Güncelleme Tarihi:
ALMAN amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından yasal olmayan yollarla 1873 yılında Osmanlı topraklarından kaçırılan eserler, geçen hafta İngiltere’nin başkenti Londra’daki British Museum’da ziyarete açıldı. 8 Mart 2020’ye kadar açık kalacak sergi, Almanya’daki Berlin Müzesi’nden, İngiltere’deki Ashmolean Müzesi’nden ve Danimarka’daki Ulusal Müze’den getirilen 300 parça eserden oluştu. Troya Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan da sergi kapsamında düzenlenen ‘Mitolojinin ve Arkeolojinin Kenti: Troya’ (Troy: City of Mythology and Archaeology) isimli konferansa davet edildi. Konferansta Troya antik kentinin mitolojideki yerini, arkeolojik kazıları ve eserlerin Schliemann tarafından nasıl kaçırıldığını anlatan Prof. Dr. Aslan, şunları söyledi:
‘ÖLÜMÜNE KADAR KAÇIRDI’
“Hisarlık Tepe’de kazılar 1870’te başlar, ancak hem izni olmadığı için hem de arazi sahibinin şikâyeti üzerine kazıları durdurulur. Uzun uğraşlarla izin alan Schliemann, öldüğü 1890’a kadar Troya höyüğünün önemli bir bölümünün sonsuza dek yok olmasına neden olur. Özellikle 1873’te Troya’da bulunan ve Frederick Calvert’in de yardımıyla Yunanistan’a kaçırılan ‘Priamos Hazineleri’ sonrasında Schliemann’ın Osmanlı Devleti ile ilişkileri oldukça sorunlu bir döneme girmiştir. K
açırılan hazineler konusundaki 1874-75’te görülen dava öncesinde ve dava sürecinde Schliemann’ın Osmanlılara karşı gösterdiği tipik 19’uncu yüzyıl Avrupalı oryantalist ve Türklere hakaretlere varacak kadar önyargılı tutumu ön plana çıkmıştır. Atina’daki dava Osmanlı topraklarından kaçırılan kültür hazinelerini geri almak için açılan ilk davadır. Dava sulh ile biter ancak Schliemann hazineleri çalma fikrinden vazgeçmedi.”
‘MODERN MÜZEYE KAVUŞTU’
2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Troya’nın Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girişinin 20. yılı nedeniyle 2018 yılını Troya Yılı olarak ilan ettiğini belirten Aslan şöyle devam etti:
“Mimari yarışma ile elde edilen Troya Müzesi projesi, hayata geçirildi ve 18 Mart 2019 yılında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Artık 21. yüzyılda hiçbir arkeolog, hiçbir müzeci eserlerin çıktıkları topraklarda sergilenmesi gerektiği fikrine karşı çıkmamaktadır, çıkamamaktadır. Türkiye’nin en modern müzelerinden biri olan Troya Müzesi bunun en iyi örneğidir. Ayrıca kaçırılan eserlerin, kendi topraklarına dönmesi gerektiği ve çıktığı yerde sergilenmesi gerektiği fikrinin en güzel ve en etkileyici örneği Troya Müzesi’dir. 2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Penn Müzesi ile yaptığı ortak çalışmayla geri getirilen Troya hazineleri çıktığı topraklarda sergilenmektedir. Troya’dan kaçırılan, 19. yüzyıldan itibaren dünyanın 44 farklı müze ve koleksiyonuna dağılan eserlerin sergilenmesi gereken yer Troya Müzesi’dir. Türkiye ve Troya’yı sevenler Troya’dan çalınan eserlerin geri dönüşünü beklemektedir.”
NASIL KAÇIRDI
- SCHLIEMANN 1868’de kaçak kazılarla Troya antik kentini kazmaya başladı. Yakalandıktan 2 yıl sonra Osmanlı Devleti bulunacak eserleri yurtdışına götürmemek kaydıyla Schliemann’a kazı izni verdi. Schliemann 3 yıl süren kazılar sonunda Troya hazinelerini önce Atina’ya daha sonra Avrupa’nın çeşitli ülkelerine kaçırdı. Osmanlı, Schliemann’a Yunanistan’da dava açtı. Dava Osmanlı Devleti’nin lehine sonuçlandıysa da Schliemann eserleri Yunanistan’dan kaçırmıştı. Osmanlı, daha sonra Yunanistan’da Schliemann aleyhine 1 milyon Frank tazminat davası açtı. Mahkeme Schliemann’ı 10 bin frank tazminat ödemeye mahkûm etti. Schliemann 50 bin frank ödedi ama eserler kendisinde kaldı.