Güncelleme Tarihi:
Polis 15 Ekim’de Suudi yetkililerin gözetiminde başkonsoloslukta, 17 Ekim’de ise başkonsolosluk rezidansı ve araçlarda inceleme yaptı. Rezidanstaki incelemeler sırasında, bahçedeki kuyunun suyu da boşaltılmak istendi. Ancak Suudi yetkililer, suyu boşaltmak için gelen itfaiyecilerin isimleri aramaya katılacaklar listesinde yer almadığı için rezidansa sokmadı. Bunun üzerine önceki akşam kuyuda kamerayla inceleme yapıldı ve sudan örnekler alındı. Yapılan kriminal incelemede, suda herhangi bir DNA örneğine rastlanmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada ilginç bir detay da ortaya çıktı. Suudi Arabistan Başkonsolosluğu yetkililerinin araçlarda yapılacak aramalar öncesinde, araçların tümünü oto kuaföre götürdüğü ve detaylı temizlik yaptırdığı anlaşıldı. Temizlik yapılan araçlar arasında, Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolduğu gün başkonsolosluk binasından rezidansa giden ve 3 gün boyunca garajdan çıkartılmayan 34 CC 1685 plakalı Mercedes Vito minibüs de bulunuyor.
KÂHİNLER ARIYOR
Bu arada İstanbul Emniyeti’ne yurtdışında ‘kâhin’ olarak bilinen kişilerin İnterpol aracılığıyla, yurtiçinde bulunan bazı kişilerin de cesedin yerini rüyalarında gördüklerini söyleyerek ihbarda bulunduğu belirtildi. Sultangazi’deki otoparkta bulunan diplomatik plakalı Mercedes’in bagajından çıkan elbiselerin de otomobili bırakan konsolosluk görevlisi Muhammed Ö.’ye ait olduğu tespit edildi.
KAŞIKÇI İÇİN DERNEK
“Dünya Çapında Cemal Kaşıkçı’nın Dostları Derneği”nin kuruluşu da dün saat 18.00’de Başkonsolosluk önünde yapılan eylemle Mısırlı muhalif Lider Eymen Nur tarafından açıklandı. Derneğin kurucuları arasında, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay da yer aldı.
‘KAÇIRILDIĞINI DÜŞÜNDÜK’
Aktay, şöyle konuştu: “İstedikleri kadar örtmeye çalışsınlar, çırpındıkça batmış olurlar. Kaşıkçı’nın planlanarak, Riyad’dan kalkan iki uçak dolusu insan tarafından öldürüldüğü çok açık.
Haber verildiği zaman saat 16.41’di. Biz ilk etapta, ihbarı aldığımız anda kaçırılma ihbarını aldık. Öldürülme ihbarını almadık. Cesedinin kaçırılma ihmali olsa bile onun havalimanında birileri tarafından kaçırılma ihtimalini değerlendirdik ve öyle bir şey olmadığını gördük. Havalimanında yapılan kontroller Kaşıkçı’nın sığabileceği bir paket veya kendisi bizzat kaçırılma ihtimali üzerinde duruldu. Olmadığı ortaya çıktı. Öldürülmüş olabileceğini 5 gün sonra tespit edebildik. ”