Mustafa KÜÇÜK / İSTANBUL Nuray BABACAN/ ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2010 00:00
Avrupa Komisyonu ile Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin ortaklaşa düzenlediği iki günlük “Türkiye’deki Roman Vatandaşlar” konulu çalıştayın açılışında, Edirne’den gelen Roman Müzik Grubu, kanun, klarnet, darbuka, keman ve orgla Beethoven’in aynı zamanda AB Marşı da olan “9’uncu Senfoni”sini çaldı.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, insanlığın Romanlar’a ihtiyacı olduğu gibi AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu belirterek, “İlle de Roman olsun derler ya, biz ‘ille de AB olsun’ diye bastırıyoruz. Biz azimle bu süreçte ilerlemeye devam edeceğiz” dedi. Bağış, hükümet olarak tüm vatandaşlarla diyalog kurmaya ve onların sorunlarını algılamaya çalıştıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye artık eski Türkiye değil. Bütün sorunların net şekilde tartışılabildiği, demokratik diyalog mekanizmalarıyla sorunları teker teker çözme iradesi gösteriyoruz. Bütün vatandaşlarımızın sorunlarını empati kurarak, çözme konusunda ortaya bir irade koyuyoruz. Roman vatandaşlarımızın maruz kaldığı sosyal dışlanmayla mücadele çok önemli bir hedeftir. Bu çerçevede, eğitim, istihdam, sağlık hizmetlerine erişim, konut standartlarının iyileştirilmesi yönünde atılması gereken ilave adımları bu toplantıda tartışacağız”
Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus da, 14 Mart 2010 tarihinde düzenlenen Roman Buluşması’nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bu ülkenin en mağdur kesiminin Romanlar olduğunu ve onlardan devlet adına özür dilediğini” hatırlatarak, bu özrün, bir Roman kadını, bir Roman anne ve bir yurttaş olarak şu şekilde anladığını söyledi: “Bu özür, benim gibi 10 yaşında çöplerden kağıt toplarken aşağılanan kızlar içindi. Bu özür, dünyadaki bütün Romanlar için çok kıymetli. Romanların hayat koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve hukuki asgari standartlara erişebilmeleri için, Romanlara ve diğer etnik gruplara yönelik ayrımcılığı önleyici bir yasa çıkarılmalı.”
Vize duvarı yıkılacak
BAŞMÜZAKERECİ Egemen Bağış, önceki gece geç saatlerde biten Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinde de AB konusunda şu değerlendirmelerde bulundu: “Bugün Paraguay’ın vatandaşları AB’ye vizesiz girebiliyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları da önünde sonunda girecektir. Berlin duvarı nasıl yıkıldıysa vize duvarı da yıkılacaktır. Bazı üye ülkeler, ‘Türkiye vazgeçsin, geriye dönsün, kendi kabuğuna çekilsin’ diye uğraşıyor. Bu söylemlerin Türkiye-AB ilişkilerinin gündemini işgal etmesine izin vermeyiz. Avrupalı muhataplarımızdan tek beklentimiz, adil müzakere ve adil muameledir. Bazı ülkelerin Kıbrıs’ın arkasına saklanmaları, korkaklıktır, komikliktir. Bazı iktidar dönemlerinde faili meçhul cinayetlerin, işkence gören siyasilerin, yazarların, aydınların listesi yayınlanırdı. Çok şükür son yıllarda ilerleme raporlarında yüzümüzü kızartacak böyle ayıp listeler artık yok. Avrupa’nın önümüze koyduğu bütün çifte standartlara, engellere, siyasi ayak oyunlarına rağmen AB Genel Sekreterliği’nin koordinasyonunda el ele vererek 33 faslın 33’ünde de ilerleme kaydedebildiysek ve bunu AB’ye itiraf ettirebildiysek, çok olumludur.”