Güncelleme Tarihi:
Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu, Sezgin Tanrıkulu ve Faik Öztrak’la birlikte Hürriyet’le kahvaltıda buluşan Kılıçdaroğlu, “Karizmatik değil, elini masaya vurmuyor, yeterince sert değil” değerlendirmelerine, “Benim elimde sabır sopası var, o kadar oldu” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
CHP’den Esad için Samos mektubu - Fatih Çekirge yazıyor
İyi bir CHP olacak
Kurultay bittiğinde iyi bir CHP göreceksiniz. Kurultaylardan şikayet ediyoruz ama bütün kurultaylardan CHP yenilenerek çıktı. Her seferinde bir değişim yaşadık. Bu seferde böyle olacak. Kartacalı Komutan Hannibal ‘Ya yeni bir yol bulacağız ya yeni bir yol yapacağız’ diyor. Öyle! Başka bir seçenek yok.
Garabetten kurtaralım
Ben tüm eski ANAP, DYP ve DP’lileri CHP çatısı altına bekliyorum. Geldiğimiz süreçte ya Türkiye’yi daha totaliter bir yapıya doğru ya da özgürlükçü bir yapıya doğru götüreceğiz. Türkiye totaliter bir ortama doğru gidiyor. Bu gidişten rahatsız olanlar, bu gidişi engelleyecek bir eylem koymalı. CHP’ye destek vermeliler. Önce Türkiye’yi bu garabetten kurtaralım, sonra oturup diğer yollar konusunda da konuşuruz.
Elimde sabır sopası var
Karizmatik bulunmadığım söyleniyor. Ama bana alışmak zorundasınız (Gülerek) Farklı bir anlayışı demokrasiye getirmek lazım. Benim elimde sabır sopası var, o kadar. Bir Çin hikâyesi vardır: ‘Üç kardeşim vardı, üçü de doktor. En büyük kardeşim hasta geldiği gün tedavi ederdi. Kendisi öldüğünde kimse fark etmedi. İkincisi hastalık tüm eyalete yayıldıktan sonra tedaviye başladı ve hastalığı önledi. Öldüğünde tüm eyalet arkasından ağladı. Üçüncüsü hastalık tüm ülkeye yayıldıktan sonra tedaviye başladı, başarılı oldu. Öldüğünde ülke arkasından ağladı.’ Şimdi hikâyeye göre son ikisi sorun yaratıp, sorunu çözen doktorlar. Karizmatik mi oluyorlar yani? Karizmayı biz böyle ortaya koyarsak demokrasiye ihanet etmiş oluruz. Biz hasta geldiğinde tedavi etmemiz lazım. Ben öyleyim. Samimi dürüst, sözünün arkasında duran, insana saygısı olan bir lider tipi ortaya koymamız lazım.
Sol dili kullanacağız
Sol, sosyal demokrat siyaset dilini daha fazla kullanacağız. Kurultayımızda da demokrasi ve özgürlüğü ön plana çıkarıyoruz. İnsan haklarını ön plana çıkarıyor, demokrasinin sağlıklı gelişmesinin önündeki en büyük engel olan iktidar baskısını ortadan kaldıracağımızı söylüyoruz. Sosyalist Entarnasyonel yönetimine de gireceğiz.
Yollarımızı ayıracağız
Öyle il ilçeler var ki sanki ‘Seçim olsun, genel merkezden para gelsin. Onunla geçinelim’ diyor. Bunları parça parça yıkmaya, kırmaya çalışıyorum. 30 yıldır ilçe başkanıyım, ‘Ne yaptın 30 yıl?’ Hiç bir şey yapmamış. Kusura bakma arkadaşım, yollarımızı seninle ayıracağız.
Erdoğan cumhurbaşkanlığını çantada keklik görmesin
Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığını çantada keklik görüyor. Yok böyle bir şey. Kendisiyle sorunu olan, kendisiyle kavgalı olan, insanları aşağılayan, toplum üzerinde baskı kuran bir insan nasıl bu ülkede cumhurbaşkanı olur? Sağduyusu olan bir insan, nasıl böyle birini cumhurbaşkanı olarak kabul edebilir? Ben halkın böyle bir cumhurbaşkanına izin vereceğini düşünmüyorum. Kendilerine göre bazı hesapları olabilir, ama başarılı olamayacaklar. Halkın sağduyusuna güveniyorum ben. Cumhurbaşkanlığı farklı bir yer. Cumhurbaşkanı olabilmeniz için toplumun bütün değerlerine saygılı olmanız lazım.
Neden kadın olmasın
Herkesin saygı duyduğu, cumhurbaşkanlığı makamına yakıştırdığı, bilgisi, birikimi, yabancı dili olan biri olabilir. Ama cumhurbaşkanlığı için önereceğiniz kişinin koyu bir partili olmaması gerekiyor. Böyle çok kişi var Türkiye’de. Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, çağdaş hukuk devleti ilkelerine bağlılığını kanıtlamış, yazılarıyla, duruşuyla bunu göstermiş kişiler aday olurlar tabii. Biz CHP olarak böyle bir aday gösteririz. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na bir kadının 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde yakışacağına inanıyorum. Neden bir kadın aday olmasın?
Tutukluyu ‘mahkûm’ olarak algılıyor
Sayın Başbakan ‘Tutuklu milletvekillerini neden aday gösterdiniz?’ diyor. Demokrasiye olan inançsızlığın göstergesi. Tutukluyu, mahkum olarak algılıyor Başbakan. Demokrasinin önündeki en büyük tehlike. Tutukluyu mahkum olarak görüp, topluma böyle yansıtan birinin, ülkeye demokrasi getirmesi mümkün değil. Başbakan Silivri’ye yasanın onlar için çıkmadığı haberini gönderiyor. Doğru. Bu yasa elinde telle insan boğanların hapisten çıkması için çıktı. Toplumun vicdanı rahatsız burada. Kendi bakanları bile rahatsız. Sayın Ertuğrul Günay’ın açıklamaları ortada.
Şam’da gezdiler
Suriye’deki Baas yönetimine asıl destek veren, gidip onunla Şam sokaklarında gezen Erdoğan’dı. Biz hiç destek vermedik. Tam tersine eleştirdik. Ama Sayın Başbakan CHP’ye çatarak kendi ayıbını kapatmaya çalışıyor. Ne yaparsa yapsın dış politikada AKP sınıfta kalmıştır.
Kurtulmuş ve AK Parti
Sayın Erdoğan’ın çağrısı yeni değil aslında, defalarca benzer çağrılar yaptığını biliyoruz. Her seferinde Numan Bey ‘Gelmem’ dedi ve gerekçelerini kamuoyuyla paylaştı. ‘Kul hakkı, ABD’nin bölgedeki taşeronu, firavun’ gibi suçlamalarda bulunarak reddetti çağrıları. Bu sefer Numan Bey’e bir söz verilmiş olduğu görülüyor. Örneği İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı ya da Erdoğan sonrası AKP’nin genel başkanlığı gibi. Bu sözlerin sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. O zaman bu ‘Düşüncelerini insanlar koltuk uğruna satıyorlar’ demektir. Eğer bu nedenlerle gitmişse, ben bunu Numan Kurtulmuş’a yakıştıramam.
Bekaroğlu gelirse memnun olurum
Sayın Mehmet Bekaroğlu CHP’ye gelirse mutluluk duyarız. Onun duruşu, ilkeleri ortada, hepimizin saygı duyduğu bir insan. Benim de şahsen saygı duyduğum bir insan.
Diyarbakır olayları
Gösteri özgürlüğü var, anayasada. Bir hukuk devletiyseniz gereğini yapmak zorundasınız. Mitinge izin verirsiniz, olayların çıkmasını da güvenlik güçlerinizle önlersiniz. Demokrasilerde olması gereken budur. Yasakçı anlayışıyla ortaya çıkarsanız toplumu gerginleştirsiniz. Diyarbakır bunun örneğidir.
Adama bağlı siyaset partiyi bitiriyor
Parti geleneğinden gelen arkadaşlar, il ve ilçe seçimlerine önem verirler. ‘İl ilçe seçimlerinde seçilenler benim yanımda dursunlar, al takke ver külah gidelim’ anlayışı biraz da. Bu gelenekten gelen arkadaşların, bir ilde seçimler bekledikleri gibi gelişmiyorsa dünyaları yıkılıyor. Ben bunu kabul etmiyorum, doğru da bulmuyorum. Özellikle partinin önemli bir karar organı olan MYK’da görev alacak olanlar, il seçimlerine doğrudan müdahale etmemeli. Bu kültürden bizim uzaklaşmamız lazım. Bunu yerleştirmeye çalışıyorum. Bütün parti yöneticileri bunu bilsin. Yoksa adama bağlı siyaset gelişiyor, adama bağlı siyaset de partiyi bitiriyor. Bazı arkadaşlarımız yaptı bunu. Bu tablo içerisinde sanıyorum gerçekleri Gürsel Bey daha net görmüştür.
Ayrı bir dünyası var
Eşimin kurultayla ilgili özel bir hazırlığı yok. Kendisi ayrı bir dünyada. O benim sıkıntılarımı görüp söyleyecek bir şey bulamıyor.
Kurultaya katılacak
Sayın Deniz Baykal ve Sayın Önder Sav’la görüşmedim. Sayın Önder Sav’ın kurultaya katılacağı bana söylendi. Eski Genel Sekreterimizin kurultaya katılmasını ben de çok arzu ederdim ve katılacak. Umuyorum Sayın Baykal da katılacak. Kimse meraklanmasın, ilk günün akşamı listeler matbaaya gitmiş olacak. Üçüncü güne sarkmayacak seçimler. Mevcut MYK üyeleri olacak anahtar listede.
Kesin PM’deler
PM için adı geçen isimlerin çoğunu ben de sizin gibi gazetelerden okuyorum. Örneğin gazetecilerden Uğur Dündar’ın, Can Dündar’ın, Müyesser Yıldız hanımefendinin isimleri geçti. Şunu söyleyebilirim, gazeteciler olmayacak. Son anda ne olur bilmiyorum ama şu aşamada olmayacaklar. Şafak Pavey’i ya da Burhan Şenatalar hocayı söyleyebilirim yeni PM için.
Araştırmaya benden başlayın
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun, “28 Şubat sürecinde tartışılan isimlerin mal varlıklarını araştıracağı” haberleri üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Önce bu ülkeyi yönetenlerin, siyasi liderlerin mal varlıkları araştırılsın. Benim mal varlığımın araştırılmasından başlansın. Ben gocunmuyorum” önerisinde bulundu. Kurultay öncesi dün il başkanlarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, toplantı öncesinde özetle şunları söyledi: “Efendim, 28 Şubat sürecinde tartışılan, hakkında soruşturma açılan isimlerin mal varlıkları araştırılacakmış. Gayet güzel, hiç itirazımız yok. Ama önce bu ülkeyi yönetenlerin, siyasi liderlerin mal varlıkları araştırılsın. ‘Kızıma 20-25 bin gönderin’ diyen kişiler bunu hangi gerekçeyle hangi iş adamından niye istiyorlar, bunlar araştırılsın. Önce buradan başlayalım. Balık baştan kokmasın. Ben şimdi buradan bir teklifte bulunuyorum; önce benim mal varlığımın araştırılmasından başlansın. Ben gocunmuyorum. Halkı yöneten, yönetme erkine sahip olan insanın önce kendi halkına hesap verme sorumluluğunu üstlenmesi lazım.”