Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2002 00:00
Herkesin ağzında aynı terane, ''İnternet fos çıktı''; ''Yeni ekonomi balonu patladı''; ''İnternet yayıncılığı kárlı değil''; ''İnternet'te reklam etkili değil''; ''İnternet reklam için uygun bir medya aracı değil''...Türkiye'de artık neredeyse ayet mertebesinde tartışmasız kabul gören bu dayanaksız yargıların kaynağı gariptir ama İnternet'in beşiği ABD'den başka bir yer değil. Ancak biz mitleri ithal ede duralım, onlar sorgulayıcılıklarını bırakmayıp tartışmaya devam ediyorlar.Örneğin Interactive Advertising Bureau'nun başkanı Greg Stuart, ''Etkileşimli reklamcılık işlemiyor'' diyenleri, ''İşlemediklerini kim ispat etmiş'' diyerek sert bir şekilde cevaplıyor ve ekliyor ''Yaptığımız tüm araştırmalar tam tersini ispatlıyor''. Stuart, The Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan görüşünde bu araştırmalara atıfta bulunuyor. Morgan Stanley Dean Witter, Marketing Intelligence, Information Resources, Inc. ve Nielsen Media Research şirketlerince yapılan araştırmaların hepsi İnternet reklamlarının işe yaradığını gösteriyor.Şom ağızları susturacak araştırmalar bunlarla da kısıtlı değil. NeoPets tarafından Advertising Age için yapılan bir başka araştırma, geleceğin medya aracının tartışmasız İnternet olacağını göstermesi bakımından ilginç. 18 yaşından küçük 12.500 gencin katılımıyla yapılan araştırmanın sonuçlarına göre gençlerin çoğunluğu, tek bir medya aracını seçmek zorunda kalsalar İnternet'i televizyon, radyo ve dergiye tercih edeceklerini belirtmişler. Aynı araştırmaya göre gençler, reklam görmekten en çok hoşlandıkları medya araçlarını ise televizyon, İnternet, dergiler ve radyo olarak sıralamışlar.Kısacası durum öyle gösteriyor ki, yakın geleceğin en çok kullanılan medya aracı İnternet olacak ve reklam mecrası olarak televizyonun hemen ardından gelecek.Peki İnternet reklamcılığı Türkiye'de ne durumda? Konvansiyonel reklamcılığın olduğu gibi İnternet reklamcılığının da başlıca üç aktörü var; reklamverenler, reklamalanlar ve reklam ajansları.Bu üç aktörü önümüzdeki yazılarımda birer birer, çok daha ayrıntılı bir biçimde işleyeceğim. Şimdilik İnternet reklamcılığının genel bir fotoğrafını çekmekle yetinelim.İnternet reklamcılığı Türkiye'de, Türkçe içeriğin ufak bir patlama yaptığı 2000 yılında kıpırdandı. Bilindiği gibi 2000 yılı birçok büyük sermaye grubunun Türkçe içerikli İnternet anakapılarına yatırım yapmak için adeta yarıştığı bir yıl olmuştu. İxir, Superonline, E-kolay, Turk.net, Veezy gibi büyük erişim sağlayıcıların Türkçe sitelerine ek olarak Netbul, Tebweb, Turkport ve Mynet gibi anakapılar da 2000'de atılım yapmışlardı.Böylece 2000'de Türkçe içerikli İnternet siteleri hızla zenginleşirken, İnternet reklamcılığında da bir kıpırdanma yaşanmaya başlandı. Yeni İnternet sitelerinin reklam için, diğer İnternet sitelerini kullanması çok doğaldı. Ancak dostlar alışverişte görsün tipindeki bu kıpırdanma yeterli değildi. İnternet reklamcılığındaki artışın, içerikteki artış oranını yakalayabilmesi için sektör dışından bir giriş gerekiyordu.Ne yazık ki, Türk iş dünyasının konvansiyonel ürünleri bu yeni mecraya hazır değildi. İnternet'i reklam mecrası olarak kullanabilmeleri için öncelikle kendilerinin iyi bir İnternet sitesine sahip olmaları gerekiyordu ki, hiçbiri doğru düzgün bir siteye sahip değildi. Eli yüzü düzgün denebilecek siteler açan şirketlerin bazılarının, tanıtım için yalnızca konvansiyonel medya araçlarını seçmesi ve İnternet'i bir mecra olarak kullanması da ayrı bir zekailik örneğiydi.2000 sonu ithal İnternet krizimiz ve 2001 ekonomik krizimiz de eklenince, İnternet reklamcılığı maceramız 2002'ye ertelendi.devam edecekMobil bilişim çılgınlığı bilgisayar şirketlerine de bulaştıHP yola hızlı çıktıMobil bilişim pazarına olan ilgisini e.servisler stratejisi ile yıllar öncesinden gösteren Hewlett Packard, hızla büyüyen bu pazar için geliştirdiği ürün ve servisleri tanıttı.Dev sunuculardan çok özel yazılımlara, dijital fotoğraf makinelerinden cep bilgisayarlarına, bilgisayar yazıcılarından elektronik ödeme sistemlerine kadar binbir çeşit dijital ürün ve servis sunan Hewlett Packard'ın yeni gözdesi ''mobil yaşam''.Birkaç yıl önce ortaya attığı ''e.servisler'' kavramıyla İnternet'i yaşamın içine sokacak yeni yollar keşfetmeyi amaçlayan HP, mobil bilişim dünyasına attığı bu erken adımın meyvalarını birer birer toplamaya başladı. HEDEF 150 MİLYONIDC isimli araştırma şirketinin tahminlerine göre mobil İnternet erişimine sahip kullanıcı sayısının 2002 yılında 150 milyona, mobil e.ticaret pazarı hacminin ise 2004 yılına kadar 25 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Cep telefonu üreticileri ve bilişim sektörü firmaları, ileride daha da büyük bir hızla büyümesi beklenen bu pazarda yer almak isteyecek şirketler için ürün ve servis geliştirme yarışındalar.OFİS SOKAKTAHP, mobil e.ticaret pazarına girmek veya şirket faaliyetlerinde mobil bilişimin sağladığı olanaklardan maksimum ölçüde yararlanmak isteyen firmalar için şimdiden pekçok ürün ve servis geliştirmiş durumda. Bu ürünlerden biri olan Anny Way Mobility Box, küçük ve orta ölçekli şirketlerin ofis uygulamalarını, mobil cihazlardan erişilebilir kılmayı sağalayan ekonomik ve kullanışlı bir çözüm sunuyor. Anny Way sistemi kurulu bir şirketin personeli, ofisteki uygulamalara ve bilgilere Wap uyumlu herhangi bir telekomünikasyon cihazıyla (cep telefonu, el bilgisayarı vs) erişebiliyor, sokaktayken de ofisteymiş gibi çalışabiliyor.MAVİDİŞHP Open Roaming ise İnternet bağlantılarında süreklilik sağlayan bir çözüm. HP'nin bu yaratıcı çözümüyle mobil bilgisayarlar bir ağdan başka bir ağa oturum kapanmadan geçiş yapabiliyorlar. Örneğin masa üstündeyken şirket ağını kullanarak İnternet'e bağlanan dizüstü bir cep bilgisayarını masadan alıp, yürüyerek kullanmaya başladığınızda bilgisayarınız İnternet bağlantısını otomatik olarak GPRS ya da Mavidiş ağına geçiş yaparak koruyabiliyor.HP'nin mobil yaşam için geliştirdiği ürünler arasında çok çeşitli mobil bilgisayar modelleri ve yazıcılar da var kuşkusuz. Daha çok iş yeri kullanımı için geliştirilen bu modeller, Mavidiş ve kablosuz ağ (802.11b) teknolojilerini kullanarak birbirleriyle havadan haberleşebiliyorlar.http://www.hp.com.trİnsan hücresini programladılarBilim adamları dizkapağı arkasındaki yağ dokusundan aldıkları hücreleri programlayarak, kıkırdak ve kemik hücresi üreten kök hücrelere dönüştürmeyi başardılar. Duke Üniversitesi Tıp Merkezi araştırmacılarınca yeniden programlanan hücrelerden oluşan dokular kıkırdak ve kemik yedekparçası olarak kullanılabilecek. Dizkapağı arkasından basit bir ''liposuction'' (yağ emme) işlemiyle alınan hücreler kullanılarak yetiştirilen dokularla, hasta kemiğin ya da kıkırdağın sağlıklı bire bir modelleri yapılabilecek ve hastalıklı kemik ve kıkırdağın yerine takılabilecek.http://dukemednews.duke.edu
button