İmamoğlu’ndan iki ayrı ifade: Anayasal bir hak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında bir programda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesini tehdit ettiği ve bazı soruşturmalarda görevli bilirkişiyi hedef göstererek yargı görevini yapmasını etkilemeye teşebbüs ettiği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. 2 soruşturma kapsamında İmamoğlu, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret”, “tehdit”, “terörle mücadele görev almış kişileri hedef gösterme” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarından savcılık tarafından ifadeye çağırıldı. Ekrem İmamoğlu, dün sabah Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na giderek ‘şüpheli’ sıfatıyla ifade verdi. İmamoğlu’na eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP İstanbul ilçe belediye başkanları, CHP İstanbul ilçe başkanları, CHP’li milletvekilleri ve çok sayıda partili destek için adliyeye geldi.

1 SAAT 40 DAKİKA İFADE VERDİ

İmamoğlu Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından alınan ve 1 saat 40 dakika süren ifadelerinde özetle şunları söyledi:

- “Üzerime isnat edilen suçlamaları anlamadım. Bugün burada bulunmamın nedeni hukuken değil, talimatların egemen olduğu bir düzenden kaynaklandığını düşünmekteyim. Şöyle ki, ben ‘Hak yemem ama hakkımı yedirmem’ diyerek seçilmiş bir kişiyim ve sözümün eriyim. İsnat edilen suçlar ve bağlantı olarak dediğim şeyler belli. Burada da tekrar ediyorum. Biz hukukun talimatla değil evrensel ilkelerle işleyeceği bir gelecek için çalışıyoruz. Çocuklarımız da gelecek kuşaklar da adaletin sıcaklığıyla huzur içinde uyuyabilsinler diye.

BABA ŞEFKATİYLE SÖYLEDİM

- Bir ağabey, bir baba şefkatiyle sarf ettiğim sözlerimi tehdit olarak görmek bağımsız yargıyı, gerçek adaleti tehdit olarak görmek demektir. Bu sözlerimden ancak yargı üzerindeki hâkimiyetini kaybetmekten korkanlar tehdit olarak algılayabilir. Benim sözlerimde tehdit ve hedef göstermek yoktur. Benim yaptığım ifade özgürlüğüdür ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. Bence asıl tehdit ‘turpun büyüğü heybede’ diyerek yargıya doğrudan müdahale edenler tarafından yapılmaktadır.

- Bence bu siyasi soruşturmanın cevabını millet sandıkta verecektir. ‘Başsavcı sana söylüyorum...’ şeklinde devam eden konuşma içeriğinde kimsenin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek söylem ve hitap içerisinde bulunmadım. Kimsenin kendisi veya yakınlarına zarar verebileceğinden bahisle bir söz sarf etmedim. Ve aynı şekilde herhangi bir kimseyi hedef haline getirebilecek bir durum içerisinde yer almadım. Böyle bir hareket ve eylem içerisinde bulunmam mümkün değildir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”

İMAMOĞLU: HEDEFİN NE OLDUĞU BELLİ

Ekrem  İmamoğlu, otobüs üzerinden yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “Bütün siyasi partiler adaletin savunması için bize destek olmaya geldi. 16 milyon insanın temsilcisi burada böyle ifade vermemeliydi. Bugünkü mesele adalet meselesidir, hak hukuk arama meselesidir. Bugünkü mesele İstanbul’da ne yazık ki kurulmaya çalışılan kumpasın geldiği sonuçtur. Hedefin ne olduğu belli, İstanbul’da dört aydır yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz ama yılmadık, yılmayacağız. Birçok belediye başkanımız da burada ama gelemeyen de var buraya. Çünkü o tarafta insanlarımızın toplanmasına bile engel olunma çabasını anlayamıyorum. Korkunun neden kaynaklandığını biliyoruz, ‘Ayağına taş değmesin’ diye dua ettiğimiz polisimizle halkımızı karşı karşıya getiren aklı da biliyorum.”

YAVAŞ: SİLİVRİ’Yİ KAPATALIM

Ekrem İmamoğlu konuşmasının ardından mikrofonu Mansur Yavaş’a verdi. Yavaş ise yaptığı konuşmasında, “Demokrasinin olmazsa olmazı basın, fikir özgürlüğüdür. İnsanların hürriyetini hiçbir şekilde kısıtlayamazsınız. Bir tweet atıyorsunuz, altına birileri yazıyor ‘Silivri soğuktur’ diye. Zannediyorlar ki espri yapıyorlar, ülkemiz açısından utanç verici bir şey olduğunu bilmeleri gerekir. Madem ‘Silivri soğuktur’ ağızlarda Sayın Başkanım değerli İstanbullular iktidar değiştikten sonra demokrasinin başlangıcı olarak Silivri’yi kapatalım” dedi. Mikrofonu tekrar alıp Yavaş’ın ‘Silivri’yi kapatalım’ önerisine destek veren İmamoğlu, “Belki orayı üretim üssü mü, eğitim üssü mü yaparız. Hep birlikte karar veririz. O günler yakın mı, hazır mı milletimiz? Evet bu millet hazır. Bu işten kurtulmanın yolu ne biliyor musunuz? Sandık, sandık” dedi.

YAVAŞ’LA BİRLİKTE OTOBÜS KONUŞMASI

Ekrem İmamoğlu, ifadesinin tamamlanmasının ardından adliye önünde basın açıklaması yapmak için dışarı çıktı. Ancak polis, İmamoğlu’nun adliye önünde açıklama yapmasına izin vermedi. Bu sırada polis ile vatandaşlar ve partililer arasında arbede yaşandı.  Polisin sıktığı biber gazından bazı vatandaşlar etkilendi. İmamoğlu, adliye önünde açıklama yapmasına izin verilmeyince otobüs üzerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte açıklama yaptı. 

YIKMAYAN RÜZGÂR GÜÇLENDİRİR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı İmamoğlu’nun ifade vermek için gittiği Çağlayan Adliyesi önünde toplanan kalabalığa yönelik polis müdahalesine sosyal medyadan tepki gösterdi: “Bu iktidar İstanbul’u ifadeye çağırmış, millet de ifade vermeye gitmiştir. İktidarın, adaletsizliğe karşı ses yükselten vatandaşlarımızı baskıyla sindirme çabası beyhudedir. Kendi vatandaşına düşman hukuku uygulayanlar, hiçbir dönemde başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamayacaktır.” Özel, Muammer Aksoy’u Anma ve 2024 Yılı Yılın Atatürkçüsü Ödülleri Töreni’ndeki konuşmasında “Yıkmayan rüzgar, güçlendirir. Bizi böleceklerini, ayrı düşüreceklerini düşünenler bugün avuçlarını yaladılar. Bugün adliyenin önünde 13 siyasi parti vardı. Otobüsün üstünde İmamoğlu’nun elini hepimiz adına kaldıran Mansur Yavaş da vardı.” 

BİLİRKİŞİ KONUŞMAM

İmamoğlu bilirkişiyle ilgili ifadesinde şöyle dedi: “Konuşmamla, ilgili makamlara çoktan sunulmuş olan raporlar ile herhangi bir kişiyi etkilemiş olmam düşünülemez. Bu yönelttiğim beyanımın suç niteliği taşımadığını düşünüyorum. Bence asıl suç olduğunu düşündüğümüz husus, gerçeğe aykırı rapor ve mütalaa düzenlenmesidir. Herhangi bir yargı görevi yapan bir kişiyi etkilemeye teşebbüs etmedim. Tespit ettiğimiz aykırılıklara ilişkin hususları şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından dile getirdim. Benimle uğraştığını düşündüğüm bu düzeni teşhir etmeyi boynumun borcu saymaktayım. Mücadeleme devam etmek konusunda kararlıyım.”