İnsanlık ısıttığı dünyayı soğutmak için çare arıyor

Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl 6'ncısı düzenlenen Dünya İklim Konferansı, Hollanda'nın Lahey kentinde başladı. Konferansta yeryüzünün küresel ısınmadan kurtarılması için kurallar ve araçlar belirlenecek.

Küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişimleri, hayvan türlerinin yokolması, deniz ve okyanus kıyılarındaki alanlar ile deniz seviyesi düşük adaların sulara gömülmesi ve insanların hayatını dramatik ölçüde değiştirmesi tehlikesini beraberinde getiriyor. Sera etkili gazların emisyonunun azaltılmasına ilişkin müzakerelerin üç yıldır sürdürülmesine karşın, ülkeler arasında büyük görüş ayrılıkları hala giderilemedi. Yeryüzünün kirlenmesine en fzala neden olan ABD, bazı konularda ayrı duruyor, uzlaşmaya yanaşmıyor. Bilimadamlarına göre, insanlar iklimi değiştiriyor; 1990'lar geçen bin yılın en sıcak on yıllarıydı, en yüksek sıcaklıklar 1998'de kaydedildi. Kuzey yarımküresinde kış mevsimi 150 yıl öncesine göre 18 gün daha kısa sürüyor, Montana Eyaleti'nden Himalayalar'a kadar buzlar erimekte. Bazı hayvanlar daha serin yüksek yerlere göç ediyor.

Konferansta biraraya gelecek toplam 10 bin bilimadamı, bürokrat vediğer yetkililer, sivil toplum örgütleri temsilcileri, motorlu araçlar, fabrikalar ve enerji tesislerinin atmosfere çok fazla ısı tutucu saldığı, dünyanın iklimini değiştirip, şiddetli fırtınalar ve kuraklıklara neden olduğu konusunu görüşecek.

180 ülke katılıyor
Hollanda'nın evsahipliğinde, 180 ülkeden 7 bin 500 ile 10 bin dolayında kişinin katılması beklenen 10 gün sürecek konferansın açılış törenine, Hollanda Kraliçesi de katıldı. Küresel ısınmayla mücadele için ortak bir strateji belirlenmesine yönelik konferansın gelecek haftaki bölümüne, Türkiye'den Çevre Bakanı Fevzi Aytekin katılacak.

Doğal felaketler en büyük kanıt
Hollanda Çevre Bakanı Jan Pronk, doğaya bırakılan zehirli gazların azaltılması konusunda bir an önce önlem alınmasını istedi. Dünya İklim Konferansı'nın açılışında konuşan Pronk, bu gazların doğada bıraktıkları olumsuz etkilerin bilimsel araştırmalarla kanıtlanmasına gerek olmadığını, son birkaç yılda yaşanan doğal felaketlerin bunu kanıtladığını belirtti.

Konferansın sonunda bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanması gerektiğine işaret eden Pronk, ne kadar geç ve az önlem alınırsa sorunun da o kadar büyüyeyeceğini ve çözümünün de güçleşeceğini söyledi. Azgelişmiş ülkelerin, iklim değişikliklerinin yarattığı olumsuzluklardan, gelişmiş ülkelere göre daha çok etkilendiğini kaydeden Pronk, üstelik bu ülkelerin, gelişmiş ülkelere göre doğaya bırakılan gazlardan daha az sorumlu olduklarını hatırlattı. Pronk, 3 yıl önce Kyoto konferansında doğaya bırakılan karbondioksit gazının azaltılması konusuda varılan mutabakatın sadece bir adım olduğunu belirtti ve sanayileşmiş ülkelerin bu konferansta 2010 yılında doğaya bırakılan karbondioksit gazının 1990 düzeyinin yüzde 5 altına çekilmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını hatırlattı. Pronk, bu anlaşmanın gereği yerine getirilmediği takdirde, 2010 yılında doğaya bırakılan karbondioksit gazının azalmayacağını, en az yüzde 20 artacağına dikkati çekti. Kyoto'da 1997 yılında varılan anlaşmayı, sadece 22 ülke parlamentoları onayladı. Bu arada, Lahey'deki konferansta Türkiye'den 7 kişilik uzman heyeti çalışmalara katılıyor.