Güncelleme Tarihi:
KASIT OLDUĞU AÇIKÇA ORTADA
Seçimde önce 25-28 bin farkla kaybettiğimiz ilan edildi. Biz milli iradeye seçim ve sandık sonuçlarına olan teslimiyetimiz sebebiyle bu durumu saygıyla karşılamaya hazırdık. Sandık sonuç tutanakları, ilçe seçim birleştirme tutanakları ve geçersiz oylarla ilgili itirazlar netleştikçe karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. Bu süreçte gördük ki AK Parti’ye oy veren 15 bin seçmenin iradesi alenen gasbedilmiştir. Bu hataların bir kısmı sehven yapılmış olsa da önemli bir bölümünde kasıt olduğu açıkça ortadadır, bellidir. Hatalar, yanlışlar diğer partilerde aynı oranlarda yapılmamış sadece AK Parti’nin oylarında belirgin bir farklılık ortaya çıkmıştır.
ORGANİZE YOLSUZLUK
Hem seçmen listeleri hem de sandık kurulu üyeleriyle ilgili ciddi yolsuzluklar, kanuna aykırı uygulamalar olduğunu gördük. Yaptığımız her itirazın gerisinde inkârı mümkün olmayan somut deliller vardır. Gözümüzün önünde tüm çıplaklığıyla duran hukuksuzluğu, daha vahimi, bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Biz bu yapılanların hesabını milli irade hırsızlarından sormazsak, milletimiz bizden hesap sorar.
Seçimler öncesinden başlayarak birtakım kirli ellerin işin içine girdiği ve konuyu adım adım bu noktaya getirdiği anlaşılıyor. Organize bir yolsuzluk, tam kanunsuzluk ve usulsüzlük hali olduğuna samimi olarak inanıyoruz. Tek tek yanlışlar, eksikler, kusurlar mazur görülebilir ama sandık kurulu üyelerinin başkanlarının neredeyse üçte birinin kanuna aykırı atanmış olmasını, iptal edilen oyların çok büyük bir bölümünün AK Parti’ye ait çıkmasını kimse, masum bir hata ve yanlış olarak izah edemez. Durum tam tersi olsaydı, AK Parti az bir farkla seçimi kazanmış görünüp de ardından fark yarı yarıya azalsaydı ve aynı usulsüzlükler tespit edilseydi inanın bana ensemizde her gün boza pişiriliyor olurdu. Böyle bir durumda bize söylemediklerini, etmediklerini bırakmayacak olanların şimdi hukuki haklarımızı kullandığımız için aynısını yapıyor olmalarından iki yüzlülüğü milletimizin takdirine bırakıyorum. Bu kararı, siyasetçiler olarak sorunlarımızı demokrasi ve hukuk içinde çözme irademizi güçlendirecek, hakemliği milli iradeye bırakacak en doğru adım olarak görüyoruz.
DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ
Türkiye bir demokrasi ve hukuk devletidir. YSK tam tersi yönde bir karar vermiş olsaydı, daha önce defalarca ilan ettiğimiz gibi, biz yine buna uyacaktık. Biz sadece milli iradeye saygının gereğini yerine getirdik. İstanbul seçimlerinin üzerindeki gölgenin kalkmasını sağlayacak bu kararı, demokrasimizi güçlendirecek önemli bir adım olarak görüyoruz. Türkiye geçmişte kendini milletin ve devletin üzerinde gören sözüm ona elitlerin yol açtığı tahribatlar yüzünden ağır bedeller ödemiş bir ülkedir. Ülkemizin yeniden siyaset ve toplum mühendislerinin operasyon alanı hale gelmesine izin vermeyeceğiz.
Milli iradenin önünden, arkasından dolaşarak sandığa gölge düşürmeye çalışanlara meydanı bırakmamakta kararlıyız. Bu amaçla perde arkasından sinsice operasyon yürütenlerin de sahada kendine yer açmaya çalışanların hepsini biliyoruz. Milletimizin hiçbir meselesinin çözümü, hiçbir sıkıntının aşılması konusunda en küçük bir projeleri, hazırlıkları, çalışmaları, hepsinden önemlisi böyle bir niyetleri olmayanların oyunlarını da milletimizle beraber Allah’ın izniyle bozacağız. Armut piş, ağzıma düş misalı oturdukları yerden sadece bize hata yaptırarak, ülkenin yönetimine el koymayı hesaplayan karanlık odaklara bekledikleri fırsatı asla vermeyeceğiz.”
ÇÖZÜM SÜRECİ SÖZ KONUSU DEĞİL
ERDOĞAN terör örgütü PKK elebaşı Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesi konusunda “Çözüm süreci diye bir şey söz konusu değildir. 8 yıl oldu mu? Avukatlar için öyle olabilir ama avukatların dışındaki aile için, daha geçen gün kardeşini gönderdik, biz müsaade ettik ona, Mehmet gitti, onu saymıyor musunuz?” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da dün Meclis’te gazetecilere, “Yeni bir çözüm süreci yok. Bu bir prosedür. Doğrudan talimat PKK/YPG ve PYD arasında bağ olduğu tezini güçlendiriyor” dedi. Altun, görüşmenin zamanlamasına ilişkin soruya da “Seçim ile ilgisi yok. Bu bir prosedür. Cumhur İttifakı’nı baltalamaya yönelik sabotaj çabası. Bundan önce de Türkiye ittifakında benzer girişim yapılmıştı” yanıtını verdi.
ADAYIMIZ BELLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısındaki mesajında “İstanbul’daki seçimin adayları bellidir, şu anda bizim adayımız da Binali Yıldırım Bey’dir” açıklamasını yaptı.
İŞ DÜNYASINI UYARDI: YANLIŞ YAPIYORSUNUZ
“Bazı işadamı grupları, açıklanan bu karardan sonra baktık ki garip garip açıklamalar yapıyorlar. Güzel... Bundan sonra da tabii ki bizden bu tavırlarınızla, ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde, sizler burada seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıklamayı yaparsanız, işte bunlar normalleşmeyi getirmez. Bunlar anormalleşmeyi getirir. Yanlış yapıyorsunuz. Önce herkes haddini bilecek. Herkes işini yapmalı. Ekonomi ile mi uğraşıyorsun? İşadamı mısın? Sen işini yap, sana düşeni, sandığına git kullan ama kalkıp da seçim yargısının bu noktada vermiş olduğu karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız bu sizin de nerede durduğunuzu, nereye oturduğunuzu gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Müsaade edin de bizim de size bakış açımız değişecektir. Biz bu ülkede siyaset yapıyoruz.”
BAHÇELİ’YE ‘HAYIRLI OLSUN’ TELEFONU
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilere, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile az önce telefonda görüştüğünü, İstanbul için verilen kararın hayırlı olması temennisinde bulunduğunu söyledi. Erdoğan, Bahçeli’yle ileriki günlerde bir araya gelerek seçimi değerlendireceklerini belirtti.
MESAİ BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün öğleden sonra İstanbul’a geldi ve ilk olarak AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na gitti. Buradaki toplantıyla 23 Haziran’daki seçimlere hazırlık çalışmalarına başlandı.