İlk sorusu ’MİT ajanı mısın’ oldu

Güncelleme Tarihi:

İlk sorusu ’MİT ajanı mısın’ oldu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2008 00:00

Kendisini arayıp Hürriyet’ten olduğumu söyleyince, Tuncay Güney sadece tanışmayı kabul etti.

Buluştuğumuzda beni altın tespihi, ’Daniel’ künyesi ve süslü takılarıyla karşıladı. Parfümü etrafa yayılırken de ’ilk bombasını’ patlattı ve doğrudan "MİT ajanı mısın" diye sordu. MİT’e çalışıyorsam, aynı kurumdan iki kişi olarak daha farklı konuşabileceğini söyledi. Sonra da, o ana kadar defalarca okuduğum, dinlediğim Tuncay Güney konuşmaları başladı.

NEW York’tan Toronto’ya vardığımda, Tuncay Güney hakkında bilgi toplamaya başlamadan önce kendisini aradım. Hürriyet’ten olduğum için benimle röportaj yapmayacağını, ama tanışabileceğini söyleyerek bir araya gelmeyi kabul etti. Kentin en büyük iki ana caddesi olan Yonge ve Bloor’un kesiştiği yerde, akşam saat 9.30’da buluştuk.

Kıyafeti temizdi, altın tespihi, sağ elindeki "Daniel" künyesi ve takılarıyla süslü gözüküyordu. Parfümü de etrafa yayılıyordu.

Yolda çok normaldi konuştukça değişti

Metroyla kentin kuzeyinde, Yahudi Mahallesi’nde bir restorana gittik. Yolda gayet normal konuştu. Kanada siyasetiyle ilgili bilgi verdi. Sonra yaşlanmaya başladığından, artık genç olmadığından bahsetti. Nazik, kontrollü, o ana kadar hiç karşılaşmayı ummadığım bir Tuncay Güney gördüm. Beni tanımaya çalışıyordu.

Ancak trenden indikten sonra hava yavaş yavaş değişmeye başladı. Önce, uzaktan bizi takip eden ajanlar olduğunu söyledi. Sonra özel şoförlerinden, limitsiz harcamalarından, yaşadığı zengin hayatından bahsetmeye başladı. Restorana vardığımızda ise artık televizyonda gördüğüm, malum Tuncay Güney olmuştu. İlk bombasını MİT ajanı olup olmadığımı sorarak patlattı. Eğer MİT’e çalışıyorsam, aynı kurumdan iki kişi olarak daha farklı konuşabileceğini söyledi. Sonra da, o ana kadar defalarca okuduğum, dinlediğim Tuncay Güney konuşmaları başladı. Anlatırken, ben araya girip önceden hazırladığım, onun kronolojisine dair sorular sormaya çalışıyordum. Ancak o, her seferinde geçiştiriyor, içinde hiçbir şekilde net tarih olmayan, kendi kafasındaki öyküleri sıralıyordu.

Ortadoğu tipli birine arkadan bizi ’izletti’
İlk sorusu ’MİT ajanı mısın’ oldu

Tolga TANIŞ yazdı



Bir süre sonra artık sıkıldım. Masonların içine sızdığını ima ediyor, benden "E sonra n’aptınız" dememi bekliyordu. CIA’ye çalıştığını iddia ediyor, bunu deşmemi istiyordu.

Restoranda, Ortadoğulu’ya benzeyen bir gence uzaktan bizi izlettiriyor, etkileneceğimi düşünüyordu. Sorduğum hiçbir soruya yanıt alamadığımı görünce ailesi hakkında bilgi almaya çalıştım. Masonlar varken benimle bu tür ’önemsiz’ konular konuşmak istemedi tabii. Bu sefer o sıkıldı. Annesini mi yoksa babasını mı daha çok sevdiğini sorduğum zaman ise artık iyice kızmaya başladı. Ne yapmaya çalıştığımı sordu. Tuncay Güney’le, o akşam 2 buçuk saat konuştuk. MSN’de ve telefonda sürekli sohbet ettiği Türk gazetecileri saymazsak, Toronto’da yüz yüze görüştüğü 3’üncü kişiydim ben.

Portresini çıkaracağımı, Toronto’da onu tanıyan insanlarla konuşup bilgi alacağımı anlattım. Hiç kimseye ulaşamayacağımı söyledi ama makul karşıladı.

Bu dizide gerçek Tuncay Güney’i okuyacaksınız

SON bir buçuk yıldır, Ergenekon başladığından beri Türkiye’nin en çok merak ettiği isim o. Dünya tarihinde de eşine zor rastlanacak inanılmaz bir figür.

Karışık. Tuncay Güney’i en güzel tarif eden sözcük bu. Geçmişi, çevresi, karakteri, konuşmaları, cinsel kimliği, dini her şeyi karışık.

Hakkında şimdiye kadar çok haber çıktı. Türkiye’de girip çıktığı yerler, karıştığı olaylar hakkında çok yazıldı çizildi. Ama Toronto’daki Tuncay Güney, Yahudi lülesi, takıları ve televizyondaki garip konuşma tonuyla hep bir karikatür gibi duruyordu.

İltica peşindeki ’Daniel’

Şimdi siz, Toronto’da yaşayan gerçek Tuncay Güney’i okuyacaksınız. Hafıza kaybı, konsantrasyon sorunu ve cinsel baskıya dayandırdığı iltica başvurusunu sonuçlandırmaya çalışan, ödeyemediği kira yüzünden evinden atılan, haham gibi dolaşıp Evangelik Hıristiyanlarla gezen, onların ufak işlerini yapıp para kazanmaya çalışan, sahte adresler, sahte web siteleri kurduran ama hálá ajanlık yapabileceğine inanan Daniel T. Güney’i. Tolga TANIŞ

Kirasını ödemediği için evden çıkartılıyor

TUNCAY Güney, Toronto’da, kentin yukarısında müstakil bir evde yaşıyor. Kentin kuzeydeki son metro durağı olan Fitch Caddesi’nde, 4 yatak odalı, 2 banyolu bir dublekste. Evin sahibi, Nazanin Shams adlı İranlı bir doktor. Shams, Güney’in evde birkaç aydır yaşadığını ama aylık 1600 Kanada doları (2 bin YTL) olan kirayı ödemediğini, bu yüzden kendisine mahkeme yoluyla evi boşaltması için ihtarname yolladıklarını söyledi.

Güney’i tanımadığını, evin formaliteleriyle ilgilenen bir tanıdıklarının olduğunu belirtti. Emlak sitelerinde, evin 3 hafta önce 690 bin dolara satılığa çıkarıldığı yazılı. Satışla ilgilenen kişi ise, Shams’in kayınvalidesi Shahla Ashtari. O da İranlı.

Ev sahibi memnun değil

20 yıl önce gelmiş Kanada’ya. Evi gelinine annesinin aldığını ve kiracılar hakkında kızının da oğlunun da bilgisi olmadığını söylüyor. Hafta içi eve bir müşteri götürmüş. İçeride bütün odalarda yatak olduğunu ve Güney’in muhtemelen evi başkalarına oda oda kiraladığını anlattı. Ashtari, ayrıca bu ay ortasında Güney’in evden taşınacağını bildirdi.

Shams’in evle ilgili işlerini takip eden İranlı Mohamad Mazaheri ise, Tuncay Güney hakkında konuşmak istemedi. "Herkes gibi emlak ilanı verdik, o da ilanı görüp geldi. Birkaç aydır oturuyor. Mutlu değiliz, çünkü bir kiracının yapmaması gereken işler yaptı, biz de mahkemeye verdik. Tanımıyoruz" demekle yetindi, sorulardan rahatsız olup başka bir şey söylemedi.

Onda şeytan tüyü var

BAZILARINDA şeytan tüyü vardır ya, onlardan. Kim olduğuna, sosyal statüsüne, kazandığı paraya bakmadan herkesle tanışıp yakınlaşıyor. Bir işleri olunca da halletmek için çırpınıyor. Hakkında kötü konuşan hiç kimse yok. Bu insanlar onun için bir portföy çünkü. Bir gün karşılığını istemek üzere her fırsatta borçlu çıkarttığı bir telefon listesi.

İlişkileri nakde çeviriyor

İstihbaratçılar emekli olur mu bilmiyorum. Karakteri olmayan, istediği şekle girebilen, istediği olayı istediği kılıfa sokabilen bir istihbaratçı o da. Kurduğu ilişkileri hálá nakde çevirebileceğine inanıyor. Kariyerini istihbarat alanında sürdüren biri diye bakmak lazım Tuncay Güney’e. İstihbarat örgütlerini de iş başvurusu yaptığı şirketler gibi görmek. Eğer bu konuda en iyi CIA ya da MOSSAD ise, Güney’in bunlarla çalışmak istemesi de normal.

Evi Yahudi topluluğa aitmiş

EVSAHİBİ ve emlakçının aksine, Tuncay Güney ise buluşmamızda kaldığı evle ilgili bambaşka hikáyeler anlattı. Evin bir Yahudi topluluğuna ait olduğunu, güvenlik nedeniyle orada kaldığını, içeri hahamların girip çıktığını, yazları İsrail’den öğrenciler geldiğini, vesaire. Ancak çok sık taşındığını kabul etti. O da güvenlik nedeniyleymiş. Aralık sonunda bu yüzden yine taşınmak zorunda kalacağını da anlattı. Yani güvenlik nedeniyle.

2. bombası beni şikayet

TUNCAY Güney, restorana oturduğumuzda yaptığı MİT çıkışından daha büyük bir bombayı ise New York’a döndüğüm zaman patlattı. Hürriyet Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e bir mesaj attı ve benim kendisiyle Doğan Grubu adına görüştüğümü, susması için de para teklif ettiğimi söyledi.

Hatta ekledi: "Saygı Bey biliyorum, fakat bu girişim çok çirkin. Yönetiminizden ulaşabileceğim birisini verirseniz veya bunu iletirseniz sevinirim." Öğrendiğime göre Ertuğrul Özkök de Saygı Öztürk aracılığıyla ona bir e-mail gönderip, "Bildiği her şeyi anlatmasını ve mahkemeye yardımcı olmasını" iletmiş.

YARIN: Mülteci başvurusunda adı "X" olarak geçiyor
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!