Güncelleme Tarihi:
18 Nisan seçimlerinde yaşamındaki en büyük hezimeti alarak Meclis dışı kalan CHP'nin ‘‘Bu da nerden çıktı?’’ dedirten kurultayında göze çarpan pankart sanki her şeyi özetliyordu:
‘‘Yeter artık-Kendinize gelin’’
Aldıkları davetle Balgat'taki Ahmet Taner Kışlalı Salonu'na gelen 1039 delegenin 15 aydır çektiği sıkıntı dün yüzlerinden okunuyordu.
Meclis dışı kalmanın ezikliğiyle omuzları düşen CHP'lilerin en büyük sıkıntısı bu kez kime oylarını vereceğiydi. Çoğu Baykal döneminin delegesiydi ama Baykal'a kızgınlıkları henüz tam anlamıyla soğumamıştı.
SON ŞANS
‘‘Altan Abi'yle de hareketlenemedik’’ diyen CHP'liler zorunlu adresin baskısını yüreklerinde hissettiler. Yanıma yaklaşan bir Kars delegesi, ‘‘Kimi destekliyorsunuz’’ soruma şu yanıtı verdi.
‘‘Biz düne kadar Öymen'leydik. Baykal yeniden çıkınca, son kez ibre ona döndü.’’
Bu görüşü Şanlıurfalı delegeler de yinelediler. ‘‘Baykal'a son şans’’ dediler.
O sırada tirübünlere dönüp baktım. CHP fotoğrafını tamamlayan kareler yan yana dizilmişti.
TABLOYA BAKIŞ
SODEP'in Cezmi Kartay'ı, SHP'nin Erdal İnönü'sü, CHP'nin Hikmet Çetin'i, Deniz Baykal'ı yan yana, alt alta sıralarda oturup, giderek küçülen CHP'nin bu küçük salona bile sığabilen olağanüstü kurultayında kendi yarattıkları tabloya bakıyorlardı.
Baykalcıyken ayrılan-barışan eski Genel Sekreter Adnan Keskin, lider adayı Sefa Sirmen'le yan yana otururken, Altan Öymen delegelerin arasında dolaşıyordu. Salona lider eşi olarak gelen Aysel Öymen ise hep tedirgindi.
Genç kuşaktan Hurşit Güneş düşünceli düşünceli babasının CHP'sindeki o eski coşkuyu ararken, Hasan Fehmi Güneş konuşma metnine yeni eklemeler yapmanın telaşındaydı.
Buruk kurultayın ilk canlı alkışını onursal başkan Erdal İnönü tam da zamanında aldı. Yoğun ‘‘İnönü’’ temposu Erdal İnönü'nün uykusunu dağıtıp gözlerini açtı.
DERVİŞ BAYKAL
‘‘İnadına Baykal-İnadına sol’’ sloganıyla kürsüye gelen Baykal, yine eski Baykal'dı. 15 ay sonra yeniden buluştuğu kürsüde coştukça coştu.
‘‘Dervişler çile çekmek için kapanır. Ben de iç muhasebemi yaptım’’ derken çile çektiği her halinden belliydi.
Dervişlik döneminden bu güne yansıyan tek değişiklik numaralı gözlükleriydi.
Yoksa yine hırçın, yine heyecanlı, yine beden dilini en iyi kullanan başarılı bir hatipti.
Yoksa en çok kızılan Baykal, dört aday içinde sözü en dinlenen kişi olmayı başarabilir miydi?