Güncelleme Tarihi:
İngilizce öğrenmek, üniversite okumak ya da iş dünyasında söz sahibi olacak derecede İngilizce bilmek için adaya giden Türklerin sayısı yılda on bini buluyor. Yaşları ise 16 ile 40 arasında. Tercih edilen şehir ise sıklıkla İngiltere'nin Antalyası, yani Brighton.
İngiltere, bir zamanlar ‘‘üstünde güneş batmayan toprakların imparatorluğu’’ydu. Sonra radardan disklere, ilaçlardan sandviçe kadar birçok buluşuyla bilime yön verdi. Uzun süredir de diliyle iş dünyasının can damarı. Globalleşen iş hayatının anahtarı olmayı başaran İngilizceyi öğretmek üzere kolları sıvayanlar ise İngiltere'deki dil okullarıydı. Daha çok Japon, Alman ve Güney Amerikalı öğrenciler ve iş adamlarından talep gören bu okullarda Türkler ise ARELS (İngiliz Dil Okulları Topluluğu) Halkla İlişkiler Müdiresi Oksana Higglesden'in ‘‘Türkler, yıllarca İngiltere'de kalıyorlar’’ sözleriyle dile getirdiği gibi, ekonomiye katkı sağlayan önemli bir potansiyel.
Gerçekten de Türkiye'den gelen genç nesil, İngiltere dil okullarının müdavimleri. Higglesden, bu nüfusun yılda 10 bin kişiyi bulduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘‘Bu sayı sektörün yüzde 3.3'lük potansiyelini oluşturuyor.’’
İngilizce öğrenmek, üniversite okumak ya da iş dünyasında söz sahibi olacak derecede İngilizce bilmek için adaya giden Türklerin yaşları ise 16 ile 40 arasında değişiyor. Ancak ‘‘sadece çalışmak olur mu biraz gezip görelim’’ de diyenler, İngiltere sınırları içine yaz aylarında girmeyi tercih ediyor. Bu durumda tercih edilen şehir ise sıklıkla İngiltere'nin Antalyası, yani Brighton oluyor. Ancak bu sahil şehrinin Antalya'dan en önemli farkı özellikle dil eğitimi konusunda ciddi bir güce ve güvenceye sahip olması.
Brighton'da sadece ARELS ve İngiliz Kültür'ün tanıdığı 30 dil okulu bulunuyor. Bu okullarda öğrencilere sunulan olanaklar hemen hemen aynı. Yani, bir aile yanında ya da apartman dairesinde kalarak, haftada ortalama 30 saatlik İngilizce dersleri almak.
KİŞİYE ÖZEL DERS
Dil öğrenimi teknikleri için ise başvuran öğrencilere geniş bir yelpaze sunuluyor. Bunlardan en revaçta olanı hem parası hem de sosyal avantajları nedeniyle genel İngilizce ve iş İngilizcesi. En fazla 15 kişilik sınıflarda verilen bu derslerde değişik ülkelerden gelen öğrenciler, önce bir seviye sınavına tabii tutuluyor, ardında da eğitim görüyolar. Dileyenler, TOEFL'ın İngiliz versiyonu olan IELTS için hazırlanma fırsatı da buluyor.
Bundan başka, İngiliz dil okullarında kişiye özel dersler de veriliyor. Brighton'daki bir diğer dil okulu olan House of English yetkililerinden Tim Young, bu derslerde özel bir alana ait jargonu öğrenmek isteyen kişilere öğretmen tahsis edildiğini belirtiyor. ‘‘Örneğin hukuk alanında ya da iş görüşmelerinde kullanılan İngilizcede yeterli olmadığını hisseden bir kişi, bize gelerek özel bir hoca eşliğinde haftanın beş günü ders alabilir’’ diyen Young, bu kişilerin diledikleri takdirde öğleden sonraki grup derslerine de katılabilceklerinin altını çiziyor.
İngiltere'nin en güneşli ve en dindar köşesi Canterbury'de ise öğrencilere farklı bir olasılık sunuluyor. İngiltere'nin hemen her köşesindeki dil eğitim sistemlerine ek olarak, Canterbury'de öğrencilere İngiliz şirketlerinde staj yapma şansı yaratılıyor.
Özellikle iş dünyasındaki yerlerini pekiştirmek için İngiltere'ye bu eğitimi almaya giden iş adamları ve üniversite öğrencileri için sunulan bu olanak, bundan dört sene önce İngiltere'ye gelen Berrin Simer'e de bir iş kapısı açmış. İngilizce öğrenmek için Türkiye'den Canterbury'ye gelen Simer, Concorde International dil okulunda eğitim aldığı sırada okulun kolej kısmında çalışmaya başlamış. ‘‘Dili öğrenmenin en iyi yolu İngilizler arasında kaybolmak. Ben de öyle yaptım. Okulda çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra ise bana kalıcı bir iş teklif ettiler’’ diye anlatıyor.
Simer şimdilerde bundan böyle yaşayacağı evinin dekorasyonuyla uğraşıyor. ‘‘Burayı seviyorum. İnsanları son derece iyi niyetli ve kültürlü. Şimdiki işim de İngiliz okullarındaki Türkiye alanını geliştirmek olacağı için ülkeme de sık sık gidip geleceğim’’ diyen Simer'in gözlerinden etrafına yaydığı ışık ise gerçekten mutlu olduğunu kanıtlıyor.
AİLELERLE SORUN
Ancak, İngiltere'de yaşayan Türklerin hepsi Simer kadar mutlu olamayabiliyor. Tabii ki, İngilizlerin Türk öğrencilerle ilgili olarak yaşadıkları sıkıntılar da yok değil. Özellikle Türk gençleriyle ilgili adımlarını daha temkinli atan İngiliz dil okulları bunun nedeni ‘‘kültür farkı’’ olarak açıklıyor. Konu ile ilgili görüşlerini ARELS ve İngiliz Kültür tarafından tanınan Embassy Language Training Centre Müdürü Colin Granlund aktarıyor: ‘‘Türk öğrencilerin aileler yanında sıkıntılı günler geçirebiliyor. Tespit edebildiğimize göre bunun nedeni kültür şoku. Anavatanından, dilinden ve ananelerinden uzak kalmanın bir uzantısı.’’
Sorunu aşmanın yolu ise belli: ‘‘Aile ve öğrenci arasında yaşanılan sıkıntılar aşılamayacak boyuta varacak olursa öğrenciye ya başka bir aile öneriyoruz ya da apartman dairesi tutmasını sağlıyoruz.’’
Embassy'ye bağlı Bellerbys Koleji'nde lise okuyan Türklerle konuşulduğunda aynı sıkıntıyı onlarından ağzından da duymak mümkün. ‘‘Ben ailem tarafından bile bu kadar kontrol edilmiyordum’’ diyor Aylin Filiba. Her ne kadar okulların ve ailelerin disiplinli yaklaşımları güvenlik ve Türk ailelere karşı sorumluluk duygusundan kaynaklansa da, özellikle genç erişkinler, bu durumdan ‘‘sıkboğaz’’ olduklarını dile getirmekten çekinmiyorlar. ‘‘Türkiye'yi çok özledik, hem de herşeyiyle. Oradakiler, Türkiye'nin kadrini kıymetini bilsinler’’ sözü ise Türk öğrenciler arasında neredeyse slogan halini almış.
BİRAZ DAHA TATLI DİL
Aslında, İngiliz yetkililer de Türk öğrencilerin Akdeniz ikliminin tüm özelliklerini taşıdıklarının bilincinde. Ancak, biraz daha tatlı dilin kimseye zararı dokunamayacağı uyarısını yapmaktan çekinmiyorlar:
‘‘Türk öğrenciler hayat dolu. Ancak bir ailenin yanında kalmanın kuralları olur. Bu onların güvenliği açısından da önemli. Bunu gözardı etmeden ‘lütfen, mümkünse' gibi kelimeleri kullanabilirler...’’
Burası çok soğuk
İngiltere'de Türk öğrencilerin bulunma süreleri iki haftadan başlayarak senelere varabiliyor. Ancak, Türk işadamları gibi çok belli bir amaçla İngiltere bulunmayan genç kesimin sıkıntıları hayli çok. Türkiye'deki sıcaklığı İngiltere'de yakalayamadıklarından sık sık yakınan genç Türklerin büyük bir çoğunluğu ülkelerine bir an önce dönmek istediklerini de dile getiriyorlar. Örneğin üç yıldır Brighton'da eğitim gören Sinan Akın, İngiliz standartlarına uyum sağlamayadıklarını vurguluyor.
‘‘Ailelerimizim kurduğu baskıdan daha yoğun bir baskı altında yaşıyoruz ve Türkler biraraya gelerek bunu aşmaya çalışıyoruz’’ diyen Akın, ailesinin zoruyla İngiltere'de bulunuyor. Ancak, amacı bir an önce ABD'ye gitmek. İngiltere'de yaşayan bir başka Türk öğrenci olan Baran Akkoyunlu ise tüm bu zorlukların bir kere daha altını çizerek, ‘‘Hava ve insanları soğuk buraların. Yine de amacım Oxford ya da Cambridge'de mimarlık bölümünde okumak’’ diyor.
Kahvaltıdan yatağa İngilizce
İngiliz dil okullarında üstünde durulan en önemli konulardan biri de aynı ülkeden gelen insanları farklı sınıflara yerleştirerek anadillerini olabildiğince az konuşmalarını sağlamak. Canterburry’de eğitim veren Pilgrims dil okulu ise bu konuda hassasiyet gösteren okullardan biri. Daha çok iş İngilizcesi üzerinde odaklanan okulda uygulanan felsefeyse ‘‘Kahvaltından yatağa İngilizce.’’
Sadece derslerde değil ders dışında da öğrencilere hizmet verilen okulda, akşam yemeklerinin öğretmenlerle yenmesine özen gösteriliyor. Bundan başka İngiliz çocukları da derslere davet eden Pilgrims'de, iş İngilizcesinden başka pedagoji, genel İngilizce ve çocuklar için İngilizce dersleri de son günlerde adı sıkça geçmeye başlayan NLP (neuro-linguistic programing) tekniği ile öğretiliyor