İlişkiler çiçek açacak

Güncelleme Tarihi:

İlişkiler çiçek açacak
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 1999 00:00

Haberin Devamı

Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu Taksim Toplantıları'nda Kıbrıs, Ege sorunu ve AB ile ilgili umut verici sözler söyledi. Papandreu ''Depremle başlayan sıcak ilişkileri devam ettirmek için çalışmalıyız'' dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, son deprem felaketinin Türkiye ve Yunanistan'a çok önemli bir mesaj verdiğini belirterek, ‘‘Bu mesajı görmezden gelemeyiz. Biz politikacıların mümkün olmayacağını düşündüğü şeyi halklar düşündü’’ dedi.

The Marmara'da yapılan Taksim Toplantıları'nın bu ayki oturumuna katılan Papandreu, Türkiye'de bulunduğu için duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve‘‘Deprem felaketinde ölenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum, acılarını paylaşıyorum’’ diyerek şöyle devam etti:

‘‘Bu konuşmayı depremzedelere ithaf ediyorum. Bu trajedi, çok önemli bir mesaj verdi. Bu mesajı görmezden gelemeyiz. Biz politikacıların mümkün olmayacağını düşündüğü şeyi halklar düşündü. Bu, bizim politik manevralarımızın önüne geçti. Ve bize bir demokrasi dersi verdiler. AKUT ve EMAK grupları, doktor ve hemşireler, sivil görevliler, gazeteciler, bize 'Önyargılarınızı aşın, sloganlarınızı ve klişelerinizi durdurun. Artık iki ülke için barış ve güvenlik ihdas edin' dedi. Bu mesajı aldım ve uymaya hazırım. Ama benim ve meslektaşım İsmail Cem'in çabası yetmez. Barış, herkesin çabası olmadan gerçekleşemez.’’ Papandreu, daha sonra iki ülke ilişkilerindeki sorunlara ilişkin düşüncelerini şöyle açıkladı:

Denktaş'ın formülü geçerli değil

Türkiye'nin Kıbrıs'ta gerçek amacını ve Kıbrıs Türk toplumunu, Türk askeri gücünün Ada'daki varlığını gerektirecek ölçüde neyin korkuttuğunu anlayamıyorum. Ada'daki Türk askeri varlığı, Kıbrıs Rum toplumunu tehdit ediyor. Bu yüzden de Rum toplumunun ortak savunma işbirliğiyle korunması gereklidir. Denktaş'ın önerileri, Kıbrıslı Türk ve Rumların güven ve refah içerisinde yaşamalarına olanak sağlayamaz. Buna karşılık, Türkiye ile Yunanistan arasında gerilimi artırır. Denktaş'ın önerileri kabul edildiğinde, ister konfederasyon ister ikili birlik oluşturulsun, Kıbrıslı Rumlar KKTC'ye baktığında onun arkasında Türkiye'yi ve Türk askeri gücünü görecek. Bu nedenle Rumlar Yunanistan'ın ve Yunan askeri gücünün desteğini talep etmeye devam edecek. Denktaş'ın formülü askeri gerilime, gelecekteki krizlere ve istikrarsızlığa yol açar. Türkiye ve Yunanistan kendi çözümlerini empoze etmeden işbirliği yaparlarsa, bu her iki topluma yararlı olacak. Sorunun çözümüne uluslararası aktörlerin dahil edilmesi gerekmektedir.

Ecevit'in açıklaması çok olumlu

Yunanistan'da Türkiye ile ilgili yaygın bazı düşünceler var. Bu düşüncelere göre, Türkiye'nin nihai amacı, Ege'deki statükoyu değiştirmek, Yunanistan'daki adaların büyük bölümünü kendi dünyasına katmak, açık ve gizli savaş tehditleriyle Yunanistan'ı tahakküm altında bulundurmak. Başbakan Bülent Ecevit'in Türkiye'nin Yunanistan üzerinde talebi olmadığını açıklamasını çok olumlu buluyorum. Türkiye'nin toprak talebinin olmaması doğruysa, ilişkilerimiz yakında çiçek açacaktır. Türkiye'nin gerçek arzusu sınırların değiştirilmesi ve yeni toprak talepleriyse, bu Türkiye'nin kısa ya da uzun dönemli çıkarlarına yarar vermez. İlişkilerin sıcaklaşması sürecinde her iki tarafın da aklında tutması gereken önkoşullar var. Öncelikle yüksek beklentiler oluşturmaktan kaçınılmalıdır. Bu süreci uzun dönemli süreç olarak görmeliyiz. Bölgesel konularda da farklı taraflarda olmaktan da kaçınmalıyız. Kosova, Kafkaslar ve Ortadoğu gibi bölgesel sorunların çözümünde iki ülke birlikte çalışmalıdır.

Diyaloğu sürdürmeliyiz

İki ülkenin liderlerinin de, sürekli çatışmanın ekonomik ve politik maliyetlerini anlaması gerekir. Yeni bir barış süreci, savunma harcamalarında yapılacak kısıtlamalara yol açacak ve bu da kalkınma, refah ve sosyal alanlarda yatırıma imkan tanıyacak. İki tarafta da ikili ilişkilerin geliştirilmesi için politik istek olması gerekir. Saldırgan olmamanın anlamı diyalog kurmaktır. Her iki tarafta bulunan aşırı sesler bizi birbirimizden ayırmamalı. Daha geniş bir Avrupa ailesinin parçası iki ülke olarak, yaratıcı çözümler bulmalıyız.

Dışişleri Bakanı İsmail Cem'le, iki ülkenin daha fazla yakınlaştırılması amacıyla belirli konuları görüşmek için komiteler kurduk. Bununla güvenin oluşturulması, gerçek niyetlerin ortaya çıkarılması ve bazı sorunların üstesinden gelinmesi amaçlanmaktadır. Karşılıklı şüphenin azaltılması, barış ve istikrara doğru ilk ve önemli adımdır. Ancak bu söylendiği gibi kolay değil, bir gecede olamaz. İki ülke halkları arasında güvenlik politikaları, kültür, din gibi konularda bilgi eksikliği bulunuyor. Daha fazla iletişime ihtiyacımız var.

Türkiye için öncülük edeceğiz

Yunanistan olarak, Türkiye'nin AB'ye tam adaylığını tescil edilmesini, kendimiz için de gerekli görüyoruz ve bunun için öncülük edeceğiz. Bu yeni ilişkiler ruhu içinde, Yunanistan'ın Türkiye'ye ‘‘şunu şunu yapın’’ demesi uygun olmaz. Bizim talebimiz, düşüncemiz bu değil. Bu yeni dostluk ruhu içinde bir irade, bir orta yol bulmak için herkesin çaba göstermesi gerekir. Bir ülkenin AB üyeliği için bir takım kriterler var ve bunların hiçbir şekilde çifte standartlı olmaması gerekir. AB, üyelik için aday veya üye ülkeden değişim, hukukun üstünlüğü, sağlıklı bir ekonomi ve siyasette tavır değişikliği istiyor. Türkiye açısından siyasi iradenin göstergesi, AB üyeliğine hazır olduğunu ifade etmektir. Türkiye'nin AB'ye sanal bir üyeliği, yapay bir adaylığı olmamalıdır. AB Komisyonu'nun aday üyeler hakkında hazırladığı bir rapor var. Burada zaten Türkiye'nin neler yapması gerektiği ortaya konulacak. Biz, komşunuz olarak Türkiye'nin AB'ye tam aday olmasını istiyoruz. Türkiye'nin bu konuda adım attığına ilişkin iradesini gördük. Önünde iki-üç aylık daha süre bulunuyor. Kürt sorunu, Kıbrıs sorunu ve iyi komşuluk ilişkileri konusunda reformlar yapılabilir. Ancak, yine de bu konunun Helsinki toplantısında çözülmesi beklenemez.

İstanbul ve Derince'de duygulu anlar yaşandı

YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, dün özel bir ziyaret için geldiği İstanbul'da ilk olarak, Yeşilköy'de depremdem zarar gören Ayyos Stefanos Özel Rum İlkokulu'na gitti. Okul bahçesinde yapılan prefabrik binayı dolaşan Papandreu, prefabrik bina için yetkililere teşekkür etti, eski okulun yeniden yaptırılması için gereken yardımı yapacaklarını söyledi. Hasar gördüğü için mühürlenen okul binasını da inceleyen Papandreu, birkaç sokak ilerideki Saint Stefanos Kilisesi'ne yürüyerek gitti. Papandreu, kilise kapısında kendisini alkışlayan vatandaşlarla sohbet etti. İstanbul'dan helikopterle Derince'ye giden Papandreu Yunanistan'ın depremzedeler için inşasına başladığı prefabrik konutlarda inceleme yaptı. Depremden 108 saat sonra Yunanlı kurtarma ekibi tarafından enkaz altından çıkarılan Nurcan Tartım'ın teşekkürü karşısında duygulanan Papandreu, ‘‘Son derece güç ortamda oluşan işbirliği çok önemli bir mesajı da beraberinde getirmiştir. Yunan ve Türk halkı siyasi liderlere 'Biz dostuz. Barış içinde yaşamak istiyoruz' mesajı vermiştir. Bu kapıyı sürekli açık tutalım. Bu uzun sürecek dostluk ve işbirliğinin başlangıcı olsun’’ dedi.

Dostluk havasına gölge

DEPREM felaketinin ardından Türkiye ile Yunanistan arasında doğan dostluk havasına gölge düşmeye başladı. Yunanistan bir yandan Rumlarla birlikte Nikiforos-Toksotis ortak askeri tatbikatına başlarken, Türkiye-AB ilişkileri üzerindeki pazarlığı da yoğunlaştırdı. AB Dönem Başkanı Finlandiya Başbakanı Paavo Lipponen'in önceki gün Atina'ya gelişiyle birlikte Türkiye'nin AB'ye adaylığı pazarlığı Atina'ya kaydı.

SİMİTİS JEST BEKLİYOR

Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Lipponen'e aralık ayında yapılacak Helsinki zirvesinde Türkiye'nin adaylığı üzerindeki vetoyu kaldırmak için Türkiye' den jest beklediklerini bildirdi. Simitis, Türkiye'nin adaylığının onaylanması için ‘‘Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik toprak taleplerinden vazgeçmesi gerektiğini’’ söylüyor.

PANGALOS’TAN SAVAŞ

Bu arada, Türkiye'yle yakınlaşma politikası yüzünden Yunanistan siyaseti de karışmaya başladı. Dostluk havasını sürdürmede kararlılığını ortaya koyan Dışişleri Bakanı Papandreu'ya karşı çatlak sesler yükseliyor. Öcalan fiyaskosu yüzünden koltuğunu kaybeden eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos, hem Simitis hem de Papandreu'ya savaş açtı. To Vima gazetesine bir demeç veren Pangalos, Papandreu'yu ABD'nin sesi olmakla ve milli çıkarları dikkate almamakla suçladı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!