27 yıldır İncirlik'te görev yapan Mehmet Birbiri sekiz yıldır üst üste ABD Hava Kuvvetlerine bağlı Amerikan üslerinde en başarılı Halkla İlişkiler Personeli seçiliyor. Hava Kuvvetleri, birinci seçileceğinden o kadar emin ki artık ikinciyi merak eder oldu. Ve bu yıl aday gösterilmemesini rica etti. Maryland Üniversitesi Avrupa Bölümü'nde Türkçe ve Türk Kültürü dersleri veren Birbiri, 1999'da yılın öğretim üyesi seçildi. Birbiri'yi ilginç kılan bir başka yanı da İncirlik Üssü'nün bir nevi Güzin Ablası olması. Üste yayınlanan Tip of the Sword adlı dergideki ‘‘Ask Mehmet’’ yani Mehmet'e Sor köşesinden Amerikalılar'ın her türlü sorusunu cevaplandırıyor. Bekaretim bozuldu mu Mehmet Abi, diye soran Amerikalı yok ama sokakta çocukların sattığı o susamlı şey ne diyen çok!
Anti-Amerikancıların nefret ettiği bir yerde çalışmak nasıl bir duygu?
- Onların tepkilerini hiç umursamıyorum. Anti-Amerikancıların çoğu burada çalışmak için can atarlar. İkiyüzlülük yapıyorlar. Burada çalışmak benim ulusal duygularıma halel getirmiyor. Üste çalışan bir arkadaşımla tartışırken gavurun parası diye bir laf etti. Rahatsız oluyorsan, istifa et git dedim. Ama o arkadaşım hálá burada çalışıyor.
İncirlik'in altında aslında bizim hiç görmediğimiz bir başka üs olduğu dedikodusu hep var. İncirlik'in altında ne var?
- 1985'ten önce burası kapalı bir kutuydu. İçeriden hiçbir
haber sızmıyordu. O yüzden çok spekülasyon yapıldı. Çok Amerikan filmi izlediğimiz için herşeyin gizli kapaklı olduğunu sanıyoruz. Yeraltında sadece hastanenin alt katı var. O da herhangi bir savaş halinde, üst taraf bombalanırsa alt katta hizmete devam edilebilmesi için. Genelkurmay'ın ya da Türk komutanın bilmediği hiçbir şey yok.
SON SÖZÜ TÜRKLER SÖYLER
Burada hiç kavga olmaz mı? Türk askerleriyle Amerikan askerleri arasında gıcıklık var mı?
- Amerikalılar ve Türkler sadece kontrol kulesinde birlikte çalışıyorlar. Şimdiye kadar hiçbir sorun yaşamadık. Buradaki herkes askeri eğitim aldığı için ‘‘gıcıklık’’ yapmıyorlar birbirlerine. İki taraf da görev sınırını iyi bilir. Türk komutanı tuğgeneral, Amerikalı komutan albaydır. Yani bir sorun olduğunda son sözü Türkler söyler.
Ayıptır sorması siz ajan mısınız?
- İyi ki sordunuz. Bunu bana sormazlar ama bazıları mutlaka bunu düşünüyordur. Amerikalılar Türk ajanı, Türkler de Amerikan ajanı sanabilir.
Ama kesinlikle değilim. İstihbaratınız kuvvetliyse araştırın görün.
Körfez Savaşı sırasında İncirlik Üssü'yle ilgili çok haber yapıldı. Bunların arasında sizi şaşırtan ya da güldürenler oldu mu?
- Basın toplantısı yapılıyordu, İncirlik'te görünmeyen uçak var diye ısrar ediyorlar. Komutan, ‘‘Görünmeyen uçağı ben görmedim, siz gördünüz mü’’ diye sordu. Ama gazeteciler ikna olmadı. Biz bu olayla çok eğlendiğimiz için, kendi gazetemizde bir haber yaptık. Uçak pistine üç tane uçak tekerleği yerleştirdik ve resmini çektik. Gazeteye başlık olarak da, ‘‘Türk basınının bahsettiği görünmeyen uçak pistimize indi’’ dedik.
Siz basın toplantısı yaparken, gerçekten sadece bildiklerinizi mi söylüyorsunuz? Daha fazlasını bilip de söylemiyor musunuz?
- Daha fazlasını biliyorum ama güvenlik nedeniyle söylemiyoruz. Ama kesinlikle bilinmesi gereken bilgileri saklamayız. Yalan söylemeyiz. Eksik söylemektense hiç söylememeyi tercih ederiz.
Bir Amerikan üssünde halkla ilişkiler görevlisi olmakla, bir bankada halkla ilişkiler görevlisi olmak arasında ne fark var?
- Halkla ilişkiler dalında hedef kitle vardır. Bizim hedef kitlemiz farklı. Hizmet ya da mal satmıyoruz. Sadece bilgiyi hizmete sunuyoruz.
Amerikan anayasasında, bilgi topluma açıktır der. Ben bu işe başladığımda hangi bilgi verilir, hangi bilgi verilmez diye önce tereddütlerim vardı. Sonra, ‘‘biz seni bilgi ver’’ diye buraya aldık denince, ben de tek tek gazeteleri arayıp kendimi tanıttım. Üsle ilgili sorularınız olursa beni arayın, sorularınıza cevap vereceğiz dedim. Şoke oldular. İnanmadılar. İnanmaları için sonra ben onları ziyaret etmek zorunda kaldım.
JULİA KIZ KURUSU
27 yıldır hava üssünde çalışıyorsunuz. Uçak kullanmayı öğrendiniz mi, merak ettiniz mi?
- Savaş uçakları dışında, tüm uçaklarda uçtum. En çok tanker uçaklarından etkilendim. Ama uçmayı tabii ki öğrenmedim.
Ocean's Eleven filminin galası İncirlik'te olmuştu. George Clooney şahaneydi ama ya Julia Roberts?
- Ben şoka uğradım. Güzel değildi. Kız kurusu yahu. Ama çok sempatik.
Amerikalı'lar Türkiye'deki popüler kültürle ilgililer mi?
- Bizim gazeteleri çok seviyorlar. Özellikle ikinci ve arka sayfalara bayılıyorlar. Haddinden fazla renkli olduğu için alışık değiller. Politikayla pek ilgili değiller. Başbakanın adını bile çoğu bilmez. Ama bırakın bizim politikacıları kendilerininkini bile bilmiyorlar. Bir tanesi bana, ‘‘Mehmet Başkan, Bush'un ilk adı neydi’’ diye sormuştu.
İncirlik'te sosyal hayat nasıl geçiyor?
- Amerikalılar'ın iki yıl öncesine kadar Adana içinde oturmaya hakları vardı. Ancak son iki yıldır güvenlik nedeniyle hepsi İncirlik Üssüne taşınmak zorunda kaldı. Gece 10'a kadar dışarda kalma imkanları var. Ondan sonra üsse girmek zorundalar. Kafelere, barlara gidiyorlar. Üssün içinde de çok iyi zaman geçiriyorlar. Kulüpler, dj'ler var. Sık sık Amerika'dan müzik grupları geliyor.
Hatırat yazacak mısınız?
Neyi yazıp, neyi yazamayacağımın sınırını çekmekte güçlük çekerim diye yazmamaya karar verdim. Ama ‘‘Ask Mehmet’’'leri kitap haline getirmeyi düşünüyorum.
BİZİMKİLER AMERİKALILAR'I TAVLIYOR
Kim kimi tavlıyor? Amerikalı askerler mi, Adanalı kızlar mı?
- Adanalı kızların böyle bir çabası maalesef var. 3-5 biradan sonra iyi arkadaş oluyorlar. Sadece tavlamakla kalmıyorlar, evleniyorlar. Ama sadece erkek askerler tavlanmıyor ki, kadın askerleri de tavlıyorlar.
PATRONUM ABD MAAŞIM TL
Zenginin parası züğürdün çenesini yorar misali; maaşınızı Türk Lirası mı, dolar olarak mı alıyorsunuz?
- Sizi Allah mı yolladı? Etrafımdaki herkes dolarla maaş aldığımı sanıyor, bir türlü ikna edemiyorum. Bunca yıldır maaşımı hep Türk Lirası olarak aldım. İncirlik'te dolarla maaş alan hiçbir Türk personel yok. Türk parası alırız ve SSK'ya bağlıyızdır. Patron ABD ama paramız Türk parası olarak veriliyor.
ASK MEHMET'TEN SONRA ASK JENNİFER, ASK BRIDGETTürk kültürüyle ilgili herkes teker teker soru soruyordu. Tek tek hepsine anlatmaktansa kendi bünyemizde yayınlanan dergiye yazı yazayım dedim ve Ask Mehmet (Mehmet'e Sor) adıyla bir köşe yazmaya başladım. Derginin ilk sayısı çıktı, hanıma hava atacağım ya, yazımın olduğu sayfayı açtım, masanını üzerine koydum. Baktım bizim hanımdan tık yok. ‘‘Gazeteyi görmedin mi?’’ diye sordum. Yüzüme ters ters bakıp, ‘‘Gördüm, ne bu böyle aşk, maşk’’ dedi. İngilizce bilmediği için ask'ı aşk zannetti.
Bizim gazetede yaptığımız bu köşe çok tutulunca, diğer üsler de aynı şeyi yaptılar. Ask Bridget, Ask Jennifer, Ask Michael'a başladılar. Yaptılar ama bir süre sonra köşelerini kapatmak zorunda kaldılar. Çünkü bizim kültürümüz o kadar geniş ki sor sor bitmiyor. Daha sonra bu bölüm bizim üs içindeki kapalı devre televizyonumuzda da program olarak yapılmaya başladı. Televizyonda canlı telefon bağlantıları kuruluyor.
Bir arkadaşım geçenlerde bana baharatlı bir sakız verdi. Özellikle bunun Manisa'da yapıldığını ve her derde deva olduğunu söyledi. Bana bu sakızın hikayesini anlattı ama anlamadım. Nedir bunun hikayesi ve başka nerede bulabilirim?
Alışverişe çıktığımda, mutlaka girdiğim her dükkan, ‘‘Lütfen oturun, bir çay ikram edelim’’ diyorlar. Niye tanımadıklarını oturtuyorlar ve çay ikram ediyorlar. Oturmalı ve çay içmeli miyim?
Sokakta donut'a benzeyen susamlı bir şey gördüm. Özellikle çocuklar satıyordu. Nedir onlar?
Aralık ayında akşam Sabancı Camii'nin minarelerinde çok güzel ışıklandırmalar vardı. Ertesi gün fotoğrafını çekmek için gittiğimde ışıklar yanmıyordu. Neden hergün aydınlatılmıyor?
Portakal ağaçları gördüm ve kopartıp yedim. Ama çok acıydı, yiyemedim. Bir portakal türü mü, yoksa limon türü müydü? (Turunç'tan bahsediyor)
Dikkat ediyorum, Türkler birbirlerine ‘‘merhaba’’ dediklerinde, ya ellerini karşısındakinin sırtına dokunuyor, ya da başını okşuyor. Bu bir tür Türk geleneği mi? Anlamı ne?
Bir otelde kalıyorduk. Fiyata oda, kahvaltı dahildi ve inanılmaz ucuzdu. Fakat kahvaltıya indiğimizde gözlerime inanamadım. Masada peynir, zeytin, domates, salatalık, ekmek, yağ ve reçel vardı. Türkler her sabah kahvaltıda bunları mı yiyor, yoksa sadece o otele özgü müydü?
ASK MEHMET'E AMERİKALI'LARIN SORULARIİncirlik Üssü, 1951'de kurulmaya başlandı. 1954'de Amerikalılar geldi.
Üs, 15 bin dönüm arazi üzerine kurulu. Asker, asker ailesi ve sivil olarak 4500 nüfusu var.
Bekar askerlerin İncirlik'teki görev süresi 15 ay, evli askerlerin ise 2 ya da 3 yıl.
İncirlik kasabası, adını eskiden bölgedeki incir ağaçlarının yoğunluğundan almış.
Adı Sürekli Değişen Üs10. Müfreze
Hava Atış
Bombardıman
Destek Grup Komutanlığı
İncirlik Üssü
İncirlik Tesisi
10. Tanker Üs Komutanlığı