Güncelleme Tarihi:
Meral Aslankaya
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı DSP milletvekili Sema Pişkinsüt'ün yeni dönemde bu göreve getirilmeyeceği yönündeki haberlere, insan hakları kuruluşlarından tepki geldi. Sema Pişkinsüt'ün insan hakları ihlallerine yönelik çalışmalarının DSP'de dahi rahatsızlıklara yol açtığı iddialarının ardından, yeni dönemde komisyon başkanlığının MHP'ye verileceği açıklandı. Hükümetin, koalisyonun 'sorumlulukların dönüşümlü paylaşması politikasının uzantısı' olarak açıkladığı bu duruma, insan hakları kuruluşlarının tepkileri ortak oldu: "İnsan hakları alanındaki çalışmalar bu konuda duyarlılığını kanıtlamış insanlar tarafından yürütülür". İnsan hakları kuruluşlarının temsilcileri, Hürriyetim'e yaptıkları açıklamada, Pişkinsüt'e yeni dönemde başkanlık kapısının kapatılmasını gelecek açısından umut kırıcı bulduklarını söyledi.
Yavuz Önen (İnsan Hakları Vakfı Genel Başkanı): Türkiye'de insan hakları ihlallleri üzerine şal örtmeyenler genelllikle aynı akıbete uğruyor. Bu durum, Sayın Pişkinsüt'ten önce Mehmet Ali İrtemçelik'in başına geldi. O da bu alana önyargısız baktı. İrtemçelik'in bakış açısı, dünya devletleri arasında yerini almaya çalışan Türkiye'ye gerekli bir bakış açısıydı. Türkiye toplumunun istediği bir bakış açısıydı. İrtemçelik, bu alanda çalışan insan hakları kuruluşlarıyla yani bizlerle irtibat halindeydi. İrtemçelik'in görevden alınması , Türkiye'de insan hakları ihlallerinin resmi ortamda konuşulamayacağı anlamına geliyor. Sistem buna tahammül edemedi.
DTP'nin 8. plan hazırlıkları sırasında hazırlanan ve yarı resmi bir belge niteliği taşıyan insan hakları raporunda, resmi görüşü zorlayan bir yaklaşım sergilendi. TSK'ya neredeyse 'alanını sınırlandır' diyen bir rapordu. Rapor, kısmi tartışma alanları açılmasını sağladı, o kadar. Raportör yurt dışına sürüldü.
Pişkinsüt de kritik bir alanda, yani TBMM'de 'kral çıplak' dedi. Bu çok önemlidir. Biz bunu 15 yıldır söylüyoruz. İşkence nedir, kaç çeşittir, dünya kadar yayın yaptık ama Pişkinsüt'ün Meclis'te yaptıkları çok önemlidir. Her ne kadar Pişkinsüt, bizlerle bağlantı kurmamış olsa da… Bizi hiç aramadı, bu ayrı bir konudur, bizim aramızdadır. Ancak yaptığı işe bakarsak bu değerlidir. Pişkünsüt'ün görevini bırakmak zorunda kalmasını ben pek yadırgamıyorum. Türkiye direniyor. Oysa Türkiye, rejimini yeniden düzenlemek zorunda olan bir ülke. Pişkinsüt'ün gidiş süreci, sistemin devam edeceği, işkence konusunda ciddi adımlar atılmayacağı, işkence sorumlularının açığa çıkarılmayacağı anlamına geliyor. Pişkinsüt'ün yaptıkları önemliydi. MHP'nin başkanlığında ayrı durumun devam edeceğini sanmıyorum. Ecevit'in koalisyona yönelik siyasi kaygıları ağır basıyor.
Eren Keskin (İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı): Sema Pişkinsüt, genel olarak Türkiye'de iktidarın resmi politikalarına ters gelecek çalışmalar yapıyordu. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin hiçbiri işkence gerçeğini kabul etmek istemedi. Sema Pişkinsüt'ün çalışmaları, ilk kez devletin, hükümetin içinde yer alan bir milletvekilinin sağduyulu yaklaşımını temsil ediyor.Bu çok önemliydi. Bir yanıyla görevde çok bile kaldığını düşünüyorum. Tüm hak ihlallerini gizlemeye çalışan, demokratik açılımlara eğilimi olmayan bir hükümetin sınırlarını zorlayan işler yaptı. Türkiye'nin AB'ye girmeyi istediğinden de artık emin değilim. Çünkü bu durumda kökten değişiklikler gerekecek. Görülüyor ki sistem buna hazır değil.
Ahmet Selamet (Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı): Pişkinsüt, insan hakları ihlalleri konusunda yaptığı çalışmalar nedeniyle görevden alındı. Küçükköy karakolunda bulduğu 'Filistin askısı'nı Meclis'te teşhir etmesi ve çeşitli insan hakları ihlallerine ilişkin çalışmalarına dahi tahammül edilemedi. Pişkinsüt'ün yaptıkları yeterli değildi ama iyi bir başlangıçtı. Başkanlığın bu dönem elinden alınması, insan hakları ihlalleri açısından umutları karartıcı bir durum. Benzer bir uygulama, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın da başına gelmişti. Bu, 'kutsal devlet', yani 'devletin bireyden önce geldiği', çağdışı anlayışın bir ürünüdür. İnsan hakları konusunda duyarlı insanlara yönelik bir mesajdır. Pişkinsüt'e yapılan uygulamanın hemen düzeltilmesi gerekir. İnsan hakları komisyonu başkanlığı, partilerin dönüşümlü yapacağı bir iş değildir. Bu konuda duyarlı insanların yapacağı bir iştir. Pişkinsüt, bu konudaki duyarlılığını çalışmalarıyla kanıtlamıştır.
Yücel Sayman (İstanbul Barosu Başkanı): Pişkinsüt'ün başkanlığının sona erdirilmesi, mevcut hükümetin insan haklarıyla ilgili ne kadar samimi olduğunu gösteren bir davranış. Ancak, Pişkinsüt, cezaevleriyle ilgili henüz kamuoyuna açıklanmamış bir rapor hazırlamıştı. İnsan hakları açısından F tipi cezaevlerinin tarihte kaldığını ve ortaçağa ait bir sistem olduğunu savunan bu raporun, resmi yanını ortadan kaldırmak için girişilen bir harekattır. Amaç, raporun güvenirliliğini, inanırlığını ortadan kaldırmaktır. Komisyon başkanlığının MHP'ye geçmesini ise DSP kolaylıkla içine sindirebiliyor. Ancak bu çok da şaşırtıcı değil. DSP, koalisyonda, farklı düşüncelerini dile getirmekten çekinen bir parti durumunda..