Güncelleme Tarihi:
“Tahrikcilik” ne kadar ucuz bir eylem ise karşı tarafın oyununu kaba kuvvetle bozmaya kalkışmak da o kadar ucun bir tavır.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın “ O TAYAD’lılara ben de vururdum. Bir avuç kendini bilmezden korkup geri adım atmayız” demesi gibi.
Bu kez AKP Rize Milletvekili Abdülkadir Kart’ın “TAYAD üyeleri hak ettikleri cevabı Rize halkından almıştır” türü görüş bildirmek, tuzağa düşmekle aynı şey.
Birileri çıkıyor yasaları hiçe sayıyor.
O birileri halkı tahrik edeceği bilinen bir eylemi sahneye koyuyor.
Eylem yasa dışı dahi olsa, halkın kalkıp “kendin pişir, kendin ye” mantığı ile suçluya anında ceza kesmesi nerde görülmüş. Üstelik devletin kolluk güçleri olay yerinde iken.
Hadi toplum psikolojisi diyelim, o an gaza geldiler, ya da örgütlü biçimde tepki vermeye kalkıp suçluları linç etmeye yöneldiler, bu durumda bir belediye başkanı ya da milletvekilinin akıl yolunu seçmek yerine “Hak etmişlerdi” mealli söylemde bulunmaları “kısasa karşı kısas”ı akla getirmez mi?
Bırakalım Kopenhag kriterlerini filan.
Bırakalım AB’nin bu olaya karşı vereceği tepkiyi.
Yasalara uymayanlara ve suçlulara cezayı halk kesecekse, o zaman kolluk güçleri ve yargının demokraside yeri olmaması gerekir.
Bir görüşü sevmeyebilirsiniz.
Eylemi içinize sindirmekte zorlanabilirsiniz.
Yasa dışılığı da kesin olabilir.
Yasa dışı eylemcilerin düşünce ve fikirleri sizi incitebilir de.
Yapılacak tek iş, demokrasinin dişlilerinin harekete geçmesini beklemektir.
Önce kolluk güçleri..
Sonra yargı.
Bu yetmedi mi, karşı görüşü yasal sınırlar içinde seslendirmek için siz de izin alıp sokağa çıkarsınız, karşı görüşlerini ortaya koyarsınız.
O zaman “linç” kelimesinin esamisi okunmaz hale gelir.
Demek o ki, halkın galeyana gelmesi beklenmedik bir olaydır ve doğru değildir.
Linç girişiminde bulunanlar belki de provoke edilmiştir.
TAYAD’lılar aşırı tahrik edip, böyle bir linç girişimine çanak tutmuş olabilirler.
Ama seçilmiş kişilerin, biri belediye başkanı diğeri milletvekili olan kişinin, demokratik olmayan tutumu ve yasa dışılığı adeta özendiren beyanatlar vermesi bırakalım Kopenhag Kriterleri’ni, insanlık kriterlerine sığmaz.
Belediye Başkanı Halil Bakırcı ve AKP Rize Milletvekli Abdülkadir Kart Rize’de patlak veren olaylar karşısında soğukkanlı davransalardı taşların yerine oturmasına yardımcı olurlardı.
Oysa onlar tersini yapmayı tercih etmişlerdir.
Roth Staut (1929) “Gülüp geçmek, küfretmekten kolaydır” demiş.
Gülünüz ve geçiniz.
Ve görevi sahibi aslisine, yani yargıya bırakınız.
Eğer suçlu iseler, yargının buna güleceğini sanmak safdillikten başka bir şey olamaz.
Sevgiler,
Sezai