İlkokul mezunu Cavit’in entelektüel olarak portresi

Güncelleme Tarihi:

İlkokul mezunu Cavit’in entelektüel olarak portresi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2009 00:00

Beyoğlu’nun en renkli simalarından ‘Entelektüel Cavit’in ölümü, medyada ilginç tartışmaları da beraberinde getirdi. ‘Entelektüel Cavit’ ismiyle bilinen Cavit Güneş, ağzına bir damla bile içki koymayan, kimi zaman kalender, kimi zaman öfkeli ilkokul mezunu bir insandı. İstanbul’un bütün ünlüleri müşterisiydi.

HERKES bilmez. Kişisel markası, Beyoğlu’nda, 37 yıldır işlettiği Huzur Meyhanesi’nin önüne geçen, lakabı Güneş soyadını gölgeleyen Entelektüel Cavit, ilkokul mezunudur.

Babası bir yaşındayken ölmüş. İlkokulu Erzincan Kemah’ın Kömür Köyü’nde bitirdikten sonra, 14 yaşındayken, 1944’de İstanbul’daki akrabalarının yanına gelmiş. İstanbul’un restoran fakiri olduğu dönemde, altın çağını yaşayan Çiçek Pasajı’nda, garsonluğa terfi ettiğinde yüklü bahşişlerle şansı dönmeye başlayınca, 1949’da görücü usulüyle memleketlisi Fatma Güneş ile evlenmiş. Nikâhı kıyıp düğünü yaptıktan sonra eşini Erzincan’da bırakıp İstanbul’a işine dönmüş.

Kissinger babama sarıldı

Küçük oğlu Cenap Güneş, “Sonra bir kere Erzincan’a gelmiş altı gün kalmış. 1950’de ağabeyim Cenan dünyaya gelmiş. Bir kere daha köye gelmiş, 1950’de ben dünyaya gelmişim” diye anlatıyor bu evliliğin ilk yıllarını. İşler yoluna girince, 1955’te Fatma Hanım’ı İstanbul’a aldırmış Entelektüel Cavit.

İlkokul mezunu Cavit Bey’in, Doğan Nadi imzalı lakabında, tahsilsizliğine rağmen, gelen turistlerden İngilizce ve Fransızca, bölgedeki Rumlar’dan Rumca öğrenmesinin payı hayli fazla.
Oğlu Cenap Güneş, meyhanenin solcuların mekânı olduğu iddialarına, “Çok kozmopolit bir yerdi” diye cevap veriyor. “Henry Kissinger’in meyhaneye geldiğinde babama “Ekselans” diye sarıldığını gözlerimle gördüm. Yul Brynner geldi mesela. Cahide Sonku gelirdi. Vehbi Koç, Kadir Has, Mehmet Emin Karamehmet, gelirdi. Yılmaz Güney’in geldiğini de hatırlarım.

10 bin kilometre

Cavit Güneş, Kurtuluş’un ara sokaklarında, ön cephesi mozaik kaplı, merdiven aralıkları kirlenmesin diye yarıya kadar kahverengi boyalıütevazi bir apartmanda oturuyor.

1993 yılında Toyota Corolla marka bir otomobil almış. 2006 yılında 10 bin kilometredeyken satmış. Taksiyle evine gidip geldiği için otomobili kullanmaya fırsat bulamamış.

Tuhaf huylarını da anlatıyor oğlu: “Meyhaneye gelenlere, balıkları, börekleri kendi eliyle yedirmek gibi bir huyu vardı. Rakı içmezdi. Çünkü dokunurdu. Bana da dokunuyor, yarım bardak bile içemiyorum.

2005 yılında kendini emekliye ayırdı Dört yıl önce, artık gidip gelemiyorum diye meyhaneyi ortağına devreden Entelektüel Cavit’e önce aileden miras beyin damarlarında tıkanıklık musallat oldu. Perşembe günü de, koltuğa yığılıp bir bardak su istediği eşine “Hakkını helal et” deyip veda etti.

Çocuklar bu adam babanız

Entelektüel Cavit, sabah 07.30’da işe gidip, gece 01.30’da dönen işkoliklerden. Çoluk çocuk, sadece pazar günleri izin yaptığında yüzünü görürmüş. Fatma Hanım, pazar günleri, “Çocuklar bu adam sizin babanız” diye iğnelermiş Cavit’i. Bilgi Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler okuyan Gizem, dedesini Pazar sabahları bile kravatlı hatırlıyor. Bir de kendisinden bahseden gazete ve dergi kupürlerini cebinde saklayıp, herkese göstermesini.

Boğazına düşkünlüğünü şöyle anlatıyor Cenap Güneş: “Sabahları, Galatasaray’daki Levent Büfesi’nde kahvaltı yapardı. Dört alakok yumurta, bal, kaymak, 15 dilim tost ekmeği yerdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!