Güncelleme Tarihi:
Dünya Felsefe Günü’nü dünya problemlerine felsefe ile de bakabilme bilincinin yaygınlaştırılmasında önemli bir işlev olarak gören Üsküdar Üniversitesi, 21 Kasım Çarşamba günü Dünya Felsefe Günü’ne özel bir panel düzenledi. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öncülüğünde düzenlenen “Dünya sorunlarına felsefi bakış” başlıklı panelde “şiddet” konusu ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şafak Ural ve Mimar Sinan Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Poyraz’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde; farklı yönleriyle ele alınan şiddete çözüm arandı.
Şiddeti engellemenin tek bir yolu var: “İnsani değerlerin içselleştirilmesi”
Emniyet kayıtlarına göre ülkemizde her 10 dakikada bir aile içi şiddet olayı yaşanıyor. Türkiye’de günde ortalama 3 kadın şiddet nedeniyle öldürülüyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe artan “Şiddet” eyleminin engellenmesine çözüm arayan panelistlerin ortak noktası “değerler sistemi” idi. Panelin moderatörü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu felsefenin insan bilincinde başlayan dünya sorunlarına yine insan bilincinde son verilebilir inanışıyla yola çıktıklarını belirterek, “Dünya Felsefe Günü’nde evrensel bir sorun olan şiddeti ele alacağız. M.Ö 400’lü yıllarda “kötülüğün temelinde bilgisizlik vardır” diyerek yüzyıllar içerisinde doğrulanan sözün sahibi Sokrates çok önemli bir tespitte bulunmuş, bilgelik eğitimine dikkat çekmiştir. Biliyoruz ki cahillik arttıkça şiddet ve kötülük artar. Bilgelik eğitimi şiddetin önleyicisidir” dedi.
Şiddet toplumları sinsice kuşatıyor
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu “Şiddet kendini yenileme gücüyle ilerler, gelişir, kendini vücuda getirir.” diye konuştu.
Panelde şehir ve şiddet ilişkisine değinen Prof. Dr. Şafak Ural ise “Şehir, içinde yaşanılan fiziki bir mekan olmanın çok ötesinde bir anlam içerir. Tarihi, kültürel ve sosyal değerlerin taşıyıcısıdır. Kişiliğimizi belirler ve duygularımızı yaşamamızı sağlar. Ekonomik ve teknolojik olanaklar ise bir şehri karakterize eden diğer etkenlerdir. Bu ve benzeri özellikler sonucunda bir şehir, şiddeti doğuran veya önleyen bir yapıya sahip olabilir” dedi. Panelde şiddeti önlemede toplumsal değerlerin önemini vurgulayan Prof. Dr. Hakan Poyraz ise “Değerlerin hem şiddet üretici hem de şiddeti önleyici etkisinin olduğu bir gerçektir. Bazı değerler şiddet üretirken bazıları tam karşıtı etki yaratırlar” şeklinde konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise şiddetin genetik olup olmadığına sorusuna şöyle yanıt verdi: “Genlerimiz davranışlarımız üzerinde rol oynarlar. Ancak tek başına bireyin şiddet üretmesinin veya üretmemesinin nedeni değildirler. Çünkü bireyin davranışlarının üzerinde içinde yetiştiği kültürün, yaşadığı sosyal çevrenin ve aldığı eğitimin payı büyüktür”.
Rakamlarla “Şiddet”
Her yıl Kasım ayının üçüncü Perşembe gününü Dünya Felsefe Günü olarak ilan eden Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization: UNESCO), Savaş ve çatışmaların ilk çıkış yerinin insan zihni olduğunu belirtiyor. Dünya’da giderek artan şiddet olaylarının sonucunda ortaya çıkan rakamlar ise ürkütücü. Dünya Sağlık Örgütü’nün Şiddet ve Sağlık Dünya Raporuna göre kişiler arası şiddet sonucunda her yıl dünyada yaklaşık 520bin kişi ölüyor.
Bu rakam, günde yaklaşık 1.400 kişinin şiddet nedeniyle hayatını kaybetmesi anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler Çocuğa Yönelik Şiddet Küresel Araştırma Raporu’na göre ise Tüm dünyada milyonlarca çocuk şiddetin yaşamın normal bir parçası olduğuna inanarak büyüyor.
Emniyet kayıtlarına göre ülkemizde her 10 dakikada bir aile içi şiddet olayı yaşanmaktadır. Dünya ölçeğinde sadece bilinen rakamla, 1,3 milyon kadın fiziksel şiddet mağduru. Türkiye’de ise günde ortalama 3 kadın şiddet nedeniyle öldürülüyor.