Güncelleme Tarihi:
Günümüz dünyasında mal ve hizmet çeşitliliği oldukça artmış, keşfedilen yeni imkânlar ve teknolojik gelişmeler, yeni tüketim biçimleri ve alış-veriş metotları meydana getirmiştir. Bir taraftan insan yaşamı kolaylaşmış ama diğer taraftan tüketim dünyası karmakarışık bir hal almıştır. Bu durum, üretici ve tüketici arasındaki dengenin, tüketici aleyhine bozulmasına sebep olmuştur. “Tüketici hukuku” olarak adlandırılan hukuk sistemi, işte bu bozulan dengeyi yeniden tesis etmeyi hedeflemektedir. Burada amaç; tüketiciyi korumak ve bu korumayı gerçekleştirirken tüketiciyi, mal satan veya hizmet sunan karşısında daha üstün kılmak değildir. Tüketiciyi Koruma Haftası ile amaç tüketiciler ile üreticiler/satıcılar arasındaki dengenin mümkün olan en adaletli biçimde oluşmasını sağlamaktır.
TÜKETİCİYİ KORUMA HAFTASI TARİHİ
Birleşmiş Milletler, 1985 yılında aldığı bir kararla; temel gereksinimlerin karşılanması hakkı, sağlık ve güvenliğin korunması hakkı, ekonomik çıkarların korunması hakkı (seçme hakkı), bilgilendirme hakkı, eğitilme hakkı, tazmin edilme hakkı, temsil edilme hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama haklarını içeren “Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi”ni ilan etmiştir. Ülkemizde ise 1995 yılında, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu”nun yürürlüğe girmesiyle birlikte tüketiciyi korumaya yönelik olarak il ve ilçelerde Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri kurulmuştur. Ayrıca tüketicilerin soru ve sorunlarına ilişkin olarak Alo 175 Tüketici Danışma Hattı hizmet vermektedir.