Güncelleme Tarihi:
BİZİM DERDİMİZ FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK, ŞOV DEĞİL
“Birileri gibi bizim derdimiz fotoğraf çektirmek, kameralar karşısında şov yapmak değil. Ezeli ve ebedi kardeşliğimizin gereği olarak biz Lübnan’dayız. Giden arkadaşlarımız, Macron’un yaptıklarını değil tam aksine insanlığımızın gereğini yerine getirdik. Macron filan bunların derdi, tekrar sömürgeci yapıyı ayağa kaldırmak. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz insani ve İslami görevimizi yerine getiriyoruz.
GERGİNLİĞİ ARTTIRAN RUM-YUNAN ZİHNİYETİ
Doğu Akdeniz’de Türkiye, bugüne kadar ne yaptıysa, meşruiyet temelinde ve Libya ile olan mutabakat muhtıralarına göre yapmıştır. Akdeniz’de gerginliği arttıran Türkiye değil, Türkiye’yi ve KKTC’yi yok saymaya çalışan Rum, Yunan zihniyetidir. Rum Kesimi, 2003 yılından beri adayı adeta tapulu malı gibi görüyor, hiçbir hakkı olmadığı adanın deniz yetki alanlarında petrol, doğalgaz arama faaliyetlerinde bulunmaya yönelik imtiyaz ruhsatları veriyor. Rum Kesimi’nin sözde ruhsat sahalarından bazıları ise, Türkiye’nin kıta sahanlığıyla açıkça çakışıyor. Hukuksuz adımların bir başka amacı da, Akdeniz’e en uzun kıyı şeridi olan ülkemizi Antalya Körfezi’ne hapsetmektir. Tüm bunlar Türkiye’yi denizden çevrelemeye dönük hamlelerdir. Son dönemde Doğu Akdeniz’e sahildar olmayan bir ülkenin de kışkırtmalarıyla Yunanistan ve Rum yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz.
KİMSE KENDİNİ DEV AYNASINDA GÖRMEMELİ
Kimse kendini dev aynasında görmemeli. Çok açık, net konuşuyorum, şov peşinde de koşmamalı. Türkiye olarak şimdiye kadar Yunanistan ile sorunlarımızın çözümünü hep diplomaside, müzakere masasında aradık. Buradan şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok, ancak, hiçbir ülkeye de hakkımızı yedirtmeyiz. Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayan, hak ve hukuku çiğneyen hiçbir girişim ve anlaşmanın başarı şansı yoktur. Oruç Reis’in pazartesi günü başlattığı çalışma, Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığımızın sınırları içindedir. Kimse endişe etmesin. Bu saha 2012 yılında Türkiye Petrolleri’ne verdiğimiz ruhsat sahalarında yer alıyor. Oruç Reis gemimiz bölgede 23 Ağustos’a kadar sismik araştırma faaliyetlerini yürütecektir.”
BİR AVUÇ SAPKINA MEYDANI BIRAKMAYIZ
“Kadına yönelik şiddet yaklaşımımızı sıfır tolerans ilkesi ile sürdürüyoruz. Şiddet önleme ve izleme merkezleri 81 ilde hizmet veriyor. Buradan hizmet alan kadın sayısı 538 bini buldu. AK Parti, dedelerimiz kadar onlardan daha fazla ninelerimizin partisidir. ‘Cennet annelerinin ayakları altındadır.’ AK Parti delikanlılar kadar genç kızlarımızın partisidir. İlla bir tanımlama yapılacaksa Türk milleti, ‘aileerkil’ bir millettir.
TÜM KADINLAR ADINA KINIYORUM
AK Parti’nin kadınları için, ‘AKP’nin papatyaları’ gibi yakıştırmalarla, ‘yeşil sermaye’ gibi yaklaşımlarla, ağzıma almaktan edep ediyorum, küfri bir ifade kullanarak yakıştırmaların içine giren köşe yazarları noktasında da kusura bakmasınlar tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Kadının adeta mülk gibi görülmesi yanlıştır. Kadının şerefli yaradılışına saygı duymayan her anlayış yanlıştır. Kadınların lehine bunca düzenleme varken, tartışmayı değerlerimize düşmanlık aracı haline dönüştürmeye çalışan bir avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız.
KADINA SALDIRIYA MÜSAADE ETMEYİZ
Maalesef gerek kalemiyle gere aktivizmi ile hizmeti geçen kimi isimler, çirkin ifadelerle bu tartışmada yer almıştır. Her türlü fikre, teklife, eleştiriye, mücadeleye saygı gösteririz ama kadınlarımızın onuruna, haysiyetine, kişiliğine, iffetine yönelik en küçük saldırıya da müsaade etmeyiz. Adı, unvanı ne olursa olsun, birilerinin burada edebimizin elvermeyeceği ifadelerle AK Partili kadınları istiskal etmesine sessiz kalamayız. Biz inancımızın ve kültürümüzün temelinde yer alan aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayız. Aile hassasiyetimizi kimsenin tartısına da sunacak değiliz. Tweet atarak kadın kollarının başındakilere ‘istifa etmesi gerekir’ gibi ifadeler; size mi soracağız ya! Sizlerden icazet almaya ihtiyacımız yok.”
KAZAN KAZAN FORMÜLÜ
“Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de ortaya koyduğu tavır art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep etmek, akıl ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometrekare deniz alanına sahip olduğu iddiası, uluslararası hukuk açısından hem komik hem de temelsizdir. Buradan Yunanistan’ı Türkiye’nin hak ve hukuklarına riayet etmeye tekrar davet ediyorum. Doğu Akdeniz’de çözümün yolu diyalog ve müzakeredir. Sağduyu ile hareket edilirse kazan-kazan temelli bir formül bulunabilir. Biz gerilim aramıyoruz. Ancak benim Batı Trakya’daki kardeşlerime, soydaşlarıma saldıranlar şunu bilmeli ki, bunun uluslararası hukukta da, diğer yöntemlerle de hesabını verirler. Buradan AB’yi de uyarıyorum. Üyeniz bir ülke, AB hukukuna göre azınlıkların hukukunu koruma sorumluluğunu yerine getiriyor mu, getirmiyor mu?”
TÜRKİYE'Yİ EN İLERİ ÜLKELERDEN BİRİ YAPTIK
Cumhurbaşkanı, muhalefeti de şöyle eleştirdi: “Sadece yatırımlarda değil, özgürlüklerde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkelerinden birisi haline getirdik. Geçmişte vatanperver bütün devlet adamları taş üstüne taş koymaya çalıştıkça, karşılarında sürekli CHP zihniyetini bulmuştu. Biz de her reformda karşımızda ilk önce CHP’yi ve ortaklarını bulduk. Ne başardıysak CHP’nin takoz siyasetine rağmen başardık.”
ERDOĞAN KEMALREİS'İN ÖNLEMESİNİ ANLATTI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Oruç Reis’imize sakın saldırmayın, saldıracak olursanız bunun bedelini ağır öderseniz dedik ve ilk cevabı aldılar” açıklamasının perde arkasında Türk fırkateyninin, bir Yunan savaş gemisine yaptığı önleme var.
Edinilen bilgiye göre, önceki gün Oruç Reis belirlenen alanda çalışmalarını sürdürürken Limnos isimli Yunan fırkateyni Oruç Reis’e yakından taciz girişiminde bulundu. Bunun üzerine Oruç Reis’e koruma ve güvenlik sağlayan fırkateynlerden TCG Kemalreis, Yunan fırkateynine doğru yöneldi. Kemalreis fırkateyninin keskin menavrası karşısında Yunan gemisi kaçmak zorunda kaldı. Yunan fırkateyni kaçarken iki gemi arasında küçük çaplı bir sürtüşme yaşandı. Limnos isimli fırkateyn bölgeden uzaklaşarak, bakım için tersaneye gitti. Kemalreis’te ise görev icra etmesini engelleyecek herhangi bir hasar olmadığı ve görevini sürdürdüğü bildirildi. Yunan fırkateynin küçük çaplı hasardan sonra dün yine bölgeye geldiği ve Fransa ile yapılan ortak tatbikata da katıldığı öne sürüldü.