Güncelleme Tarihi:
Siyasiler de bunun bir “insanlık suçu ve katliam” olduğunu vurgulayarak, şunları söylediler:
SEYİRCİ KALAN DA SUÇLU
TBMM Başkanı Cemil Çiçek: Bu bir katliamdır ve insanlık suçudur. Bu suça karşı aniden tedbir geliştiremeyenler, seyirci kalanlar da en az bu suç kadar aynı şeyin içerisindedir. Bu suça ortak oluyor, bu suçu ve benzerlerini cesaretlendiriyor demektir. Aradan geçen bu kadar süre içerisinde ne uluslararası camia ne de demokrasi adına hak ve hukuk adına her zaman raporlar hazırlayan, yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayan bir dünya, bugüne kadar bir tedbir geliştirdi. Tabii bunlar da vahşetlerin, cinayetlerin işlenmesine cesaret verdi. Maalesef kimyasal silah kullanılarak 1000’den fazla insanın, çocuğun hayatını kaybetmesine sebebiyet veren bir insanlık suçu işlendi. Bu boyuttaki bir suç işlenmiş olmasına rağmen başta BM olmak üzere bu işin adı bile konulamadı. Kim ne yapacaksa yapmalıdır.
KAN DONDURUCU
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Suriye’deki katliama tepki göstererek, “Uyuyamadım, huzurum kaçtı. Esad ve Esad’a destek verenler kafasını yastığa koyup uyuyabildiyse böylesi vicdan sahibi olmak insanlıksa ben o insanlıktan olmayı istememişim doğrusu. Suriye’de yaşananlara sessiz kalmak mümkün değil. Esad yönetiminin kimyasal silah kullanması sonucu hayatını kaybedenlere ilişkin görüntüler karşısında insan, vatandaş ve siyasetçi olarak ne söyleyeceğimi şaşırıyorum. İnsanın kanını donduran, insanı insanlığından utandıran görüntüler. BM Güvenlik Konseyi üyeleri omuzlarına yüklenen sorumluluğun gereğini yerine getirmemişlerdir. Suriye’de yaşanan bu trajediye, vahşete, bu insanlık katliamına, bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmak, bu konuda hâlâ siyasi çıkar hesapları yapmak, hâlâ insandan öte birtakım değerlendirmeler üzerine politikalar inşa etmek çok büyük bir yanlışlıktır. Kabul edilemez bir durumdur. Şam’da kimyasal silah sıldırısının görüntülerini görüp etkilenmemek, mani olamamanın utancını yaşamamak mümkün değil. İnsan olan herkes bu görüntüler nedeniyle insanlığından utanacaktır. Bizim çocuklarımızın başına da öyle bir hadise geldiğinde dünyanın sessiz kalması bizi nasıl üzerse, biz de öyle üzüntü içindeyiz. Ortada kimyasal silah kullanımı gerçeği var. BM uzman heyeti orada, hemen izin verilmesi lazımdı. Hemen uzman heyet girer, incelemesini yapar, nereden nasıl atıldığına ilişkin onların bir değerlendirmesi olurdu. Rusya, ABD ve AB, nerede, ne kadar kimyasal silah olduğunu, bu silahların nereden nereye gittiğini biliyor. Yeter demek için kaç masum insanın ölmesini bekliyorlar, onu merak ediyorum.”
TAM ANLAMIYLA KRİZ
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: Bir rejim kimyasal silah kullanarak kendi halkını katlediyor. BM Güvenlik Konseyi ise kınamanın ötesine geçen bir tutum alamıyor. Bu aslında hukuk, meşruiyet, uluslararası barışa katkı açısından tam anlamıyla bir krizidir. Uzun zaman boyunca kimyasal silahların kullanılıp kullanılmadığına dair bir takım belirtiler ortaya çıktı. Örneğin hangarlardan bu silahların çıkarıldığı, yerinin değiştirildiği ve kullanıma hazır hale getirildiği şeklinde uluslararası medyada pek çok yayın yapıldı. Fakat buna rağmen kimsenin kılı kıpırdamadı. Şu anda kimyasal silah kullanılmasıyla ilgili kırmızı çizgi aşıldı.
TÜRKİYE NİYE BU DURUMDA
Mhp Grup Başkanvekili Oktay Vural: Suriye’de yaşanan katliam tüyleri ürpertiyor. İslam dünyası kan dünyasına dönüştü. Bu başlı başına katliamdır. BOP’un kanlı yüzünü görüyoruz. İnsanlık vicdanı harekete geçmeli. Türkiye Suriye politikasından kendini gözden geçirmeli. Türkiye neden bu kanlı coğrafyadaki çatışmanın tarafıdır. Dışişleri Bakanlığı hem rejim, hem de muhalefeti eleştiriyor. Türkiye buraya Washington’un menfaatleri karşılığında bakmaktadır. Türkiye’nin ne yaptığı belli değil. Türkiye’yi böyle bir sürecin içine nasıl soktun ey Recep Tayyip Erdoğan. ANKARA
1360 ölü var
AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik, dün MKYK toplantısından sonra yaptığı basın toplantısında özetle şöyle konuştu :
Suriye de 100 bin ile 200 bin insan öldürüldü. Son olarak kimyasal saldırı gerçekleşti. Belirlemelere göre bin 360 kişi öldürüldü. Sarin gazı birkaç dakikada insanı öldürüyor. Ucuz, saklaması, kullanımı kolay bir gaz. Suriye’de petrol olmadığı için dünya buradaki vahşete kulaklarını tıkamıştır.
Mısır’da çağdaş bir firavun olan Hüsnü Mübarek tahliye edilmektedir. Mısır’da olanlara darbe diyemeyenlere mübarek olsun. Uluslararası Af Örgütü Mısır’da planlı bir katliamın yapıldığını ortaya koymuştur. Esas kaptan ufku görendir. AK parti macerasever politika gütmüyor. Bize bazıları diplomasi dersi veriyor. Boşuna yorulmayın. Biz halkımızın hissine tercüman oluyoruz.
Çözüm süreciyle ilgili PKK şunu yapacak karşılığında Hükümet bunu yapacak, böyle bir şey yok. PKK olmasa da biz zaten kendisini öteki hissedenlerin, farklı etnik ve inanç gruplarının meşru taleplerini karşılarız. ANKARA
Gözyaşları Suriye’ye
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Suriye’deki katliama tepki gösterirken, gözyaşlarını tutamadı. ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Katkısının Sağlanması İşbirliği Protokolü’nün imza töreni öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, şu mesajları verdi: “Dünya devlerinin rahatsız olduğu politikamızla, dünya halklarının vicdanı olmaya devam edeceğiz. Sabah gazeteyi aldığım zaman elim ayağım titredi Bağırsan, sussan, sessiz kalsan, bir duygunun hiçbir cümlenin anlamının kalmadığı fotoğraflar. Esma bizim kardeşimiz, oradaki çocuklar bizim çocuklarımız. Empatiyi, hoşgörüyü, merhameti nereye koyacağız? Kim Müslüman? Eğer Müslüman’sa eğer elinden dilinden birine zarar geliyorsa herkesin kendi Müslümanlık değerlerini teraziye koyması ve kendi değerlerini yeniden tartması gerekiyor. İşte bugün o gündür.”