İnançların deprem yorumu

Güncelleme Tarihi:

İnançların deprem yorumu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Barkan Ersoy adlı 13 yaşındaki bir öğrenci, internetten ülkelerin deprem inançlarını araştırdı

Barkan Ersoy’un Cumhuriyet Gazetesi’nin Bilim ve Teknik Dergisi'nde yeralan araştırmasında, depremi insanların çok farklı yorumladıkları ortaya çıktı. Yeryüzünüdeki çeşitli toplumlar depremi dinsel ve mitolojik anlayışlarla açıklamaya çalışıyorlar:

Hindistan: Dünya, bir kaplumbağanın üzerinde duran dört fil tarafından tutulmaktadır. Kaplumbağa da bir kobranın üzerinde dengede durmaktadır. Bu hayvanlardan herhangi biri hareket edince, dünya sallanır.

Assam (Bangladeş ve Çin'in arasında): Dünyanın içinde yaşayan bir insan ırkı vardır. Bu insanlar, yer yüzeyinde insan olup olmadığını anlamak için zaman zaman yeri sallarlar. Çocuklar sarsıntıyı hissettiklerinde, ‘‘Yaşıyorum, yaşıyorum’’ diye bağırdıkları zaman dünyanın içindeki insanlar yer yüzeyinde insan olduğunu anlarlar ve sarsıntıyı keserler.

Sibirya: Dünya bir kızak üzerindedir ve bu kızağı kullanan kişi Tanrı Tuli'dir. Birkaç pireli köpek de bu kızağı çekmektedir. Köpekler kaşınmayı durdurduklarında dünya sallanır.

Meksika: El Diablo isimli bir canavar, dünya üzerinde dev yarıklar açmaktadır. Bu yarıklar da şimdiki faylardır. O ve şeytansal arkadaşları yeryüzünü karıştırmak istedikleri zaman bu dev yarıkları kullanmaktadır. Ve deprem olmaktadır.

Mozambik: Dünya yaşayan bir yaratıktır ve problemleri insanlarınki ile aynıdır. Bazen yaratık ateşlenir ve üşür, biz de titrediğini hissederiz.

Belçika: Dünya üzerinde yaşayan insanlar aşırı günahkár oldukları zaman, tanrı insanlara gezegenimizi çevreleyen havayı savurmak üzere kızgın bir melek gönderir. Meydana gelen fırtınalar, dünyada bir dizi şok şeklinde hissedilen bir müzik tonu yaratır.

Doğu Afrika: Büyük bir balık, üzerinde bir taş taşımaktadır. Bir inek de o taşın üzerine oturmuştur ve dünya da ineğin bir boynuzunun üzerinde dengelenmiştir. İneğin boynu ağrıdığı zaman dünyayı boynuzu ile fırlatıp diğer boynuzunda tutmaktadır. Böylelikle de yer sallanmaktadır.

Romanya: Dünya üç direk üzerinde durmaktadır. Yardımseverlik, umut ve güven. İnsanoğlu bu öğelerden birisini veya birkaçını kaybederse direklerin taşıma gücü azalır ve dünya sallanır.

Yeni Zelanda: Dünya adlı Anne'nin karnında bir çocuk vardır. İsmi Genç Ru'dur. Ru ne zaman Dünya Anne'nin karnını tekmelerse o zaman dünya sallanır.

Kızılderililer: Bir gün Chickasaw şefi Choctaw prensesine aşık olmuş, şef çok yakışıklıymış, fakat ayağının birisi yamukmuş, bu yüzden de ismi Aksakayak'mış. Daha sonra şef prensesi istemiş ve prensesinin babası reddetmiş. Bunun üzerine şef ve ordusu prensesi kaçırmış ve hep birlikte evliliklerini kutlamaya başlamışlar. Ama Büyük Ruh, çok sinirlenmiş ve ayağını yere hızla vurmuş. Meydana gelen sarsıntı Mississipi Nehri'nin taşmasına neden olmuş. Böylece düğündeki herkes boğulmuş. (Mississipi Nehri'nin yanındaki Aksakayak Gölü 1812 yılındaki Yeni Madrid depreminden sonra oluşmuştur.)

Batı Afrika: Dünya büyük bir dağ ile bir devin arasındaki bir yatay bir disk şeklindedir. Devin görevi dünyayı, karısınınki ise gökyüzünü taşımaktır. Dev karısına her sarılışında dünya sallanır.

Hindistan: Yedi tane yılan gardiyan cennetin en alt noktasında 7 odayı korumakla görevlendirilmiştir. Bu gardiyanlar aynı zamanda sırayla dünyayı tutmaktadırlar. Gardiyanlar görevleri birbirlerinden devralırken dünya sarsılmaktadır.

Litvanya: Drebkuhls isimli bir tanrı cehennemde yürürken dünyayı da kollarında taşır. Drebkuhls ne zaman kötü bir gün geçirirse o zaman tanrının elleri yorulmaktadır ve tanrının taşıma gücü azaldığı için dünya sallanmaktadır.

Kolombiya: Dünya ilk oluştuğunda üç tane kalas üzerinde duruyormuş. Fakat bir gün Chibchacum isimli bir tanrı Bogota ovasının sular altında kalmasının çok eğlenceli olacağını düşünmüş ve bir sel meydana getirmiş. Bundan dolayı Chibchacum dünyayı omuzunda taşımak üzere cezalandırılmış. Sonra Chibchakum çok sinirli olmuş ve zaman zaman kızdığında dünyayı sallamaya başlamış.

İskandinavya: Tanrı Loki erkek kardeşinin ölümünden dolayı cezalandırılır ve yeraltındaki bir mağaraya kapatılır. Kafasının üzerindeki bir yılan da durmadan zehirini damlatır. Loki'nin kız kardeşi de bir kapta bu zehiri toplar. Zaman zaman kızkardeşi kabı boşaltmak üzere oradan ayrılır. O durumda da zehir Loki'nin yüzüne damlar. Zehir damlalarından kurtulmak için Loki eğilip kafasını oynattıkça yer sarsılır, deprem olur.

Yunanistan: Aristotle ve William Shakespeare'e göre, Henry adlı oyunda kuvvetli, vahşi bir rüzgárlar yeraltındaki mağaralarda tutulmaktadır. Kaçmak için uğraştıklarında verdikleri mücadele depremlere neden olurlarmış.

Japonya: Japon adalarını sırtında taşıyan büyük bir kedi balığı (ya da Namazu) denizin altında kıvrılmış halde durmaktadır. Diğer taraftan tanrı Daimyojin kafasının üzerinde çok ağır bir taş olduğundan hareket edememektedir. Bir ara Namazu hareket ederek Naimyojin'in dikkati dağılır ve yer sarsılır.

Orta Amerika: Dünya dört köşesinde dört tanrı bulunan bir kare şeklindedir. Yeryüzünde nüfus arttığında fazlalığı dökmek için bu kare alanı sallarlarmış.

Deprem sözlüğü

17 Ağustos depreminin ardından günlük yaşamımıza giren ‘deprem’ ve ‘deprem bilimi’ kelime dağarcığımızı da geliştirdi. Basın yayın organlarında, nefesimizi tutarak okuduğumuz ya da izlediğimiz deprem haberleri, yeni bir terminolojiyi de dilimize soktu.

Yapı Kredi Yayınları'nın üç ayda bir yayınlanan Cogito Dergisi, ‘Deprem Özel Sayısı’nda bir deprem sözlüğü yayınlayarak, bilimsel açıklamalarda yer alan kavramların anlamlarını tek tek sıraladı. İşte deprem sözlüğü:

Artçı Deprem (Aftershock): Ana sarsıntıdan sonra yer kabuğunda bozulan dengenin sağlanamsı için meydana gelen küçük deprem.

Aktif Sismik Kuşak (Seismic Belt): Uzunlamasına uzanan deprem kuşağı. Dünya depremlerinin yüzde 60'ı Pasifik Çevrimi Kuşağı'nda ortaya çıkar.

Asimistik (Aseismic): Sismik olmayan, depremle ilgisiz.

Büyük Deprem (Great Earhquake): Richter ölçeğinde 8 ve üstünde büyüklüğü olan deprem.

Büyüklük (Magnitude): Bir depremin kuvvetinin ya da ortaya çıkardığı gerilim enerjisinin sismografik gözlemlere dayanılarak ölçümü. 1935'te Charles Richter tarafından geliştirilen logaritmik bir ölçeği temel alır.

Cisim Dalgası (Body Wave): Dünyanın içme özelliğine sahip olan sismik dalga. P ve S dalgaları cisim dalgalarıdır.

Çekirdek (Core): Dünyanın en içteki katmanı, iç çekirdek katıdır ve 1300 kilometrelik bir yarı çapa sahiptir. Dünyanın yarı çapı 6 bin 371 kilometredir. Dış çekirdek sıvıdır ve yaklaşık olarak 2 bin 300 kilometre kalınlığındadır. S dalgaları dış çekirdekten geçmez.

Deniz Dalgaları (Tsunami): Okyanus tabanında meydana gelen büyük çaplı hareketlenme sonucu ortaya çıkan dev deniz dalgaları.

Deprem (Earthquake): Yerin, yüzeyin altındaki kayaların ani hareketi sonucunda silkinmesi.

Deprem Fırtınası (Earthquake Swarm): Sınırlı bir alanda ve sürede gerçekleşen, ana şoktan ayrı, bir dizi küçük deprem.

Elastik Dalga (Elastic Wave): Bir tür elastik deformasyon (etki eden güçler, ortadan kalktığında yok olan bir şekil değişikliği) sonucu ilerleyen dalga. Sismik dalgalar buna örnektir.

Episantır-Merkezüstü (Epicenter): Yerkabuğu içinde bulunan odak noktasının, yer yüzündeki iz düşümü.

Episantır Uzaklığı: Yeryüzündeki bir noktadan episantıra olan uzaklık.

Fay 'Kırık' (Fault): Yerkabuğu ve üst mantoda, kaya tabakalarının, koptuğu ve kaynadığı yerdeki zayıf nokta. Başka bir deyişle, yerkabuğundaki deformasyon enerjisinin artması sonucu, kayaç kütlelelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kaymasıyla ortaya çıkan kırık. Faylar, depremler sonucunda ortaya çıkar. Depremlerde, daha önceden var olan faylar boyunca ortaya çıkar.

Faz (Phase): Farklı bir tür sismik dalganın gelişini belirleyen ve sismogramda görülen bir hareket ya da osilasyon.

İlk Varış (First Arrival): Bir kaynaktan gelen sismik dalgaya atfedilen ilk kayıtlı sinyal.

İzoseist (İsoseimal): Yeryüzünde deprem şiddetinin aynı olduğu noktaları birbirine bağlayan eğri.

Kırılma (Refract): Bükülme ya da yön değiştirme.

Kıtasal Kayma (Continental Drift): İlk kez Alfred Wegener tarafından öne sürülen ve dünya kıtalarının başta tek bir parça olduğunu söyleyen kuram. Kara parçaları, buradan koparak, uzaklaştı ve kıtaları oluşturdu.

Büyük Deprem (Major Earthquake): Richter ölçeğinde büyüklüğü 7 ile 7.99 arasında olan deprem.

Merkezi Varış Açısı (Central Angle): Merkez üssü, yerin merkezi ve kayıt istasyonu arasındaki açı.

Mikro Deprem (Microearthquake): Richter ölçeğinde büyüklüğü 2 ya da daha düşük olan deprem.

Odak (Focus, Hypocenter): Depremin yerkabuğu içinde başladığı ve enerjinin açığa çıktığı nokta.

Odak (Focus): Bir depremin ilk hareketinin ve elastik dalgalarının kaynağı olan yerin içindeki nokta.

Odak uzaklığı: Yeryüzündeki bir noktadan, odağa olan uzaklık.

Öncü Deprem (Foreshock): Daha büyük bir depremden ya da ana şoktan bir kaç saniye ya da bir kaç hafta önce gelen ve büyük depremin kırılma alanının içinde ya da yakınında ortaya çıkan küçük titreme.

Periyod (Period): İki dalga tepesi arasındaki zaman.

Richter Ölçeği (Richter Scale): Bir depremin kuvvetini ölçmeye yarayan sistem. 1935'te Charles Richter tarafından geliştirilmiştir. Matematiksel formüllerden oluşur, fiziksel bir araç değildir.

Sismik (Seismic): Depremle ilgili olan.

Sismik Deniz Dalgası (Seismic Sea Wave): Denizaltı depremi sonucu ortaya çıkan tsunami.

Sismik Kaynak (Seismic Source): Deprem tehlikesi yaratabilecek bölgeler. Bu bölgeler, uygulamada nokta, çizgi ve alan biçiminde dönüştürülmüşlerdir.

Sismik Sabit (Seismic Contstrant): Deprem riskleriyle ilgili yapı kodlarında, bir binanın dayanması gereken hızlanma değeri.

Sismik Zon (Seismic Zone): Depremlerin olduğunun bilindiği bölge.

Sismograf (seismograph): Yerin hareketlerini, özellikle de depremleri kaydeden cihaz.

Sismogram (Seismogram): Depremin bir sismograf tarafından kaydedilen, yazılı kaydı.

Sismolog (Seismologist): Deprem bilimci.

Sismometri (Seismometry): Depremle ilgili ölçümleri konu alan dal.

Şiddet (Intensity): Her hangi bir derinlikte olan bir depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki gücünün ölçüsü. Deprem şiddetini belirlemek için yapılan ve depremin insan, eşya, yapı ve yere yaptığı etkilerin derecesine dayanan ölçek.

Şiddet (Intensity). Belirli bir yerdeki depremin insanlar, yapılar ve toprak üzerindeki etkisinin ölçüsü. Şiddet yalnızca depremin büyüklüğüne değil merkez üssünden uzaklığına ve o yerin yapısına bağlıdır.

Teknonik (Tectonic): Yer kabuğunun biçim değiştirmesi sonucunda ortaya çıkan yapıya ilişkin. (Yapı:Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları sonucu birbirleriyle ilgili durumları)

Tekrarlama Aralığı (Recurrence Interval): Sismik olarak aktif bir bölgede depremler arasındaki ortama süre.

Yansıma (Reflect): Bir yüzden sekme.

Yırtılma Zonu (Repture Zone): Bir deprem sırasında faylanmanın meydana geldiği yeryüzü alanı. Toplu iğne başından, yüzlerce kilometrelik bir alana kadar değişebilir.

Zemin İvmesi (Ground Acceleration): Zemin üzerindeki bir birim kütlenin üzerine deprem nedeniyle gelen kuvvetin ölçüsü olan zemin hareket parametresi. Deprem sırasında yapıyı etkileyen yanal yükler, zemin ivmesinin sonucu olarak ortaya çıktığından, yapı mühendisliğinde en yaygın kullanılan parametre, en büyük zemin ivmesidir.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!