Güncelleme Tarihi:
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ı başından vurarak yaralayan, koruması polis memuru Hasan Gülhan'ı da şehit eden eski albay Erkan Öktem, kamera görüntülerine rağmen inkarı elden bırakmıyor.
İhanet girişimi sırasında vatandaşları şehit eden veya yaralayan darbe sanıkları, güvenlik kamera görüntülerinin yanı sıra tanıkların teşhis ve beyanlarına rağmen savunmalarını "inkar" üzerine kurmayı sürdürüyor.
Bu şekilde savunma stratejisi geliştiren isimlerden Jandarma Genel Komutanlığı darbe girişimi davasının sanığı eski kurmay albay Erkan Öktem, ısrarlı inkarıyla dikkati çekiyor.
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin Özel Kalem Müdürü olan Öktem, 15 Temmuz akşamı karargahı işgal eden darbecileri komuta etti.
Aralarında Tuğgeneral Veli Turan, albaylar Güven Şağban, İlhami Özdeyer ile çok sayıda darbe karşıtı subay ve astsubayı rehin alarak darbe faaliyetlerine başlayan Öktem, gelişmeler hakkında bilgi almak için korumaları Hüseyin Uğur İşçi ve Hasan Gülhan ile karargaha gelen TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ı da alıkoydu.
Öktem, darbe girişiminin başarısız olduğunu anlayınca arkada delil bırakmamak için rehine polisleri elleri ve gözleri bağlı şekilde sanıklar eski teğmen İrfan Çakmakçıoğlu ve eski üsteğmen Mehmet Emin Deniz ile komutanlık binasının dışındaki hazır kıta nöbetçilerinin odasına götürdü.
Darbeci Öktem'in burada başlarından vurduğu Aslan ağır yaralanırken polis memuru Gülhan ise olay yerinde şehit oldu.
Darbecilerin, Aslan ve korumasını infaza götürdükleri anlar, Jandarma Genel Komutanlığının güvenlik kameralarınca kaydedildi ve dava dosyasının delilleri arasına girdi.
ÖKTEM'İN VURDUĞUNU İTİRAF ETTİ
Olayın faillerinden sanık eski teğmen Çakmakçıoğlu, hazırlık aşamasındaki ifadesinde infaz anını detaylı olarak şöyle anlattı:
"Kulübe şeklindeki binaya girdik. Albay (Erkan Öktem) camdan dışarıyı gözetlememizi söyledi. Biz de rehinelere (Aslan ile Gülhan) ve albaya arkamızı dönerek dışarıyı gözetlemeye başladık. Bu arada albayın elinde MP-5 tabanca bulunmaktaydı. Albayın rehinelere, 'Cumhurbaşkanınız Almanya'ya kaçtı' şeklinde konuştuğunu duydum. Hemen sonra arkamızdan iki sefer silah sesi geldi. Sırtımı dönerek baktığımda rehinelerin yere düşmüş olduğunu, albayın başlarında dikildiğini gördüm. Bu olaydan dolayı şoka girdim ve ne yapacağımı bilemedim. Albay, dışarı çıkmamız gerektiğini söyledi. Ben de dışarı çıkarak boş araziye doğru koşmaya başladım."
Jandarma Genel Komutanlığı davasının iddianamesinde ise olaya ilişkin, "Kriminal raporu ve teşhis tutanaklarına göre Erkan Öktem'in polis memuru Hasan Gülhan'ı şehit ettiği ve Turgut Aslan'ı öldürmeye teşebbüs ettiği, dosya muhteviyatı birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği anlaşılmıştır." tespitine yer verildi.
"BENİ VURAN ERKAN ÖKTEM'Dİ"
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde 6 Aralık 2018'de görülen duruşmada, müşteki sıfatıyla yazılı beyanı okunan Aslan, kendisini başından vuran kişinin Erkan Öktem olduğunu açıkladı.
Aslan, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bizi binadan açık alana çıkardılar. Albay Erkan Öktem, diğerlerine 'Kafanızı çevirin, bizi tanımasınlar' diye emir verdi. Bizi götürdükleri yerde gözlerimi açtılar, kafamı eğdiler. O esnada gece boyunca eylemleri komuta eden üniformalı asker bize 'Oturun, kafanızı eğin' dedi. Sonra kafama silah doğrulttuklarını hatırlıyorum. Beni hangisinin vurduğunu bilmiyorum. Bizi vuran şahıslar, ikinci kattaki salona girdiğimizde emirler yağdıran sesin sahibi üniformalı asker ile yanındaki şahıslardır. Emirler veren ve bize 'oturun' diyen sesin sahibinin gece boyunca darbe teşebbüsünde komutayı sağlayan, daha önce sıklıkla gittiğim Jandarma Genel Komutanlığının Özel Kalem Müdürlüğünde görevli Erkan Öktem olduğunu teyit ettim. Makam aracımızın girişinde infaz edilmek üzere gözlerimiz ve ellerimiz bağlı infaza götürüldüğümüz ana kadar her şeyi hatırlıyorum. Kamera kayıtlarına yansıyan görüntüleri birebir yaşadım."
MÜŞTEKİLER DE ÖKTEM'İ YALANLADI
Darbeci Öktem, 7 Temmuz 2018’de Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, güvenlik kamera görüntüleri ve delillere rağmen kimseye ateş etmediğini iddia etti.
Sabah saatlerine kadar odasında kaldığını öne süren Öktem, "Bulunduğum kattan hiç ayrılmadım. Sabaha doğru dışarıdan sesler gelmeye başladı. Koridorda biri 'uçaklar burayı bombalayacakmış' dedi. Ben de hayatımı kaybetmemek için karargahtan ayrılmaya karar verdim." savunmasını yaptı.
Ancak aynı davada müşteki sıfatıyla olay gecesini anlatan çok sayıda isim, Öktem'i yalanlayarak, karargahtaki ihanet girişimini bizzat yönettiğini anlattı.
Söz konusu beyanlardan bazıları şöyle:
Gürdal Köse: "Albay Erkan Öktem, rehinelerin başında bekleyen Yüzbaşı Ramazan Karabulut'a rehinleri kastederek 'tereddüt etmeyin, direnenin kafasına sıkın' talimatını verdi."
Yavuz Köse: "Bu sırada sanık eski albay Erkan Öktem, alıkonulan Albay Güven Şağban’a 'Güven Bey de buradaymış.' dedi. Güven Albay da 'Bana Komutanım diyeceksin.' karşılığını verince Öktem, silahını çekip namluya mermi sürdü, tetiğe bastı ancak tabanca ateş almadı."
Mustafa Aydoğmuş: "İlerleyen zamanda Sükan Salonu'na sanık eski kurmay albay Erkan Öktem de geldi. Öktem, diğer darbecilere 'Karşı gelen olursa vurun, konuşan kimse olmasın' talimatı verdi.”
Haydar Kaya: "Erkan Öktem'in salonun önünde, Yusuf Köz'e 'Yönetime el konuldu, emirleri uygulayın' dediğini duydum. Yusuf yarbay, Ramazan yüzbaşıya dönerek, 'Direnen olursa kafasına sık' dediği sırada içeride bir panik oldu."
Güven Şağban: "Erkan Öktem büyük bir hiddetle silahını çekerek doldurdu, bana doğru tetiğe bastı ama silah patlamadı. Öktem, tutukluk yapan silahını geri çekti ve mermi dışarı çıktı. Beni duvar kenarına götürmem, verilecek emirleri dinlemezsem infaz edilmem için emir verdi."
BİRÇOK SUÇTAN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
İddianamede, Öktem'in, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarının yanı sıra "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması", "askeri komutanlıkların gasbı", "kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma" suçlarından cezalandırılması talep edildi.