Güncelleme Tarihi:
Bugün İstanbul'da 100'e yakın Çin lokantası var. İlk kurulan ve hálá
hizmetini sürdüren Çin lokantası ise 1957 yılında, Müslüman Çinli Celaleddin Wang tarafından kurulmuştu.
İstanbul'da 100'e yakın Çin lokantası var. Abarttığımızı sanmayın; büyük oteller, alışveriş merkezlerinin fast food bölümleri ve yalnızca Çin yemeği yapan lokantaları hesaba katınca sayı bu kadar yükseliyor.
Bu yazı sizi Taksim Lamartin Caddesi 17 numaradaki Çin Lokantası/The China Restaurant'a davet ediyor. Amacımız birbirinden leziz Çin ev yemeklerini tanıtmak değil, lokantanın sahibi Wang Ailesi'nin hikáyesini anlatmak.
donanlar, yaralananlar olmuş. Bizi sırtlarında taşımışlar. Çok zahmetli geçen iki ayın ardından Pakistan'a gelmişiz.’’
Wang Ailesi, Pakistan'da altı yıl yaşar. Celaleddin Bey, eşi Fatma Hanım ve iki çocuklarına burada beş çocuk daha eklenir. Celaleddin Bey, üniversitede hoca olarak çalışmaya başlar.
1955 yılında Pakistan, Komünist Çin'i tanıyınca, orada da barınmaları mümkün olmaz. Celaleddin Bey, Türkiye ile hiç koparmadığı ilişkileri sayesinde, Prof. Zeki Velidi Togan'ın daveti üzerine, sinoloji (Çin dili ve tarihi) kürsüsünü kurmaya İstanbul'a gelir.
İsa Wang anlatmaya devam ediyor: ‘‘En küçük kardeşim de burada doğdu. Sekiz çocuklu, 10 nüfuslu bir aile olarak Aksaray Horhor Caddesi'ndeki Horhor Apartmanı'nın çatı katına yerleştik.’’
İlk kazık
Bundan sonra okuyacaklarınız size daha tanıdık gelecek, çünkü olaylar Türkiye'de geçiyor. Celaleddin Bey, bir yandan üniversitede çalışırken çoluk çocuğunu geçindiremeyeceğini anlayınca bir restoran açmaya karar verir. Sultanahmet'te Adliye yakınlarında bir yer tutulur. Ortağı, Doğu Türkistan'dan bir tanıdığıdır. Celaleddin Bey'in dayısı ve kardeşi mutfakta çalışmaya başlar. Eşi Fatma Hanım yemeklerin lezzetinden sorumludur.
İstanbul'un ilk Çin Lokantası kısa sürede dolup taşmaya başlar. Ancak aile ilk kazığı lokantanın ortağından yer:
‘‘Babamın ortağı lokantayı kendi üstüne yapmış, babama da ‘senin bir üniversite hocası olarak lokantacılık yapman uygun düşmez’ demiş. Babam da bu işte bir kötü niyet aramamış, ama işler iyi gidince ortağı tarafından kapı dışına konmuş. Dayım, amcam ve annem de işi bırakınca lokanta kısa sürede kapanmış zaten.’’
Yeni bir lokanta için aranan yer bu kez Taksim'de bulunur. Şimdi Lamartin Cafe olan Lamartin Caddesi 22 numaradaki yarı bodrumda 10 Ekim 1957 tarihinde Çin Lokantası açılır: ‘‘Orası rahmetli Özdemir Asaf'ın basım evi idi. Hatta bizim ilk kullandığımız raflar da ona aitti.’’
Celaleddin Wang, 18 Ocak 1961'de kalp krizinden ölene kadar lokanta, ev ve okul arasında koşturur. İsa Wang, babasının sekiz çocuğun sorumluluğu altında kalbini çok yorduğunu söylüyor:
‘‘Babamın bize ilk öğrettiği şey ‘‘Bu ne?’’ oldu. Herşeyi sorarak öğreniyorduk. Hepimiz sıkıntı çektik, ama en çok sıkıntıyı babam çekmiş galiba.’’
Zeki Müren hariç herkes
Bugün en büyüğü 53 yaşında olan sekiz çocuk: Makbule, İsa, Halime, Rosey, Feride, Neriman, Kurban, Saadet. Çeşitli milletlerden insanlarla çeşitli kereler evlenip toplam 22 çocuğa imza atmış ikinci kuşak Wanglar, Türkiye'deki İtalyan, Fransız ve İngiliz liselerinde eğitim görüp dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış durumdalar. En büyük Makbule Tayvan'da yaşıyor. Tayvanlı bir Türkoloji profesörü ile evli. 4 numara Rosey Malezya'da, 6 numara Neriman Meksika'da yaşıyor. Diğer beş kardeş Türkiye'de değişik işlerde çalışıyor.
Lokanta ile en yakından ilgili olan ve bize ailenin kapılarını açan İsa Wang, üçü ilk evliliğinden toplam dört çocuk sahibi. İlk eşi, boşandıktan sonra Kadıköy'de bir Çin lokantası açmış.
İsa Bey, 35 yaşına kadar havaalanında istasyon müdürlüğü yaptıktan sonra, lokantaya bir çeki düzen vermek için, emekliye ayrılmış: ‘‘15 yıl önce, 22 numaradan 17 numaraya taşındık. Burası daha geniş ve iki katlı.’’
60'lar, 70'ler, 80'ler ve 90'lar... Çin Lokantası'nda anıdan, ünlü müşteriden bol ne var? 42 yıllık şef garson Yakar Çakar (bu onun gerçek adı) Zeki Müren hariç bütün ünlülere servis yaptığını söylüyor: ‘‘Zeki Bey, iki defa randevu aldı, ama işi çıktığı için gelemedi. Ronald Reagan, daha başkan değilken, aktörlük zamanında gelip burada yemek yedi. Sonra Efe Özal sevgilisiyle gelirdi. Korumaları ne çekti ondan! İlk yıllarda en çok Musevi müşterimiz vardı. Bir de gruplar gelirdi. Yurtdışından bir akşam yemeği için gelenler olurdu.’’
Wanglar müslüman oldukları için yemeklerinde domuz eti bulundurmuyorlar. 80 yaşında olan anne Fatma Hanım, menünün bugünkü kalitesine ulaşmasında büyük katkı sahibi. Yemekler Çin ev yemeği olarak hazırlanıyor. Hepsi orijinal, ancak Türk halkının damak zevkine göre revize edilmiş: ‘‘Bizde sebze ağırlıklıdır. Mesela sebzeli etli bir yemek hazırlıyoruz, sebzesi fazla. Ancak Türkler et sevdikleri için, hani bunun eti diyorlar. O yemekte etin oranını artırıyoruz. Yaptığımız tek değişiklik bu.’’
Biz Çin Lokantası'nın yemeklerini denedik, beğendik. Wanglar'ın hikáyesi sizin yemeğinize de lezzet katsın istedik.