Güncelleme Tarihi:
İlk olmanın, ilkleri başarmanın farklı motivasyonları vardır. Türkiye’nin ilk kadın tıp doktoru Safiye Ali’nin de pek çok ilki gerçekleştirirken motivasyonları farklıydı. 2 Şubat 1894 tarihinde İstanbul’da doğan Safiye Ali’nin babası Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid’in yaverlerinden Ali Kırat Paşa, annesi Şeyhülharem Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanım’dı. Kız çocuklarının okumasının bile lüks sayıldığı bir dönemde o tıp okumayı tercih etti. O dönemde kadın hastaların, kadın doktorları tercih etmesinden ötürü ülkede kadın doktorlara gereksinim duyuluyordu ancak Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu. Amerikan Kız Koleji’ni bitirdikten sonra I. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gördü. 1921 yılında ‘bebeklerde iç pakimenenjit kanaması’ hakkındaki tezi ile diplomasını aldı.
KENDİSİ GİBİ KIZLARA TIP EĞİTİMİ VERDİ
İstanbul’a kısa süreliğine dönse de kadın ve çocuk hastalıkları ihtisası yapmak üzere tekrar Almanya’ya gitti. Burada eşi Dr. Ferdinand Krekeler, sonradan aldığı adıyla Ferdi Ali ile evlendi.
Hep İstanbul’a dönme ve kendi vatanına hizmet etme isteği taşıyan Safiye Ali, Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı. Cağaloğlu’nda ilk muayenehanesini açtı. Safiye Ali sadece bir klinik doktoru olmadı. Hedefleri bunun çok üstündeydi. Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak da tarihe geçti.
PARAYI DEĞİL GÖNÜLLÜLÜĞÜ SEÇTİ
Safiye Ali, İstanbul’da doktorluk yaptığı beş yıl içerisinde hasta bakıp para kazanmaktan ziyade karşılıksız hizmet vererek anne-çocuk sağlığına önemli katkılarda bulundu. Kendi çocuğu olmadı ama binlerce yoksul, zayıf ve hasta çocuğu anne şefkati ile tedavi etti, beslenmelerini sağladı. Anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânından mahrum olan çocuklar için Fransız Kızılhaç’ı tarafından kurulup 1925’te Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne bırakılan Süt Damlası Bakımevi’nin başına geçen Safiye Ali, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırdı. Safiye Ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi’ni kurdu.
Süt Damlası ve Safiye Ali annelerin gönlünde taht kurdu. Öyle bir şey ki artık Süt Damlası Safiye Ali ile anılmaya başlamıştı.
KADIN HAKLARI İÇİN ÇALIŞTI
Safiye Ali’nin Türk Kadın Birliği’ndeki çalışmaları, kadın hakları konusundaki görüşleri ve fotoğrafları gazetelerde sık sık yayınlanıyordu. Çok geçmeden meslektaşlarının gadrine uğrayan Safiye Ali, Süt Damlası’ndan istifa etti. Safiye Ali, mesleki çalışmalarının yanı sıra İstanbul’da başlayan feminist harekete katıldı ve Türk Kadınlar Birliği’nin Sıhhiye Komisyonu başkanlığını üstlenerek kadınların seçme ve seçilme hakları için çalıştı. Fuhuşla mücadele savaş açtığı bir diğer konuydu.
Mesleğini icra ederken özellikle erkek meslektaşları tarafından defalarca taciz edilen ve hakkında yapılan asılsız iddialar ile yıldırılmaya çalışılan Safiye Ali, göğsünde bir kitle olduğunu anladığı güne kadar mücadelesini azimle sürdürdü. Kanser teşhisi konulması üzerine Türkiye’den ayrılarak Almanya’ya yerleşti. II. Dünya Savaşı yıllarında sağlığı el verdiği sürece mesleğini sürdürdü. 5 Temmuz 1952’de Dortmund’da 58 yaşında öldü.
Bir Osmanlı paşasının kızı olarak doğup 58 yıllık ömrünü çalışmayla geçiren bu hayırsever ve öncü kadının hayat hikâyesi, Nuran Yıldırım’ın hazırladığı ve 2012 yılında Tarih Vakfı Yurt Yayınları’ndan çıkan ‘Türkiye’nin İlk Kadın Doktoru Safiye Ali’ kitabında detaylarıyla anlatılmıştı.