Güncelleme Tarihi:
Hadi siyasi parti liderlerine “padişahlık” yetkileri veren Siyasi Partiler Yasasından umudumuzu kestik ama hiç olmazsa Seçim Kanununda “temsilde adalet”in sağlanması yolunda bir değişikliğin süratle TBMM’ye taşınması zor değildi.
Üstelik baraj konusu tartışmaya açılmalıydı. Hatta Anayasa Mahkesi’nin iptal etttiği Türkiye Milletvekilliğinin yeniden formüle edilmesı de tartışılmalıydı.
Yapılabilir mi, gecikildi mi bilinmez ama TBMM çoğunluğuna sahip AKP eğer CHP ile anlaşırsa bu Meclis’ten çıkmayacak yasa yok gibi. Hatta yüzlerce yasa çıkarılır. Ama samimi olunursa.
Seçim ufukta göründü ya, geçen seçimlerin en mağduru DYP’nin lideri Mehmet Ağar hemen TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı arayarak randevu istemiş. Ayrıca yaptıkları Seçim Yasası değişikliklerine ilişkin önerilerini de bir mektupla sunmuş Arınç’a.
Arınç görşmeden sonra, denetimdee istikrar kadar, temsilde adaletin, “gerekli, olmazsa olmaz” olduğuna olan inancını dile getirmiş ve şunları hatırlatmış:
“Türkiye, şu anda en son DYP örneğinde yaşandığı gibi yüzde 9,5 oy alan bir partinin 3-4 milyon oyunun boşa gittiği bir seçim sistemini taşıyamıyor. Ancak yönetimde istikrar açısından barajların muhafazasında ihtiyaç varsa, tartışılır. O zaman başka argümanlarda temsilde adaleti mutlaka yerine getirmemiz gerekir. Yarın AİHM'in veya başka bir mercinin, Türkiye'ye 'bunu yap' demesi karşısında yapmak, ağrımıza gider. Kendi imkanlarımız, şartlarımız ve inancımız doğrultusunda, temsilde adaleti sağlamamız gerekiyor.”
Ağar'ın teklifini “gecikmiş bir fırsat” olarak nitelendiren Arınç, ancak bunun yapılabileceğini de vurgulamış. Arınç, milletvekili seçilme yaşının 25'e indirilmesi ve Seçim Kanununun önemli maddelerinin kısa sürede değiştirilmesini, buna örnek olarak göstermiş.
Arınç, diğer partilerin de Ağar'ın bu teklifini değerlendirebileceğini vurgulayarak, “Anayasa değişikliği, hem de seçim kanunlarında bu iki konunun ve buna bağlı olacak birkaç noktanın süratle gerçekleştirilebileceğini ümit ediyorum, bunda yarar görüyorum, destekliyorum. Umarım diğer partiler de bu konuda duyarlı davranırlar” diye konuşmuş.
Peki AKP önce cumhurbaşkanlığı, sonra genel seçim sancılarını şimdiden hissederken, seçim yasasına el atar mı? İrili ufaklı partilerin Meclis’e girmesine yeşil ışık yakar mı?
Temsilde adalete katkıda bulunur mu?
Hatta Barajın 10’lardan yüzde 7-8’e çekilmesini lster mi?
Bunu yakın zamanda göreceğiz. Ya da “kendi ihtiyacımızdır” diyerek askeri yasayı sivilleştireceğiz, ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giden olursa, Avrupa’nın zoruyla yeni yasayı baskıyla çıkaracağız.
Hangisi kolay dersiniz? Arınç’ın samimiyetini test etmekden daha önemlisi AKP’nin “temsilde adalet” fikrine ne kadar sıcak baktığı önemli. Ve de kendi gerçeğimizi görüp, kendi koşullarımıza göre bir yasayı TBMM’den çıkarmak daha onurlu bir davranış olmaz mı?
Sezai Bayar