlısı Irak politikasına tepki olarak istifa ettiler. Irak'ta kitle imha silahlarının varolduğu açıklamalarına karşın, koalisyon güçlerinin bu silahları bulamaması, savaşın başında Blair'e verilen desteğin giderek azalmasına neden oldu. Blair, Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna ilişkin kanıtların''tamamen doğru'' olduğunu söylerken, savaşa haklılık kazandırmak için istihbarat raporlarının çarpıtıldığı iddialarına yanıt vermekte zorlandı. BBC'ye konuşan, adı açıklanmayan kaynak, Başbakan'ın, her seferinde istihbarat dosyalarının içeriğini beğenmediğini ve daha tatmin edici hale getirilmesi isteğiyle istihbarata geri gönderdiğini açıklayarak, yeni bir tartışma başlattı. Aynı kaynağa dayanılarak BBC'de yapılan haberler, konunun kamuoyunun ilk gündem maddesi olmasını sağladı. Blair ile ülkenin en büyük yayın kuruluşu BBC arasında, hükümetin Irak dosyasının içeriğiyle ilgili olarak çıkan kavga da giderek büyüdü. Hükümetin, Irak'ın elindeki kitle imha silahları ile ilgili çalışan danışmanlarından Dr. David Kelly, BBC'ye bilgi sızdırmakla suçlandı. İddiaları yalanlayan Kelly'nin ortadan kaybolması, adını kamuoyunaaçıklayan Savunma Bakanı Geoff Hoon ve Blair'in ağır eleştirilere maruz kalmalarına neden oldu. Evinin yakınlarında bulunan cesedin Kelly'e ait olduğunun kesinlikkazanması ve BBC'nin haber kaynaklarının Kelly olduğunu açıklamasıyla, İngiliz halkının başbakanlarına ve hükümetlerine olan güveni de 6 yılın en düşük oranına indi. �
button