Atlanta’da kapılarını ve sırlarını Hürriyet’e açan Mehmet Özbay, Çatlı’nın gidemediği bu ülkeyi şöyle açıkladı:
“Bana İngiltere’ye gelmek istediğini, fakat muhacerat görevlilerinin bırakmadığını anlattı. Elçilikten Eğitim Müşaviri alana kadar gelmesine rağmen, Heathrow’daki İngiliz görevliler, ‘Turist olduğunuza inanmıyoruz’ diyerek geri göndermişler. Çatlı, İngiltere’ye hiç gelemedi.”
MEHMET Özbay, Atlanta’da yüzyüze görüşmemizde, Abdullah Çatlı ilgili bazı bilinmeyenleri de aktardı. Örneğin Çatlı’nın çok istediği halde İngiltere’ye hiç gidemediğini. İşte, Özbay’la röportajımızın ikinci bölümü:
* “Çatlı ile tanıştıktan sonra iyi bir sohbetimiz oldu. Ben İngiltere’de kaldığım için bana İngiltere’ye gelmek istediğini, fakat İngiliz muhacerat görevlileri tarafından içeri konulmadığını anlattı. Heathrow Havaalanı’ndada dört beş saat bekletilip aynı uçakla geldiği Viyana’ya geri gönderildiğini söyledi. Elçilikten Eğitim Müşaviri alana kadar gelmesine rağmen etkili olamamış ve görevliler ‘Sizin İngiltere’ye turist olarak geldiğinize inanmıyoruz’ diyerek geri göndermişler.
Çatlı daha sonra İngiltere’ye geldi mi?
* Abdullah Çatlı, hiç İngiltere’ye gelmedi.
Çatlı hiç lacivert pasaport kullanmadı
Abdullah Çatlı’nın yakını olarak bilinen Yaşar Öz bu sırada Londra’daydı. Onunla hiç Londra’da karşılaştınız mı?
* Ben Yaşar Öz ismini Susurluk’tan sonra duydum. Kendisini ne gördüm ne de konuştum. Onu yakından uzaktan hiç tanımam.
Yaşar Öz’ün sizin adınıza bir pasaportu eline geçirdiği ve Abdullah Çatlı’nın bu pasaportu cezaevinden kaçtıktan sonra kullandığı söyleniyor.
* Bu doğru olamaz. Abdullah Çatlı böyle bir pasaportu kullansa bana muhakkak söylerdi.
Yeşil pasaportum yok ona nasıl vereyim
Ya Abdullah Çatlı’nın yeşil pasaportu ve ehliyeti?
* Benim hiçbir zaman yeşil pasaportum olmadı ki ona vereyim. Benim hiçbir zaman Türk ehliyetim olmadı ki ona vereyim. Benim hiçbir zaman tabancam olmadı ki ona silah ruhsatımı vereyim. Çatlı’ya bunları kesinlikle devlet verdi. Ben devletin verdiği şeylerden nasıl suçlu olabilirim? Ben Çatlı’ya kimliğimin verilmesinden gurur duyuyorum. Bugün istese gene tereddüt etmeden veririm. Benim yaptığımı her Türk vatandaşı yapardı.
Bugüne kadar 11 kez pasaport kaybettim
Sizin sık sık T.C. pasaportlarınızı kaybettiğiniz söyleniyor. Kaç defa?
* 11 kez. Londra ve Chicago konsolosluklarından pasaport çıkarttığım doğrudur, ama bunların hiçbirinin Abdullah Çatlı ile ilişkisi yok. Abdullah Çatlı’nın hiçbir zaman lacivert normal pasaportu olmadı.
11 kez... İnanılır gibi değil?
* Ben daha çok seyahatlerimde vize sorunu yaşamamak için İngiliz pasaportumu kullanırdım. T.C. pasaportumu çantamın bir yerine koyar ve unuturdum. Ben üzerinde anahtar bile taşımasını seven biri değilim. Çoğu kez T.C. pasaportlarını bu yüzden kaybettim. Çantalarım da çok kayboldu. Pasaport kaybetmelerim tamamen benim salaşlığımdan kaynaklanan şeyler.”
Aile içi şiddet eski sevgilimin iftirası
* MEHMET Özbay, hakkında iddia edilen aile içi şiddet olayıyla ilgili de konuştu. Suçlamaları reddeden Özbay, bu konuda şunları anlattı:
“Hayatımda suç işlemedim. Bugüne kadar hiçbir kadına elimi kaldırmadım ve kaldırmam da. Kadınlara değil, benden güçsüz hiç kimseye elimi kaldırmam. 2 yıl çıktığım, bundan önceki kız arkadaşım Meksikalı bir ressamdı. Şimdiki ise Amerikalı bir mimar. Ben kadınların aklına aşık olurum. Bu yüzden akıllı kadınları tercih ederim. Eski kız arkadaşım oğlunun psikolojik sorunları olduğunu, evine hırsız girdiğini söyleyip hava değişikliği için yanıma gelmek istedi. Maalesef teklifini kabul ettim. Ona yeni bir kız arkadaşım olduğunu hatırlattım. Eve geldikten sonra eski günlere geri dönmek ve benle beraber olmak istedi. Ben kız ardaşımı aldatamayacağımı söyleyince kendini kaybetti ve sabah ilk işi polise gidip ‘Mehmet Ozbay beni dövdü’ dedi. Polis eve gelip ifademi aldı. Aile içi şiddet burada önemli suç. 4 saat 20 dakika evde ifademi aldıktan sonra 1 saatliğine polis karakoluna götürüldüm. Burada parmak izlerim alındı, ellerime kelepçe takıldı. Suçsuz olduğum anlaşılınca 5 bin dolar kefaletle serbest bırakıldım. Sonra mahkeme düştü.”
Güney ile 2-3 dakika konuştum MİT’çi olduğunu anlatmaya çalıştı
* MEHMET Özbay, Ergenekon soruşturmasının da esrarengiz ismi olan Tuncay Güney ile igili sorularımızı da şöyle yanıtladı:
Ne bu Tuncay Güney olayı?
* İsmini bile duymaktan hoşlanmadığım bir konu. Kimseden iğrenmedim ama bu bahsettiğiniz şahıs, bir arkadaşım tarafından misafir olarak bana gönderildi. New York’ta bu kişiyle sadece bir blok beraber yürüdük. 2-3 dakikayı geçmez. Kaldığı Marmara Oteli’ne akşam yemeğe çıkartmak için gittim. 94’üncü caddeden 93’üncü caddeye kadar birlikte yürüdük.
Onu uzun süre hatırlamadım
Üstünde hiç normal olmayan fileli kırmızı bir kıyafet vardı. Bizim meyve, sebze filesi diye tabir ettiğimiz kırmızı bir fileydi. Çapı 1, 1.5 cm büyüklükte delikler vardı. Böyle bir insanla yanyana olmak beni rahatsız etti. Bana MİT’çİ olduğunu anlatmaya çalıştı.
Ona MİT’çiyle itçiyle hayatta ilişkim olmayacağını söyledim. MİT gibi Türkiye’nin ciddi bir kurumunun böyle bir insanın ağzından çıkması beni kızdırmştı. Onu başımdan atmak için ertesi gün Londra’ya uçacağımı söyledim. Bu şahsın şahsiyeti, kimyası, karakteri, cinsiyeti oturmamış, iğrenç bir yaratıktı. Onu kırmamak içim için kendimi zor tuttum. Bu yürüyüş sırasında çok utandım. Birileri bizi beraber görse rezil olacaktım. Cebimdeki 2-3 bin doların hepsini ona verdim. ‘Şu parayı al, yolun açık olsun’ dedim. Sonra otel parasını da ödedim. Olay 8-10 yıl önce oldu. Bu şahıs TV’lerde çıkınca da onu hatırlamadım. Türkiye’den arkadaşlar ‘Bu adam seni tanıdığını söylüyor’ diye dikkatimi çekince ‘Hayatımda görmedim’ dedim. 5-6 ay sonra ancak dikkatle incelediğimde bu kişinin benim iğrenç bulduğum kişi olduğunu çıkarttım.”
İngiltere’yi PKK tehdidi yüzünden terk ettim
* MEHMET Özbay, “İngiltere’de halin vaktin iyiydi. Neden burayı terkettin” diye sorduğumda, PKK tehditlerinden İngiltere’yi terkedip ABD’ye gittiğini söyledi. O günleri de şöyle anlattı: “Susurluktan sonra İngiltere’de yaşarken PKK terör örgütünden tehditler almaya başladım. Ben bir Kürt ülkücüydüm. Tehditlerin dozajı arttığından, İngiltere’de kalmam mantıklı değildi. New York’a geçtim.
Sermayesi kredi kartı
Susurluktan sonra paramı Avrupa’da harcadığımdan, New York’a sıfır sermayeyle gittim. İşlerimi kredi kartlarından aldığım paralarla finanse ettim. Kredi kartlarına bir ara 100-200 bin dolar borcum vardı. New York’ta bir 3 ortaklı halı şirketi kurduk. Ortaklık yürümeyince New York pahalı olduğundan ben Atlanta’ya gittim. Buradaki ortaklığım da yürümedi. Bir beyaz minibüs aldım. Bu minibüs benim evimdi, büromdu, iş depomdu. Benzin istasyonlarında sabahladım. 35-40 dolarlık oteller bile pahalı geliyordu. Yılda 180 bin km. yaparak günde 3-4 saat uykuyla mobilya ve demir sattım. Malı bitirmeden Atlanta’ya dönmüyordum.”