Emre KIZILKAYA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2011 00:00
Bir özel dedektif düşünün. Yaklaşık 20 yıldır siyasetçileri, film yıldızlarını hatta Kraliyet Ailesi’ni bile yasadışı yollardan dinliyor. Banka bilgilerini çalıyor, merkez bankası başkanlarının hesabından para tırtıklıyor. Ajanların bilgisayarına sızıyor. Emniyet müdürlerinin uygunsuz fotoğraflarını çekip şantaj yapıyor. Üstelik ele geçirdiği bilgileri gazetelere satıp her yıl milyonlarca Sterlin kazanmasına rağmen bir türlü yakalanamıyor. İngiliz Jonathan Rees bakalım bu kez de paçayı kurtarabilecek mi?
İngiltere’de bazı gazetelerin bir dizi özel dedektife para ödeyerek tanınmış kişilerin telefonlarını yasadışı yollardan dinletip ‘atlatma’ haberler ürettiği bir süre önce ortaya çıkmıştı. Son günlerde bu olay farklı bir boyut kazandı ve tüm gözler bir adama çevrildi. İşçi Partili eski bakan Tom Watson, Avam Kamarası’nda söz alıp bu adam hakkında şunları söyledi: “Polisin elinde, özel dedektif Jonathan Rees’in işlediği suçları kanıtlayan 750 bin sayfalık bir dosya var. Rees’in, News International medya grubu adına Kraliyet Ailesi üyelerini, önde gelen politikacıları ve üst düzey terörist muhbirlerini yasadışı biçimde hedef aldığı anlaşılıyor. Yoz polislerden, gümrük memurlarından, maliye müfettişlerinden ve banka çalışanlarından bir şebeke oluşturmuş. Buna karşın telefon dinleme skandalı konusunda yürütülen son soruşturmaya başkanlık eden hanım, Rees aleyhindeki delillerin dikkate alınmayacağını, çünkü bunların soruşturmanın ‘konusu dışında’ olduğunu söyledi. Güçlü odakların bazı şeyleri örtbas ettiğine inanıyorum.”
Peki eski bir bakanı bile çaresiz bırakan, aleyhindeki bunca delile rağmen hâlâ serbest dolaşan özel dedektif Rees kim? İşte son bulgulara göre Jonathan Rees’in inanılmaz öyküsü:
56 yaşında. Yaklaşık 20 yıldır kendi kurduğu Southern Investigations dedektiflik bürosunda çalışıyor. The Guardian’a göre ‘Boşanmış, aşırı kilolu, ağzı bozuk bir kişi.’ Bürosu Londra’nın güneyinde. Büronun hemen üstündeki küçük bir dairede yaşıyor. Buna karşın yüz binlerce Sterlinlik yıllık gelire sahip.
İKİ FAHİŞE TUTUP POLİSE TUZAK KURDUYıllar önce mason olduğunu ilan etti. Locaya sızıp mason polis yetkilileriyle dostluk kurdu. Eski emniyet yetkilisi Sid Fillery’i de ortak yaptığı özel dedektiflik şirketi böylece emniyet içinde önemli kaynaklara kavuştu. Rüşvet kabul eden polis memurlarını da şebekesine katıyordu. Kabul etmeyenleri tuzak kurarak işbirliğine zorluyordu. Örneğin bir defasında bir polis memurunu sarhoş etti. İki fahişe getirip boynuna da bir klozet takarak fotoğraflarını çekti. Böylece şantajla ondan da bilgi sızdırmaya başladı.
Sadece emniyetle sınırlı tutmadı şebekesini. Telefon şirketlerinde, vergi dairelerinde, hastanelerde ve bankalarda işbirlikçiler buldu. Bu sayede birçok ünlünün en mahrem bilgilerine ulaşıp bunları tabloid gazetelere satarak büyük paralar kazanmaya başladı. Sadece News of the World’den yılda 245 bin dolar alıyordu.
Sayısız kişinin telefonunu, böcek yerleştirip dinletti. 2006’da uzman bir hacker ile anlaşıp, IRA terör örgütüne sızmayı başaran İngiliz ajanların bilgisayarlarına girdi. Şebeke öylesine bir noktaya ulaşmıştı ki, bilgi edinmek uğruna fiziksel suçlar da işledi. Örneğin Liberal Demokrat Parti lideri Paddy Ashdown’ın avukatına ait kasadaki belgeleri çaldırdı. Kısa süre sonra News of the World şöyle bir
haber yayınladı: “Ashdown, sekreteriyle yasak aşkının öğrenilebileceğinden korkuyor.”
ESKİ ORTAĞINI BALTAYLA ÖLDÜRMÜŞSonunda İngiliz polisi 1999’un nisan ayında Rees’in bürosuna bir dinleme cihazı yerleştirmeyi başardı. Rees ses kayıtlarında rüşvet ve şantajla nasıl kolayca bilgi toplayıp büyük paralar kazanmasıyla övünüyordu. Ancak polisteki güçlü bağlantıları sayesinde bir kere bile mahkemeye düşmedi. Ta ki 2000 eylülüne dek... Bu tarihte Rees, çocuklarının velayetini almak isteyen bir adamın karısına ait otomobile kokain yerleştirirken yakalandı. Aynı yılın aralık ayında yedi yıl hapse çarptırıldı. Ancak sadece dört yıl sonra salıverildi ve yeniden gazetelere çalışmaya başladı.
Bu arada çevresindeki çember daralmaya başlamıştı. Geriye dönük işlediği bazı suçlar gün yüzüne çıkıyordu. Rees’in iş ortaklarından Daniel Morgan, karanlık işleri açıklamaya hazırlanırken, 1987’nin mart ayında bir barda baltayla öldürülmüştü. Rees yıllar sonra cinayetle suçlandı ama geçen martta ‘emniyet yetkililerinin dava sürecinde yaptığı hatalar’ nedeniyle beraat etti.
En büyük soru şu: News of the World gazetesi dışında, rakibi Daily Mirror ve hatta BBC’nin ‘Panorama’ programına da haber sağladığı öne sürülen Rees paçayı yine kurtarabilecek mi?
Bu sorunun cevabı, İngiltere’de süren soruşturma sonunda verilecek. Ancak Rees’in en yağlı müşterilerinden birinin, mevcut İngiltere Başbakanı David Cameron’a medya danışmanlığı yapan eski gazeteci Andy Coulson olması kafalarda soru işareti yaratıyor. Coulson, 2007’de telefon dinleme skandalının patlak vermesi üzerine News of The World’deki görevinden istifa etmişti.
PRENS WILLIAM DA KURBANLAR ARASINDARees’in kurduğu akıl almaz çete elbette politikacıları ve bürokratları dinlemekle yetinmeyecekti. Eğlence dünyasının ünlü isimleri hatta Kraliyet Ailesi de Rees’in ‘gizli kulağı’na takılmaktan kurtulamadı. Sienna Miller gibi aktrislerin yanı sıra, Prens William ve o dönemde henüz kız arkadaşı olan, şimdiki eşi Kate Middleton da kurbanları arasındaydı.
MERKEZ BANKASI BAŞKANININ HESABINI TIRTIKLADIDönemin başbakanı Tony Blair ile Blair hükümetinin içişleri ve ticaret bakanlarının telefonları da dinlenmekten kurtulamadı. Ama asıl hedefi yolsuzlukların üzerine giden milletvekilleriydi. Muhafazakar Parti’den David Mellor gazetelerin haber kaynaklarının daha sık denetlenmesi gerektiğini açıkladığında, bir aktrisle gizli ilişkisini ifşa eden ses kaydını gazetelere servis etti. En ilginç icraatlarından biri, İngiltere Merkez Bankası’nın başkanı ve başkan yardımcısına ait mortgage hesaplarına sızmasıydı. Bu şekilde 100 binlerce Sterlin’i zimmetine geçirdiği öğrenildi.