Güncelleme Tarihi:
Â
Uzun yıllar hem özel sektör hem de kamu tarafında finansal sektörle ilgili birçok alanda görev alan İngiltere'nin Ticaretten Sorumlu Bakanı Lord James Sassoon, Türkiye'de Rekabet Kurumu'nun sekiz büyük banka için açtığı soruşturma için Avrupa'da bu konularda sert düzenlemeler olduğunu, Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen Türkiye'de de bu yönde adımlar atılmasının normal olduğunu belirtti.
Â
Türkiye ile İngiltere arasındaki ekonomik, siyasi ve finansal ilişkilerin geliştirilmesi için ülkemizde bulunan Lord Sassoon ile 2003'teki terör saldırısından sonra güvenlik önlemlerinin hala en üst seviyede tutulduğu Tepebaşı'ndaki İngiltere İstanbul Başkonsolosluğu'nda görüştüm.
Ülkesinde finans sektörüne yönelik düzenlemelerin oluşturulmasında önemli rolü bulunan ve yıllarca İsviçre merkezli UBS bankasında üst düzey yöneticilik de yapan Lord Sassoon, ekonomi gündemimizi son günlerde meşgul eden ve bankaların ‘itibarlarını zedelediği’ şikayeti getirdiği Rekabet Kurumu kararları için 'gerekliyse alınmalı' dedi.
BÄ°ZDE DE SERT YAPTIRIMLAR VAR
Lord Sassoon,Â"Farklı ülkelerdeki rekabet uygulamalarını karşılaÅŸtırmak çok kolay bir ÅŸey deÄŸil. Ancak, bizde de hem kamu cezası hem de cezai yaptırım tarafında en az bunun kadar sert uygulamalar bulunuyor" diye konuÅŸtu.
Lord Sassoon, bunların aşırı sert önlemler olup olmadığının sorulması durumunda ise, AB ile uyum sürecinde alınması gereken sertlikte yaptırımlar olduğuna dikkat çekerek bu konuda Türkiye'nin atacağı adımların arkasında olduklarını belirtti.
Â
AB İÇİN FRANSA GİBİ DÜŞÜNMÜYORUZ
2010 yılında kaydettiği büyüme performansıyla OECD ülkeleri arasındaki en iyi performansı sergileyen Türkiye'nin, genç nüfusuyla Avrupa için 'önemli bir değer' olarak görülmesi gerektiğini savunan Lord Sassoon, Avrupa Birliği adaylığı sürecinde, Fransa'nın aksine desteklerinin sonuna kadar yanımızda olduğunun altını çizdi.
Lord Sassoon, "Türkiye gelecek 5 ile 10 yıl içinde Avrupa'daki ülkelerden daha hızlı büyüyecek, dolayısıyla Kıta için ekonomik açıdan yeni bir motor olabilir. Türkiye'nin AB üyeliği, Avrupa’ya beklenin çok ötesinde pozitif bir etki yaratabilir" dedi.
Yeni göreve gelen hükümet ile Türkiye arasındaki ilişkiler en üst düzeyde olduğunu da belirten Lord Sassoon, günümüzde ülkeler arasında bu kadar yakın ilişkilerin ender rastlandığına işaret etti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2010'da 9 milyar dolar olduğunu hatırlatan Lord Sassoon, beş yıl içinde bunun iki katına çıkarılması yönünde hedefleri bulunduğunu belirtti.
MEY İÇKİ SATIŞI BÜYÜK SES GETİRDİ
Bununla birlikte, İngiltere'den 2008 yılından beri Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım miktarının yaklaşık 8 milyar doları aştığını ve Mey İçki'nin İngiliz şirketi Diageo tarafından satın alınmasıyla buna yaklaşık 2 milyar dolar daha eklendiğine dikkat çekti. Türkiye'de HSBC, Vodafone gibi önemli İngiliz şirketlerinin faaliyet gösterdiğini hatırlatan Lord Sassoon, özellikle Mey İçki'nin satın alınmasının İngiltere'de önemli yankı bulduğuna değindi.
Sassoon, "Mey İçki'nin, Diageo tarafından satın alınması İngiliz medya organlarında geniş yer buldu. Diageao'nun CEO'su, ülkenin resmi radyosunda en üç dört dakika bu satın almanın önemini anlattı. Bu, İngiliz iş dünyasının Türkiye ile ne kadar ilgili olduğunun önemli bir göstergesi" dedi. Bu noktada, yanımızda bulunan Müsteşar Marten Donnelly, İngiliz şirketlerinin Türkiye'yi kendi bölgesinde bir merkez olarak düşündüğünü ve çevre ülkelere bizim ülkemiz üzerinden yayılmayı planladığına dikkat çekti.
Ticaretten Sorumlu Bakan Sassoon, son dönemdeki performansıyla eleştirilen İngiliz ekonomisi için ise umutlu konuştu. Lord Sassoon, son yaşanan finansal krizden çok büyük bütçe açıkları vererek çıkan İngiltere bütçesinin, alınan kemer sıkma önlemleriyle dört yıl içinde düzlüğe çıkacağını belirtti.
UBS’İN CEO’SUNA TÜRKİYE’DEN CEVAP VERDİ
Kendisi de uzun yıllar UBS’te görev yapan Lord Sassoon ilginç tespitlerinden bir diğerini ise İngiltere'de finans sektörüne yönelik kısıtlamalardan sonra sektörden yükselen şikayetler için yaptı.
Lord Sassoon, UBS'in şimdiki CEO'su Oswald Grübel'ün önceki gün yaptığı, sıkı düzenlemelerin sürmesi durumunda İngiltere'deki yatırım bankacılığı faaliyetlerini ABD ve Asya'ya kayabileceği çıkışı için:
"Küresel çaptaki yatırım bankaları her zaman vergilerin ve sermaye yeterlilik oranlarının düşük olduğu ve düzenlemelerin çok sıkı olmadığı yönetim biçimlerini ister. Hükümetimizin, Londra'yı finans merkezi olarak cazip hale getirme ve finansal sistemin istikrarlı işlediği bir sistem arasında bir denge kurmayı amaçlıyor... O nedenle bankacılık sektöründen yükselen bu çıkışı her zamanki serzenişlerden biri olarak görebiliriz" dedi.
Londra'yı finansal açıdan cazip kılmak için kurumsal vergileri 28 den 24'e düşürdüklerini, alt yapıya büyük yatırımlar yaptıklarını ve yeni düzenlemelerle yatırım bankacılığına önemli fırsatlar sunduklarını belirten Lord Sassoon, başkentlerinin hala Avrupa'nın en önemli finans merkezi konumunu koruduğun belirtti.
Ticaret Bakanı, ABD'li Morgan Stanley'in son aylarda yaptığı yatırımların da bunun önemli göstergesi olduğunu söyledi.
Yoğun gündemi arasında sorularımızı cevaplayan Lord Sassoon son olarak ise İstanbul'un finans merkezi olması konusunda, Türkiye'ye desteklerinin tam olduğunu söyledi. Lord Sassoon, Karşılıklı ilişkileri böyle güçlü iki ülkede iki finans merkezinin olmasının çok faydalı olacağına işaret etti.
Â
Â
EkoNet'i Facebook'ta takip etmek için: Â
http://www.facebook.com/#!/HurriyetEkonet
EkoNet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetEkonetÂ