Güncelleme Tarihi:
Depremin 10’uncu gününde Adıyaman’daki acı ve yas sürüyor. Cenazelerine ulaşanlar defin işlemlerini gerçekleştirdikten sonra kent merkezindeki büyük yıkımın arasında önceki hayatından kalanlarla yüzleşiyor. Kentin belkemiği, ekonomik aktivitelerin merkezi olan alışveriş caddeleri de artık bir enkaz yığını. Bu şehirde doğup büyüyen, esnaflık yapan vatandaşlar ise çaresizce yıllarca verdikleri emeklerin yok oluşunu izliyor.
9 Eylül Caddesi’nde 45 yıllık esnaf olan Mehmet Çakılkaya da onlardan birisi. Depremde ailesinden 9 kişi vefat etmiş. Kirada oturduğu ev kullanılamaz halde. Hayatını kurduğu çeyiz dükkânı yerle bir olmuş. Biz de Adıyaman sokaklarını dolaşırken koca bir enkazın ortasında kumaşları ayırırken rastlıyoruz ona.
‘BEKLESEK NE OLACAK’
Artık bu şehirde bir hayatın kalmadığını düşünen Mehmet Çakılkaya, “Ben canlarımı kaybettim. İnanın bu saatten sonra ne dükkânı düşünüyorum ne malları. Ama ne yapacağımızı bilmiyoruz. Geldik dükkândan geriye kalanlara bakıyoruz. Bunları zaten artık kim alır. Esnaflık bitti bu şehirde. Herkesin dükkânı yerle bir oldu. Beklesek ne olacak. Belki yıllar sürer, artık yeniden bir hayat kurmak hepimiz için zor. Belki başka şehirlere gideceğiz” diyor.
Adıyaman’da market işleten Mehmet Üçen de artık bu şehirde esnaflık yapmanın çok zor olduğunu anlatıyor. Dükkânının yıkılmadığını ama ağır hasar gördğünü dile getiren Üçen, “Oturduğumuz mahallede sağlam ev kalmadı. Çevremizi kaybettik. Belki bazı binalar yıkılmadı ama içleri boşaldı. Şehirde kimse kalmadı. Hepsi başka şehirlere gitti. Çoğu geri gelmeyecek. Biz eskisi gibi olmasını isteriz ama burada insan olmadıktan sonra biz nasıl esnaflık yapalım. Deprem canlarımızı da işimizi de aldı” ifadelerini kullanıyor.
‘KİME EKMEK SATACAĞIM’
Adıyaman’daki fırıncı Emin Özer’in iki fırını da depremde yıkılmış. Bir fırınının durumu daha iyi ama binaya yıkım kararı verilmiş. Şimdi bu fırınında kalan son malzemelerini toplayıp kamyona yükleyen Özer şunları söylüyor: “Adıyamanlıların yarısı şehri terk etti. Birçok akrabamız artık geri dönmeyi bile düşünmüyor. Yeni bir dükkân açsam bile kime ekmek satacağım. Müşterimin çoğu enkaz altında hayatını kaybetti. Değil bir yıl en az 3-5 yıl buraların eskisi gibi olacağını düşünmüyorum. Borçlarımla birlikte kaldım. Zararım çok büyük. İşlerimi düzeltemezsem batar giderim.”
‘1 YIL SATIŞ YAPAMAM’
Bölgedeki büyük bir marketin sahibi İsmail Ata da depremin ardından kalan malzemeleri için dükkânının önünde nöbet tutuyor. Market ayakta ama sağlıklı durmuyor. Ata yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor: “Adıyaman’ın yüzde 40’ı gitti. Daha da giden olur. Şehir muhtemelen 1 yıl hayalet şehir olur. Dükkânı toparlayacağım ama 1 yıl kimseye satış yapamam. Borç harç olmasa neyse ama borçlarım var bir şekilde ayakta kalmak zorundayım. Şu an en büyük servetimiz sağ kalan canımız. Gerisini şu an düşünmüyoruz bile.”