İlk Çankaya hükümet krizi Başbakanı yedi

Güncelleme Tarihi:

İlk Çankaya hükümet krizi Başbakanı yedi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2001 00:00


Hülya GÜZEL - Ateş YALAZAN
Haberin Devamı

Köşk-hükümet krizleri -1-

Atatürk-İnönü arasında sert tartışmalar çıktı

Türkiye aslında Köşk-Hükümet krizlerine hiç de yabancı değil. Cumhuriyet döneminde ilk kriz, Atatürk ve İnönü arasında çıktı, İnönü Başbakanlık'tan istifa etti. Sezer-Ecevit krizi için herkes ‘‘böylesi görülmedi’’ dese de, Cumhuriyet tarihi krizlerle dolu.

Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan kriz, geçmişteki Köşk-Hükümet kavgalarını da gündeme getirdi.

12 Eylül Anayasası'nın kabul edilmesinin ardından bu kavgalar hemen her dönemde tekrarlandı. Türkiye, zirvede son 10 yıldır birçok krize tanıklık etti.

KÖŞK'TE İLK GERGİNLİK

Cumhuriyet tarihi, devletin zirvesindeki ilk gerginliğe 1937 yılında tanıklık etti. Köşk, Cumhurbaşkanı Atatürk ile Milli Mücadele yıllarında silah arkadaşı olan Başbakan İsmet İnönü'nün arasında sert tartışmalara sahne oldu. Atatürk ile İnönü arasında içten içe görüş ayrılıkları ve üslup farklılıkları vardı. Atatürk, İnönü'nün izlediği devletçilik siyasetinin başarılı olacağından kuşkuluydu. Bu nedenle özel sektöre yakın bir isim olan Celal Bayar'ı İktisat Bakanı yaptı. Dış politikada İnönü ılımlı, Atatürk ise daha sert bir politikadan yanaydı.

Aralarındaki anlaşmazlık, 17 Eylül 1937 gecesi Çankaya Köşkü'ndeki bir yemek sırasında su yüzüne çıktı. İki devlet adamı, bakanların önünde sert bir biçimde tartıştı. Atatürk, ertesi gün İnönü'den istifasını istedi. İnönü, 21 Eylül'de 1.5 ay izin aldı. Aynı gün İktisat Bakanı Celal Bayar, İnönü'nün yerine vekaleten getirildi. Krizin sonucu, İnönü'nün, 25 Ekim'de istifa etmesi oldu.

KORUTÜRK'ÜN İSTİFA TEHDİDİ

6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ile dönemin başbakanı Demirel arasında yaşanan atama krizi, Kenan Evren'e yaradı. Korutürk ile Demirel arasındaki atama krizi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en önemli kademelerinden biri olan Kara Kuvvetleri Komutanı'nın belirlenmesi sırasında yaşandı.

Orgeneral Namık Kemal Ersun emekli edilince boşalan Kara Kuvetleri Komutanlığı makamı işin iki aday vardı: Orgeneral Adnan Ersöz ve Orgeneral Ali Fethi Esener. Hangisi Kuvvet Komutanı olursa, bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığı'na yükselecekti. Silahlı Kuvvetler'in tercihi Ersöz'den yanaydı.

Başbakan Demirel, Ersöz'e sempatiyle bakmadı. Demirel'in adayı, Orgeneral Ali Fethi Esener'di. Esener'in Kuvvet Komutanı olmasına dair Bakanlar Kurulu Kararnamesi hazırlandı.

Cumhurbaşkanı Korutürk, o sıralarda İstanbul'da Florya Köşkü'ndeydi. Adalet Partisi'nin ‘Koca Reis’ lakabıyla tanınan Savunma Bakanı Sadettin Bilgiç, kararnameyi alıp İstanbul'a gitti. Cumhurbaşkanı'na, kararnameyi onaylamazsa hükümetin istifa edeceğini söyledi. Korutürk'ün yanıtı şöyle oldu:

- Ben de istifa ederim, Cumhurbaşkanlığı bunalımı olur.

Ersöz'de ısrar eden Korutürk, Esener'in atanmasına ilişkin kararnameyi imzalamadı. Bu inatlaşma 30 Ağustos tarihine kadar sürünce, hem Ersöz hem de Esener, ggörev süreleri dolduğu için emekliye ayrıldı. Ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kenan Evren atandı.

AKBULUT, ÖZAL'A İSYAN ETTİ

Özal'ın Çankaya Köşkü'ne çıkmasıyla Başbakanlık koltuğuna oturan Yıldırım Akbulut da Cumhurbaşkanı ile zaman zaman ters düştü. Kriz boyutlarına ulaşmasa da Turgut Özal ile Yıldırım Akbulut, Körfez Savaşı ve Zonguldak'taki maden işçilerinin grevi sırasında ters düştü.

Cumhurbaşkanı Özal, ANAP'lı yöneticiler ve milletvekileriyle yaptığı bir toplantıda, Akbulut'un savaş konusunda çekimser kalmasını şu sözlerle eleştirdi:

‘‘Bacakları titriyor.’’

Yıldırım Akbulut da Başbakanlık dönemi bittikten sonra, suskunluğunu sona erdirerek, ‘‘tarihi açıklamalar’’da bulundu. Kamuoyunda ve siyasi çevrelerde Özal karşısında pasif kalmakla suçlanan Akbulut, Körfez Savaşı ve Zonguldak'taki maden işçilerinin grevi sırasında ters düştüklerini anlattı.

Akbulut, Başbakanlığı döneminde Özal'ın bazı kararnameleri imzalamadığını, ancak kendisinin bunları kamuoyuna yansıtmadığını da söyledi.

DEMİREL'LE HIZLANAN KRİZLER

Krizler süreci, yasakların kalkmasının ardından Özal'ın Köşk'e, Demirel'in de Başbakanlık'a çıkmasıyla hız kazandı.

1980 darbesinden itibaren önce Başbakan Yardımcılığı ardından da Başbakanlık yapan Özal, 1989'da Çankaya Köşkü'ne çıkmasıyla birlikte gücünü perçinledi ve yürütmenin yegane başı oldu.

Demirel hükümet kurmak için tur atarken önce Özal'ı Köşk'ten indirmek için çalışmalara başladı. RP Lideri Necmettin Erbakan ve SHP Lideri Erdal İnönü ile anlaşan Demirel, Ecevit'den destek bulumadı. Zaten hükümeti kurduktan sonra da ‘‘Özal ile aramızda ateşkes var. Kimse bizden kavga beklemesin. Çankaya sorununu askıya aldık’’ diyerek tartışmaları erteledi.

Ancak Özal ilk kez rakip bir başbakan ile çalışmak zorunda kalıyordu ve Özal-Demirel kavgası bu sefer yürütmenin iki ayağı Köşk-hükümet adıyla filizlenmeye başlıyordu. Özal, onlarca kararnameyi bekletti, imzalamadı ve bir o kadarını da geri çevirdi.

Demirel, ‘‘Ben Çankaya'nın memuru değilim ve olmam’’ diyerek tansiyonu yükseltirken İnönü de ortağına destek verdi:

‘‘Özal geçmişteki fiili başkanlık alışkanlığını devam ettiriyor.’’

BY-PASS HAZIRLIĞI

1992 yılının başlarında ise koalisyon ortakları önce ‘‘Devletin tepesinde kavga olmaz’’ diyerek tartışmanın tansiyonunu düşürmeye karar verdiler. Ama bir yandan da Özal'ı KHK ve Bakanlar Kurulu kararlarında by-pass etmek için yasa hazırlığına giriştiler.

Özal'ın iki bürokratın kararnamesini onaylamaması krizi daha da arttırınca koalisyon ortakları Özal'ın yeni yıl resepsiyonuna gitmediler.

Hatta Demirel, Özal'a mektup yazarak kararnameyi neden imzalamadığını sordu. Çankaya ise mektubu geri gönderdi. Demirel'in yanıtı sert oldu:

‘‘İadeli taahhütlü geri gider.’’

Çatışma öyle noktalara varıyordu ki Özal bir ilke de imza atarak, bir Başbakanı tazminata mahkum ettiren ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Özal kendisine, ‘gaflet, delalet içinde bulunmakla’ suçlayan Demirel'den 13 milyon lira manevi tazminat aldı.

Kavga dış politika ile ilgili sorunlarda da sürdü. Demirel, Türkiye'nin Nahcivan'a müdahalede bulunması gerektiğini savunan Özal ve muhalefet liderlerine sert tepki vererek, ‘‘İstiyorlarsa gidip savaşsınlar, mani olan yok’’ dedi.

Demirel ile Özal arasındaki polemik ve özlü tartışmalar hiç bir zaman sona ermedi. Özal'ın ‘‘Bu gidişle çökerler’’ sözlerini yanıtlayan Demirel, ‘‘Sorumluluğum gereği ağzımı açmıyorum. Kaldı ki Çankaya hala tartışmalıdır. Yüzde 21.75 oyla gelinmiştir o makama’’ dedi.

Hükümet bu tartışmaların arasında atamalarda Özal'ı devre dışı bırakan tasarıyı Meclis'ten geçirdikten sonra ikinci by-pass için de start verdi ve Bakanlar Kurulu kararnamelerinde Özal'ın imza yetkisini kaldıran bir yasa hazırlığına başladı.

Özal da hükümet ile restleşmesini son ana kadar hiç bırakmadı ve ölümünden yaklaşık 1.5 ay öncesinde Başbakanlığa giderek Demirel hükümeti'nin Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti.

Bilinen ilk dört büyük gerginlik

ATATÜRK-İNÖNÜ

Cumhuriyet tarihi, devletin zirvesindeki ilk krize 1937 yılında tanıklık etti. Köşk, Cumhurbaşkanı Atatürk ile Milli Mücadele yıllarında silah arkadaşı olan Başbakan İnönü'nün arasında sert tartışmalara sahne oldu. Atatürk, İnönü'den istifasını istedi.

DEMİREL-ÖZAL

Çatışma öyle noktalara varıyordu ki Özal bir ilke de imza atarak, bir Başbakanı tazminata mahkum ettiren ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Özal kendisine, ‘gaflet, delalet içinde bulunmakla’ suçlayan Demirel'den 13 milyon lira manevi tazminat aldı.

KORUTÜRK-DEMİREL

Cumhurbaşkanı Korutürk ile Başbakan Demirel arasında yaşanan Kara Kuvvetleri Komutanı atama krizi, Kenan Evren'e yaradı. Demirel, Orgeneral Esener, Korutürk ise Ersöz isminde ısrar etti. Karşılıklı istifa tehditlerinin yaşandığı kriz, Kenan Evren'in atanmasıyla aşıldı.

ÖZAL-AKBULUT

Özal'ın Çankaya Köşkü'ne çıkmasıyla Başbakanlık koltuğuna oturan Yıldırım Akbulut da Cumhurbaşkanı ile zaman zaman ters düştü. Özal, yaptığı bir toplantıda, Akbulut'un Körfez Savaşı konusunda çekimser kalmasını şu sözlerle eleştirdi: ‘‘Bacakları titriyor.’’

YARIN: DEMİREL ÇİLLER'İ PENCEREDEN ATACAKTI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!