Güncelleme Tarihi:
İneklerin çıkardığı gazların dünyanın en büyük sorunlarından biri olduğunu kim tahmin edebilirdi ki... Evet yanlış duymadınız! İnekler çıkardıkları gaz ile küresel ısınmada önemli bir paya sahipler.
Yakın zamanda "How To Avoid A Climate Disaster" (Bir İklim Felaketinden Nasıl Kaçınılır) kitabıyla gündeme gelen Microsoft kurucusu Bill Gates de bu meseleye sık sık dikkat çekenlerden. Gates'in Şubat 2019'da CNN'de katıldığı bir söyleşide kullandığı, "Bir gün ineklerin bağırsak hareketleri hakkında konuşacağım hiç aklıma gelmezdi. İnekler, bakterilerin metan gazı biriktirmesine neden oluyor ve sıra dışı mideleri var" sözleri halen akıllarda.
Dahası Gates sorunun çözümü adına yapılması gerekenlerden birinin hayvan yemlerinin değiştirilmesi için çaba harcanması olduğunu savunuyor.
Sanıyoruz ki kafanız karıştı... Gelin en baştan başlayalım.
İnekler metan gazı mı üretiyor?
Öncelikle ineklerle ilgili birçoğumuzun pek bilmediği bir konuyu aydınlatalım.
Dört bölmeli ve gelişmiş mide yapısına sahip olan inekler, lifli besinlerini fermantasyona benzer bir işlemle sindirirken midelerinde bulunan mikroplar yoluyla metan üretiyorlar. İneklerin midelerindeki mikroorganizmaların salgıladığı enzimler sayesinde, yemlerle alınan besin maddeleri, fermente oluyor et ve süt gibi hayvansal gıdalara dönüşüyor.
Daha açık anlatmak gerekirse, ineklerin tükettikleri karbonhidrat kaynakları midelerinde fermente ediliyor ve uçucu yağ asitleri, hidrojen ve karbondioksit açığa çıkıyor. Bunlardan uçucu yağ asitleri hayvanların enerji ihtiyacını karşılamak üzere kullanılırken hidrojen ve karbondioksit metanojenik mikroorganizmalarca metan gazı oluşumuna katılıyor.
Çare deniz yosununda!
Metan, atmosferde karbondioksitten daha kısa ömürlü ancak ısıyı hapsetmede 30 kattan fazla etkili. Bu da onu büyük bir sera gazı haline getiriyor. Bilim insanları bu metan gazının daha az üretilmesi konusunda harekete geçti ve ineklerin deniz yosunu ile beslendiğinde bu gazı daha az ürettiklerini keşfetti.
Kapsamlı bir araştırmada, beş ay boyunca büyükbaş hayvanların yemine az miktarda deniz yosunu kondu. Detaylı incelemeler sonucunda büyükbaş hayvanların yosun yedikten sonra yüzde 82 oranında daha az metan gazı salgıladığı ortaya çıktı.
Çalışmayı yürüten California Üniversitesi uzmanlarından Ermias Kebreab, araştırma ile ilgili yaptığı açıklamada “Büyükbaş hayvancılık, sera gazı salımında büyük bir rol oynuyor, dolayısıyla bu bir dönüm noktası olabilir" dedi.
İneklerin atmosfere bu kadar fazla etki ettiğini öğrenince çok şaşırdık, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Bülbül’e işin iç yüzünü, yapılan çalışmaları ve etkilerini sorduk.
"Dünya nüfusunun artışına bağlı toplam hayvansal gıda tüketimine olan talebin yükselmesi, ruminant (inek, koyun, keçi gibi hayvanlar) yetiştiriciliğinin giderek önem kazanmasına neden oldu. Ancak bu hayvanlar, küresel düzeyde atmosfere salınan metan gazının çok fazla miktarından sorumlu tutuluyor. Çünkü metan gazı, ruminantların sindirim sisteminde meydana gelen fermantasyon sonucu ortaya çıkıyor ve doğaya salınıyor" diyen Bülbül araştırmanın sonuçlarını da hurriyet.com.tr okurları için değerlendirdi...
Metan gazının çevreye zararları nedir?
Ruminantların ürettiği yıllık metan gazının küresel ısınmadaki payı, karbondioksite göre 25 kat daha fazla oluyor. Bu gaz, sera gazı etkisi yaparak küresel ısınmaya yol açıyor, ozon tabakasına zarar veriyor.
Hatta metan gazı miktarını azaltmak amacıyla gerekli önlemler alınmadığı takdirde, gelecek yıllar içerisinde bu gazın küresel ısınmadaki sera gazı etkisinin yüzde 20’sinden daha fazla sorumlu olacağı tahmin ediliyor.
Yosun ile beslenen büyükbaş hayvanların metan gazı üretiminin azalmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Son yıllarda bilim insanları, hayvansal üretim sırasında ortaya çıkan sera gazlarının en önemlilerinden biri olan metan gazının salınımını azaltma stratejileri üzerine yoğunlaştılar. Birçok araştırmada, bazı bitkilerin metanogenozis üzerine biyoaktif etkisi çalışıldı ve olumlu sonuçlar elde edildi.
Alternatif bazı doğal bitkisel yem ve yem katkılarının kullanılması ile ruminantlarda metan salınımını düşürmeye yönelik yürütülen çalışmalardan da önemli sonuçlar elde edildi. Bu çalışmalarda bu bitkilerin bileşimindeki bazı maddelerin özelliklerinden dolayı metanojen bakterilerin zarar görerek sayılarının azaldığı ve bu yolla midede uçucu yağ asitleri oluşumu ile metan ve karbondioksit üretiminin düştüğü ifade edildi.
Çünkü bitkilerin hayvanlarda oluşturduğu etkiler bitkinin türü, kullanım yönü/şekli ve miktarı, onlarla kullanılan başka maddelerin özellikleri gibi faktörlere bağlı olarak değişiyor. Son günlerde ise bir yosun çeşidi olan kırmızı deniz yosununun da metan gazı salınımını, içeriğine bağlı sığırların midesindeki mikroorganizmaların salgıladığı enzimler sayesinde yemdeki besin maddelerini fermente etmesi yoluyla düşürdüğü bildirildi.
Yosun ile beslenmenin bu hayvanlara herhangi bir zararı olur mu?
Yosun ile beslenmenin hayvanlara herhangi bir zararı yok, aksine çalışmaların da desteklediği üzere pek çok faktöre olumlu etkisi var. Şöyle anlatayım; günümüzde hayvan yetiştiriciliğinde daha sağlıklı hayvanlara sahip olmak ve elde edilen hayvansal ürünlerin miktar ve kalitesini iyileştirmek amacıyla araştırmacılar yem ya da yem katkı maddeleri olarak alternatif ürünler üzerine olan çalışmalara yoğunlaştılar. Özellikle, bu ürünlerden olan yosunlar önemli bir protein kaynağı olmasının yanında; omega-3 yağ asidi, vitaminler ve mineraller bakımından oldukça zenginler.
Ayrıca bu bitki 2 binden fazla enzim, linoleik asit, araşidonik asit ile büyütme faktörleri ve nükleik asitler de içeriyor. Bu yönleriyle değerlendirildiğinde yosunlar birçok hayvanın beslenmesinde kullanılabilir hale geliyor.
Bu çalışmaların birinde laktasyon dönemindeki ineklerin beslenmesinde kullanılan yosunların laktasyon süresini uzattığı, süt verimi ve kalitesi ile sütteki omega-3 yağ asidi düzeyini artırdığı; buzağılarda da bağışıklık sistemini ve karkas özelliklerini geliştirdiği belirtildi.
Başka bir çalışmada kırmızı deniz yosununun sığırlarda et kalitesi üzerine olumlu etki yarattığı sonucuna varıldı. Son zamanlarda ise kırmızı deniz yosunu olan asparagopsis taxiformis’in besi sığırlarında metan gazı salınımını % 80’in üzerinde azalttığı, kuru madde tüketimini etkilediği, yemden yararlanmayı artırdığı tespit edildi. Bu bağlamda yosunların ruminantlarda kullanımına yönelik çalışmaların artırılması gerekiyor.
Bu hayvanların daha az metan gazı üretmesinin çevreye ne gibi faydaları olabilir?
Ruminantların sindirim sisteminde meydana gelen fermantasyon sonucu ortaya çıkan metan gazının doğaya salınımıyla yemlerle alınan toplam enerjinin önemli bir kısmı (yüzde 2-12’si) kayba uğruyor. Örneğin ergin bir sığırın midesinde oluşan metan miktarı günlük yaklaşık 300 litre olup bunun enerji değeri yaklaşık 4000 kaloriye ulaşıyor. Bu da 550 kilo canlı ağırlığındaki hayvanın yaşama payı enerji ihtiyacının üçte birini oluşturuyor.
Metan, aynı zamanda sera etkisi yaratan bir gaz olduğu için küresel ısınmaya yol açarak ekolojik dengeyi bozuyor. Bu bağlamda mideden metan salınımının azaltılması, söz konusu bu iki olumsuz etkinin bir nebze olsun önlenmesine yardımcı olacaktır. Böylece sadece küresel ısınmanın önüne geçmekle kalmaz, metanla kaybedilen enerji açığını önlediği için hayvanların yemden daha iyi yararlanmasını da sağlayacaktır.
İneklerin küresel ısınmaya bu kadar etki etmesinin ardında hangi insan davranışları yatıyor?
Ruminatlarda geğirme yoluyla atılan metan gazının ekonomik ve ekolojik yönden oluşturduğu zararlarının ortaya konulmasından sonra midede oluşan metan gazı üretiminin azaltılmasına yönelik bazı stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor. Bu yönde yapılan pek çok olumlu etkili çalışma olmasına rağmen, bazı çiftliklerde hayvanlarda metan gazı oluşumunu azaltmaya yönelik olacak şekilde besleme yapılmıyor.