Ä°NSANLIK TARÄ°HÄ°NÄ°N ÇÖZÜMLENEMEYEN SORUNU:ŞİŞMANLIK (1) Ülkemiz insanının da globalleÅŸmeye paralel olarak 'bir dirhem et bin ayıp örter' felsefesinden

Güncelleme Tarihi:

İNSANLIK TARİHİNİN ÇÖZÜMLENEMEYEN SORUNU:ŞİŞMANLIK (1) Ülkemiz insanının da globalleşmeye paralel olarak bir dirhem et bin ayıp örter felsefesinden
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 22, 2000 00:00

Ä°NSANLIK TARÄ°HÄ°NÄ°N ÇÖZÃœMLENEMEYEN SORUNU:ŞİŞMANLIK (1) Ãœlkemiz insanının da globalleÅŸmeye paralel olarak 'bir dirhem et bin ayıp örter' felsefesinden sıyrılarak fazla kilolarından dertlenmeye baÅŸlaması ve bu uÄŸurda oluÅŸan pazarın 200 milyon dolarlık bir sermaye kolu yaratması bu kez de konu olarak bizi 'ÅŸiÅŸmanlık' (obezite) sorununu iÅŸlemeye yöneltti. Ancak sorun pek kapsamlı… Amacımızsa okuyucuyu genel anlamda bilgilendirmenin yanısıra son geliÅŸmelerden de haberdar etmek olduÄŸundan biraz uzun yazmak zorunda kalıyoruz. Bu nedenle metni birbirini izleyen bölümler halinde düzenledik. 'ÅžiÅŸmanlığın Dönüşü', 'Son ÅžiÅŸman' gibi baÅŸlıkların hoÅŸ olmayabileceÄŸini dikkate alarak Rocky filmlerinden esinlenip, yazılara numara vermeyi tercih ediyoruz.Obezite en basit tanımıyla yaÄŸ dokusu fazlalığı ve buna baÄŸlı olarak vücut ağırlığının artmasıdır. Dünyada bilinen en eski hastalıklardan biridir. TaÅŸ Devri kalıntılarında bile obeziteye ait resimler vardır. Tarihsel geliÅŸim süreci içinde bir çok ünlü ressamın kadın tasvirlerinde 'tombul' hanımlar çizdiklerini görüyoruz. Elbiselerin beden hesabıyla giyilmediÄŸi o mutlu dönemlerde fazla kilolar hastalıklara karşı direnci arttıran, estetik olarak hoÅŸ görüntü verdiren, adeta bir güç ve güzellik simgesi kabul ediliyormuÅŸ besbelli. 2000 yıl önce Hipokrat ilk kez obezitenin saÄŸlığa olumsuz etkilerini ortaya koymuÅŸ olsa da gerçeÄŸin anlaşılması ancak 20. Yüzyılın sonlarında gerçekleÅŸti. Bugün artık obezite, fizyolojik, psikolojik, hormonal, metabolik, organik, sistemik, estetik ve sosyal etkileriyle yaÅŸam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite temelde enerji alımının tüketiminden fazla olması nedeniyle oluÅŸan fazlalığın yaÄŸ hücrelerinde depolanması sonucu yaÄŸ hücrelerinin boyut olarak büyümesi, sayı olarak çoÄŸalması ve vücudun belirli bölgeleriyle, iç organlarda birikmesi ile ortaya çıkar. Yine beyinde beslenmeyi kontrol eden merkezin bozulması, hormonal bazı hastalıklar, genetik nedenler, stres, ruhsal rahatsızlıklar ve bazı ilaçların kullanımına baÄŸlı da gerçekleÅŸebilir. Gerçek ÅŸiÅŸmanın tanımı günümüzde Vücut Kitle Ä°ndeksi (VKÄ°) ile yapılmaktadır. KiÅŸinin kilogram olarak ölçülen ağırlığının metre olarak ölçülen boyunun karesine bölünmesiyle hesaplanır. VKÄ° için 22-24.9 deÄŸerleri arası ideal kabul edilmektedir. 30 ve yukarısı tedavi gerektiren obezite olarak tanımlanır. Yazımızda 'ÅŸiÅŸman' terimi 25 üstü grubu tariflemektedir. Yine obezite tarifinde elma tipi (android tip) veya armut tipi (jinoid tip) olması da önemli bir kriterdir. Elma tipinde mide-göbek çevresinde kalçaya göre daha fazla yaÄŸ toplanmışken, armut tipinde ise fazla yaÄŸlar kalçalar ve uyluk civarında birikmiÅŸtir. Elma tipi kalp hastalıkları açısından daha tehlikelidir. ÅžiÅŸmanların dünyada yalnız olmadıklarını gösterebilmek açısından rakamlar verelim. Amerika'da halen 97 milyon kiÅŸi fazla kilolarından ÅŸikayetçi. ÅžiÅŸmanlar örneÄŸin New Orleans eyaletinde nüfusun %37.5'unu oluÅŸturmakta. Obezite önlenebilir ölüm nedenleri arasında ikinci, tüm ölüm nedenleri arasında ise 7. sırada yer almakta. Her yıl 300.000 kiÅŸinin obezite kaynaklı sorunlar nedeniyle öldüğü belirtiliyor. Obeziteye baÄŸlı saÄŸlık sorunları için yılda 100 milyar dolar harcanıyor. Bu deÄŸer toplam saÄŸlık harcamalarının %8'i demek.1960 yılından bu yana VKÄ°: 30 üstü olanların sayısında %23 artış olmuÅŸ. 38 ülkede 150.000 kadın üzerinde yapılan bir araÅŸtırmada ÅŸiÅŸmanlık oranının Güney Asya ülkelerinde %0.1, Afrika'da %2.5, Latin Amerika'da %10, Orta DoÄŸu'da %20 olduÄŸu saptanmış. Son tahminler Avrupa'da yetiÅŸkin nüfusun yüzde 15'inin ÅŸiÅŸman olduÄŸunu gösteriyor. Avrupa'da bazı bölgelerde obezite oranı yüzde 40-50'ye çıkarken, ülke ortalamaları yüzde 5-22 arasında deÄŸiÅŸiyor. Fransa'da obeziteye baÄŸlı saÄŸlık sorunları nedeniyle harcamalar yılda 8.7 milyar frank olarak belirlenmiÅŸ. Bu toplam saÄŸlık harcamalarının %2'si. Türkiye'de ise erkeklerin %24.5'i, kadınların ise %32.9'unun fazla kilolarından ÅŸikayetçi olduÄŸu belirtiliyor. Obeziteye baÄŸlı saÄŸlık sorunları ve riskleri derken ne kastettiÄŸimizi anlatmak istersek. Obez kiÅŸilerde kalp hastalığı riski 4 kat yükselmiÅŸtir. Kan basıncı artar. Vücut ağırlığının her %20 fazlalığında diyabet (ÅŸeker hastalığı) riski 2 kat yükselir. Solunum sistemi de tehlike altındadır. Uyku esnasında solunum durabilir. Safra taşı oluÅŸumu artar. Gut hastalığına eÄŸilim fazlalaşır. Belli kanser türleri ile obezite arasında ilgi gösterilmiÅŸtir. Erkeklerde kolorektal (kalın barsak) ve prostat kanseri; kadınlarda ise endometrium (rahim), göğüs ve safra kesesi kanseri riski 2-6 kat artmıştır. Vücut ağırlığında 10 kiloluk azalmayla bile, tüm ölümlerde %20, diyabetle iliÅŸkili ölümlerde%30, ÅŸiÅŸmanlıkla ilgili kanserlerden ölümlerde %40 azalma olur. Kan basıncı olumlu etkilenir. Kolestrol %10 azalır.Kazanılmış yaÄŸ dokusunun kaybedilmesi maalesef hiç kolay deÄŸildir. Bu nedenle amaç baÅŸtan obeziteye giden yolu durdurmak olmalıdır. Ancak çoÄŸu ÅŸiÅŸman öncelikle ÅŸiÅŸman olduÄŸunu ve bunun bir hastalık olduÄŸunu kabul etmez. Ä°lk kural kiÅŸiyi kilo vermesi gerektiÄŸine ikna etmektir. Ä°ngiltere'de 2000 kiÅŸiye kilosu ve boyu sorulmuÅŸ sonra da gerçek ölçülerle karşılaÅŸtırılmış. Çıkan sonuçlar ilginç. Erkeklerin %90'ı ve kadınların %88'i yanlış ölçüler vermiÅŸ. Kilolarını ortalama 3.45 kg. daha az , boylarını da ortalama 2.4 cm uzun söylemiÅŸler. Tedavide temel ilke hastanın yemek yeme yöntemindeki davranış bozukluÄŸunun düzeltilmesi, alışkanlıklarının deÄŸiÅŸtirilmesi, motivasyonu, disipline edilmesi, yaÅŸam stilinin deÄŸiÅŸtirilmesi ve eÄŸitimidir. Bunları söylemek kolay ama baÅŸarmak…Hastalar genellikle çok kısa sürede, fazla miktarda ve çok az zahmetle kilo vermeyi beklerler. Ama ÅŸiÅŸman kiÅŸilerde tedavi programı bireyselleÅŸtirilip yaÅŸam boyu sürdürülmelidir. Ancak bu ÅŸekilde ÅŸiÅŸmanlığın getireceÄŸi risklerden uzak, kaliteli ve uzun yaÅŸama ÅŸansı elde edilebilir. Süreklilik bozulursa verilen kilolar pek çok kiÅŸi tarafından da mutlak tecrübe edildiÄŸi gibi kolaylıkla geri alınacaktır. Buraya kadar söylediklerimizle sizleri tarifsiz kederlere ittiysek özür dileriz. Ama bu filmin giriÅŸ ve geliÅŸmesi ne kadar iç karartıcı olsa da mutlu son sizleri bekliyor inanın. Haftaya obezite belasının tedavisi ve yeni buluÅŸlar hakkında bilgiler vereceÄŸiz. Sonsuz yiyerek nasıl hiç kilo almayacağınızı öğreneceksiniz!AGORA'dan ayrılmayınız!Bizi okumaya devam ediniz!Bir hafta sonra!SaÄŸlıcakla kalınız…Serdar GÃœNAYDIN 22 Mart 2000, ÇarÅŸamba Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!