Güncelleme Tarihi:
MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı ve British Council işbirliğiyle Siirt Mehmetçik, Adana Gazi, İstanbul Pilot Cengiz Topel, Trabzon Yavuz Selim, Ankara Evliya Çelebi, Erzurum 50. Yıl ve İzmir Karşıyaka ilköğretim okullarında uygulanan proje kapsamında, 4. sınıfta kadın hakları işleniyor.
Dersin sonunda, öğrencilerin, ''kadın haklarına duyarlı olmaları, kadınlar hakkında toplumdaki kalıp yargıları sorgulamaları, kadınlara yönelik şiddetin ne anlama geldiğini kavramaları ve önlenmesi gerektiğini benimsemeleri'' amaçlanıyor.
Kaynak olarak ''Kadınım: Ben İnsanım'' başlıklı kitapçığın kullanıldığı derste konular, işleniş yönünden, diğer derslerden farklılık gösteriyor. İlk konu ele alınırken, öğretmen öğrencilere ''Cinsiyetinizin sizegöre olumlu yönleri var mı, cinsiyetiniz hayatınızda herhangi bir sıkıntı yarattı mı, cinsiyetiniz hayatınızı nasıl etkiliyor?'' gibi soruların bulunduğu görüşme formu dağıtıyor ve öğrencilerden, bir kız çocuğu bir de kadınla görüşme yaparak, formu doldurmalarını istiyor.
Kitapçıkta, bir ailenin bir günü nasıl geçirdiğine ilişkin parçaya yer verilerek, öğrencilerin, ailenin bireyleri arasındaki ilişkileri, iş bölümünü ve iş bölümünün adil olup olmadığını tartışmaları isteniyor.
Öğrenciler kadın hakları konusunda bilinçlendirilirken, ilginç bir yönteme de başvuruluyor.
Sınıfın duvarlarına ''Katılıyorum'', ''Kesinlikle katılıyorum'', ''Katılmıyorum'', Kararsızım'', ''Kesinlikle katılmıyorum'' yazılı kartonlar asılıyor.
Bir öğrenci, kitaptaki kadın ve erkeklere ilişkin bazı yargıları ifade eden, ''Her yaştan kız ve erkek çocukların beden eğitimi dersinde farklı çalışmalar yapmaları gerekir'', ''Küçük çocuğu olan kadınlar ev dışında çalışmamalıdır'', ''Çocuğun adını babanın veya büyükbabanın koyması daha doğrudur'', ''Evli bir kadın eşinden izin almadan çalışmamalıdır'', ''Eğitim, erkek çocuklar için, kız çocuklar için olduğundan daha önemlidir'', ''Kız çocukları evlenme çağına geldiklerinde ailesinin istediği kişiyle evlenmesi uygun olur'', ''Kadınların mühendislik, askerlik, kamyon şoförlüğü gibi ağır ve zor işlerde çalışması uygun değildir'', ''Bir erkeğe yemek yapmak ya da bulaşık yıkamak yakışmaz, ev işlerini sadece kadınlar yapmalıdır'', ''Ekmek parası kazanmak erkeklerin işidir'' gibi cümleleri tek tek okuyor.
Diğer öğrenciler de bu yargılara katılıp katılmadıklarını, kartonların önüne giderek ifade ediyorlar ve neden öyle düşündüklerinitartışıyorlar.
Öte yandan, kitapçıkta, ''Bunları biliyor muydunuz?'' başlıklı bölümde şu bilgilere yer veriliyor:
1900'lü yılların başlarına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınların sahneye çıkması yasak olduğu için tiyatroda erkeklerin kadın kılığında oynadıklarını ve onlara ''zenne'' dendiğini,
Ülkemizde otomobil yaygınlaşana kadar kaymakamlar köylere genellikle at ile gidiyordu. Kadınların ata binemeyecekleri düşünüldüğünden uzun yıllar kaymakamlık sınavlarına alınmadıklarını, hatta otomobilin yaygınlaşmasından sonra bile aynı gerekçeyle kadınların kaymakam olarak atanmadığını,
Ülkemizde 8 milyon kadının hala okuma yazma bilmediğini,
Kadınların parlamentoda temsil oranı sıralamasında Türkiye'nin 174 ülke arasında 101. sırada bulunduğunu,
Seniha Sami'nin ilk kadın müzecimiz olduğunu,
Ülkemizde kadınların yüzde 49'ının görücü usulüyle evlendirildiğini,
ABD'de her gün, dakikada bir kadının tecavüze uğradığını,
Hindistan'da bir dönem kocaları öldüğünde kadınların da kocalarının cesetleriyle birlikte diri diri yakıldığını,
8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasının Clara Zetkin tarafından 1910 yılında önerildiğini,
Olympe de Gouges isimli Fransız kadının, 1791 yılında Kadın ve Yurttaşlık Bildirgesi'ni hazırlayarak, kadın haklarına ilişkin sistemli hareketi başlatan ilk kişi olduğunu,
ABD'li Sally Kristen Ride'ın, 1983'de uzaya giden ilk kadın astronot olduğunu,
Dünyanın en tanınmış ve başarılı aşçılarının erkek olduğunu...