Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2007 00:00
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 6’ncı Gözden Geçirme ve Enflasyon Konsültasyonu ve 4’üncü Madde çerçevesinde hazırladığı ülke raporlarıyla Mali Sistem İstikrar Değerlendirmesi ülke raporu yayınlandı.
Hazırlayan uzmanların görüşlerini yansıttığı belirtilen, 3 Mayıs tarihine kadar elde edilen verilen ışığında hazırlanan "Türkiye: Mali Sistem İstikrar Değerlendirmesi" adlı raporda, Türkiye’nin mali sisteminin son 5 yılda belirgin şekilde güçlendiği belirtildi. Raporda bu gelişmenin hızlı bir şekilde sürdüreceği, uluslar arası entegrasyonunu daha fazla sağlayacağı olasılığı bulunduğu belirtilirken, "Bu süreç sağlamlığının korunması için dikkatli bir şekilde yönetilmelidir" denildi.
KURUMLAR ETKİLENEBİLİR: "Risk faktörleri ve hassasiyetler" bölümünde mali sistemin, önlem gerektirebilecek herhangi bir büyük ve acil tehdit karşısında bulunmadığı vurgulanırken, hassasiyetlerin ise varlığını koruduğu kaydedildi. Bu sonucun kapsamlı bir "stres testi" sınamasıyla elde edildiği belirtilen rapora, "Bir dizi kurum, risk unsurlarına bağlı olarak şoklardan önemli biçimde etkilenebilir" denildi. Raporun "Ülke riski" bölümünde büyük kamu sektörü borcunun, dış şok ya da iç siyasi belirsizliklerden kaynaklanan değer kayıpları gibi durumlarda karlılık, borç ödeme yeterliliği ve likidite üzerinde hassasiyet oluşturduğu kaydedildi.
BANKALARIN DÖVİZ RİSKİ: Dövizle kredinin banka kredilerinin yaklaşık üçte birini oluşturmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, bu durumun bankaları kredi riski üzerinden dolaylı olarak döviz riskiyle karşı karşıya bıraktığı da kaydedildi. Raporda, "Öyle görünüyor ki ihracatçı olmayanlara dövizle borçlanma kısıtlamaları kimi zaman, örneğin offshore döviz kredisi vererek ya da dövize endeksleme yaparak aşılıyor" denildi.
Türkiye’nin risk unsurları
Büyük cari işlemler açığına bağlı makroekonomik istikrarsızlık: Türkiye uluslararası yatırımcı duyarlılığına bağlı kalmayı sürdürüyor.
Makroekonomik ve mali piyasa istikrarsızlığının mirası: Ekonomi yönetiminin kredibilitesi güçlenmişse de tasarrufçular ve yatırımcıların güveni hala kırılganlığını koruyor.
Hızlı kredi artışından kaynaklanan riskler: Konut kredi ve kredi kartı dahil yeni alanlara yönelik hızlı kredi genişlemesinden kaynaklanan riskler yeni borçluları içine alıyor.
Bankaların taşıdıkları faiz oranı riski: Risk temelde bir yanda kamu menkul kıymetleri ve konut kredileri, diğer yanda mevduat hesapları arasındaki vade uyumsuzluğu nedeniyle yüksek.