Güncelleme Tarihi:
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 56 sayfalık raporunda, Myanmarlı güvenlik güçlerinin, Haziran ayında bölgedeki etnik şiddet sırasında hem Rohingya Müslümanlarını hem de Budistleri korumakta başarısız olduktan sonra Müslümanlara karşı cinayet, tecavüz ve toplu tutuklama eylemlerini yürüttüğü belirtildi.
“Hükümet Bunu Durdurabilirdi: Arakan eyaletinde etnik şiddet ve buna müteakip hak ihlalleri” başlıklı raporda, Budist ve Müslüman görgü tanıklarının ifadelerine göre, her iki topluluğun üyeleri, birbirlerine saldırırken, köyleri yerle bir ederken ve sayısı bilinmeyen cinayetleri işlerken güvenlik güçlerinin seyirci kaldığı ifade edildi.
MYANMAR HÜKÜMETİNE SUÇLAMA
Örgütün Asya yöneticisi Brad Adams, “Hükümet etnik çatışmayı ve hak ihlallerini sona erdirmeye çalıştığını iddia ediyor, ancak Arakan'da son dönemdeki olaylar, devlet destekli zulüm ve ayrımcılığın var olduğunu gösteriyor” dedi.
Raporda, Arakan'da geçen ay işlenen “zulümlere” karşı güçlü uluslararası tepki gösterilmesi ve uluslararası topluma, Myanmar'da “büyük çapta değişim yaşandığına dair romantik anlatımla körelmemesi” çağrısı da yapıldı.
Haziran ve Temmuz aylarında olaylardan etkilenen Rohingya Müslümanları ve Budistlerle, Myanmar ve Müslümanların kaçtığı Bangladeş'te yapılan 57 söyleşinin temel alındığı raporda, Myanmar hükümetinin Rohingya Müslümanlarına insani yardım sağlanmasına koyduğu kısıtlamaların, 100 bin kişinin yerlerinden olmasına, gıda, barınak ve tıbbi yardıma acil ihtiyaç duymasına neden olduğu bildirildi.
"ACİL ÖNLEMLER ALINMALI"
Raporda Myanmar hükümetinin, güvenlik güçlerinin hak ihlallerinin sona ermesi, insani yardımın sağlanması ve uluslararası gözlemcilerin bölgeye giderek, hak ihlallerini soruşturmasına izin verilmesi için acil önlemler alması gerektiği de belirtildi.
Brad Adams, Myanmar Devlet Başkanı Thein Sein'in, 1982 tarihli, Rohingya Müslümanlarına Myanmar vatandaşlığı vermeyi etkin biçimde reddeden Vatandaşlık Yasası ile ilgili konuşmasına değinerek, Devlet Başkanı'nın etnik çatışmanın “tek çözümümün” Rohingya Müslümanlarını başka ülkelere veya BM kamplarına göndermek olduğu yönündeki açıklamasını eleştirdi.
Adams, Myanmar hükümetinin, Rohingya Müslümanlarına karşı ayrımcılığa son vermek için acilen Vatandaşlık Yasası'nı değiştirmesi gerektiğini ifade ederek, Thein Sein'in, etnik kimlikleri ve dinleri nedeniyle insanların ihraç edilmesi çağrısında bulunurken, güvenilir bir biçimde insan haklarını savunduğunu iddia edemeyeceğini söyledi.
Myanmar'da, Arakan Budisti Win Mra'nın başkanlığını yaptığı yeni insan hakları komisyonunun, Arakan'daki hak ihlallerini gözlemlemekte etkili rol oynamadığı, bu komisyonun 11 Temmuz tarihli değerlendirmesinde, hükümetin hak ihlalinde bulunmadığını, insani ihtiyaçların karşılandığını rapor ettiği, Rohingya vatandaşlığı meselesine ve topluluğun uğradığı zulme değinilmediği belirtildi.
BANGLADEŞ DE ELEŞTİRİLDİ
Haziran ayından bu yana binlerce Rohingya Müslümanının, komşu Bangladeş'e kaçtığı, bu kişilerin, uluslararası hukuku ihlal eden Bangladeş hükümeti tarafından zorla geri gönderildiğine dikkati çekilen raporda, örgütün, Bangladeş sahiline gelen ve merhamet dileyen Müslüman kadın, çocuk ve erkeklerin, muson yağmurlarının olduğu bir dönemde dayanıksız tahtadan teknelerle denize gönderildiğine tanık olduğu kaydedildi.
Bu zorla geri gönderilmeler sırasında kaç kişinin yaşamını yitirdiği bilinmezken, Bangladeş'e sığınabilenlerin, gıda, barınak ve korunmadan yoksun olduğu bildirildi.