'İpin ucu kaçtı'

Güncelleme Tarihi:

İpin ucu kaçtı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2011 17:01

Bahçeli: 'Hukuki ve siyasi meşruiyet tartışmalarında ipin ucu kaçtı'

Haberin Devamı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  seçimlerinde Diyarbakır;dan bağımsız olarak katılan ve seçilen bir  milletvekiliyle ilgili olarak YSK;nın aldığı son kararın, çok tehlikeli bir  siyasi gerginliğe yol açtığını belirterek, “Hakkında milletvekili seçilmeye mani  mahkumiyet hükmü olan bir kişinin adaylığını seçim öncesi iptal etmeyen YSK bu  konuda sorumlu ve basiretli davranmamıştır” dedi.

Bahçeli, YSK ve yargı kararları tartışmaları hakkında yazılı açıklama  yaptı.

12 Haziran 2011 seçimleri sonrası oluşan TBMM'nin 24. Dönem  çalışmalarının “tartışmalı yargı kararları, şiddet çağrılarının ve tehditlerin  gölgesinde gergin bir ortamda” başladığını belirten Bahçeli, bu durum  Türkiye;nin huzuru ve demokratik rejimin geleceği açısından her yönüyle endişe  verici olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

"İPİN UCU KAÇTI"

Seçimlerin genel yönetimi ve denetimiyle görevli anayasal organ olan  Yüksek Seçim Kurulu;nun kararlarının seçim sürecinde olduğu gibi bugün de  tartışıldığını vurgulayah Bahçeli, “Bu konulardaki hukuki ve siyasi meşruiyet  tartışmalarında ipin ucunun kaçtığını, bütün ölçülerin kaybedildiğini esefle  izlemekteyiz” görüşünü dile getirdi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:

“Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim sürecinde parlak bir sınav veremediği bir  vakıadır. Bazı bağımsızların adaylıklarını önce kabul etmemesi, arkasından tehdit  ve baskıların etkisiyle bundan rücu etmesi YSK;nın tasarruflarının meşruiyetini  tartışmalı hale getirmiştir. Adaylıkları veto edilenlerin kitleleri tahrik ederek  şiddet ortamı yaratması ve AKP hükümetinin bunları himayesi altına alarak siyasi  baskı yapması sonucu “eksik evrak tamamlandı" gerekçesiyle YSK geri adım  atmak durumunda kalmıştır. Yaşanan bu gelişmelerin en tehlikeli sonucu, şiddeti  siyasi araç olarak kullananların bu yöntemle sonuç alınacağını görmüş olmaları ve  bundan ilerisi için cüret ve cesaret kazanmalarıdır.

Yüksek Seçim Kurulu;nun vicdanları yaralayan, bağımsızlığına ve  tarafsızlığına gölge düşüren diğer bir icraatı, Başbakan Erdoğan;ın seçim  sürecinde MHP aleyhine hayasızca yürüttüğü kampanya karşısında sessiz kalması  olmuştur. Bu konudaki başvurumuzu reddederek işlem yapmayan YSK itibar  kaybetmiştir. Partimizle ilişkisi kesilen bir şahsın adaylığını düşürmemesi de bu  güven ve itibar aşınmasını derinleştirmiştir.”
       
YSK SORUMLU VE BASİRETLİ DAVRANMAMIŞTIR”

Açıklamasında “12 Haziran 2011 seçimlerinde Diyarbakır'dan bağımsız  olarak katılan ve seçilen bir milletvekiliyle ilgili olarak YSK;nın aldığı son  karar, çok tehlikeli bir siyasi gerginliğe yol açmıştır” diyen Bahçeli, şöyle  devam etti:

“YSK'nın Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerine dayanarak aldığı bu karar  üzerine başlayan milli iradenin üstünlüğü ve siyasi temsil tartışmaları siyasi  gündemin merkezine oturmuştur. Hakkında milletvekili seçilmeye mani mahkumiyet  hükmü olan bir kişinin adaylığını seçim öncesi iptal etmeyen YSK bu konuda  sorumlu ve basiretli davranmamıştır. Zamanında görev ve sorumluluğun gereğini  yapmayan YSK bugünkü tartışmaların yolunu açmış, bunu şiddet ve kaos ortamı  yaratmak için kullanmak isteyen çevrelere malzeme vermiştir.

Bu vesileyle başlatılan şiddet ve TBMM;ni boykot çağrıları, hayasızca  yapılan tahrik ve tehditler Türkiye;yi çok vahim sonuçları olacak karanlık bir  dönemin beklediğinin habercisidir. Türk toplumu esasen çok gergindir. Bölücü  tahrikler toplumsal bünyemizi hırpalamış ve yaralamıştır. 22 Haziran 2011 günü  Tunceli Nazimiye;de alçakça şehit edilen iki kahraman emniyet görevlimizin acısı  hala yürekleri dağlamaktadır.

Böyle bir ortamda siyasi tahriklerde bulunmak ve sokak gösterileriyle  şiddete başvurmak hepimizin altında kalacağı bir felakete davetiye çıkarmak  olacaktır. Bu bakımdan herkes ve her kesim anayasa ve yasalara saygılı olmak,  Türkiye;nin geleceğini her türlü siyasi düşünce ve hesabın üstünde tutan bir  sorumluluk anlayışıyla hareket etmek zorundadır. Bu düşüncelerle herkesi ortamı  zehirlemekten, gerginlik, tahrik ve husumet siyasetine bel bağlamaktan ve siyasi  kriz tellallığı yapmaktan vazgeçmeye çağırıyorum.

Bu ülke hepimizindir. Türkiye;yi bugünkü bunalım ortamından çıkarıp  aydınlık, mutlu ve huzurlu bir geleceğe taşımak hepimizin ortak milli görevidir.  siyasette varlık nedenimiz de budur.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!