Mehmet Kayhan YILDIZ/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2008 14:36
KONYA Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilimdalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sait Gönen, 32 yıl süren ve 12 bin kişinin izlendiği bir araştırmada, insanların birbirinden etkilenerek obez olduklarının ortaya çıktığını söyledi.
Doç. Dr. Gönen, geçmiş çağlarda güç ve zengin olmanın bir göstergesi olarak kabul edilen şişmanlığın günümüzde ilaçla tedavisinin mümkün olmayan bir hastalık olarak karşımıza çıktığını vurguladı. Doç. Dr. Gönen, giderek büyüyen bir tehlike haline gelen obezitenin önlenmesi için eğitimin önemli olduğunu vurgulayarak, ilköğretim okullarında obezite ile ilgili dersler verilmesi gerektiğini savundu.
Obezite’nin artık içinde yaşadığımız yüzyılın bulaşıcı bir hastalığı olarak kabul edildiğini belirten Doç. Dr. Gönen, “Amerika’da 32 yıl devam eden ve 12 bin kişi takip edilerek yapılan bir araştırma sonucunda, arkadaşı obez olanın, obez olma ihtimalinin yüzde 57, kardeşi obez olanın obez olma ihtimalinin yüzde 40, eşlerden biri obezse diğerinin obez olma ihtimalinin yüzde 37 olduğu ortaya çıkmıştır. Bu araştırmaya göre, insanlar, obezite ile ilgili birbirinden çok daha fazla etkileniyor. Bunun nedeni aynı sosyal çevreyi paylaşmak, aynı kafelere, restoranlara gitmek, günün büyük çoğunluğunu beraber geçirmektir” dedi.
ESKİDEN GÜÇ SİMGESİYDİ ŞİMDİ HASTALIK
Obezitenin tüm toplumu ilgilendiren bir hastalık olarak kabul edildiğini belirten Doç. Dr. Sait Gönen, “Şişmanlık geçmiş çağlarda güçlü ve zengin olmanın bir göstergesi olarak kabul edilmiş. Ama günümüzde bir hastalık olarak nitelendirilmektedir. Ülkemizde de obezite hastalığı giderek artmaktadır. Bunun nedeni de dengesiz beslenme, fast food yiyeceklerin yenmesi, televizyon ve bilgisayarın başında saatlerce vakit geçirip sağlıksız atıştırmalar yapılmasıdır. Obezitenin ilaçla tedavisi imkansız ve açtığı sağlık sorunları da çok fazladır. Geçen yıl dünyada 1.2 milyar dolar obezite için para harcanmış, ama kayda değer bir netice alınamamıştır. Bunun için koruyucu hekimliğe çok önem vermelidir. Bu konuda sadece hekimlere değil, sivil toplum örgütlerine, mahalli ve ulusal idarecilere büyük görevler düşüyor” diye konuştu.
KÜÇÜK YAŞTA EĞİTİM
Obezitede yüzde 50 oranında genetik geçiş varsa yüzde 50 çevre etkisi olduğunu belirten Doç. Dr. Sait Gönen, “Onun için çocukların bilinçli eğitilmesi son derece önemli. Burada ailelere ve Milli Eğitim’e büyük görevler düşüyor. Özellikle okul kantinlerini Milli Eğitim Müdürlüklerinin disiplinize etmesi gerekiyor. Çünkü damak tadı dediğimiz, aşırı tuzlu ve yağlı gıdalar bir süre sonra bağımlılık yapıyor. Çocuklarımız çok küçük yaşta bu gıdalara bağımlı hale geliyor ve toplumumuzda daha sağlıksız kuşaklar yetişmeye başlıyor. Onun için ailelerin çocuklarını sağlıklı beslenmeye yönlendirmesi gerekiyor. Obezite ile ilgili mücadelede birinci basamak eğitim olduğu için ilk öğretim çağında bu eğitime başlanması gerekiyor. Bunun ilk öğretim çağında obezitenin ders olarak okutulması gerekiyor. Çünkü gelecekte obezite tüm toplumun birinci maddesi haline gelecek” dedi.
TÜRKİYE’NİN 4’DE 1’İ OBEZ
Obezite ile ilgili rakamlar da veren Doç. Dr. Gönen, “Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı çalışma toplumların yüzde 25’inin normal kilolu, yüzde 25’inin normal kilolu ama obetizeye eğilimli, yüzde 25’inin obez, yüzde 15’inin morbit obez olduğunu gösteriyor. Türkiye’de ise 40 ve 60 yaşlarında obezite olma ihtimali çok yüksek. Türkiye’de yüzde 24.6 kişinin obez olduğu ve kadınlarda obezitenin daha fazla görüldüğü yapılan araştırmalarda ortaya çıkıyor” dedi.